benzeyip benzememeleriyle ilgisi yoktur. doğumdan sonra dişi kediler vaktinin tamamını yavrulara ayırır ve emzirme dönemine girer. hala azgınlık döneminde olan erkek kedi de yavruları öldürerek dişi kedinin yeniden çiftleşmeye hazır hale geleceğini sanar. olay budur.
''acaba bu kadın başka biriyle mi fingirdiyo?'' düşüncesi içinde kendisine benzemeyen yavruların başka bir kediden olabileceğinden şüphelenen ve dolayısıyla kıskanan kedidir.
anne kedinin;
-recai bu yavru tıpkı bana benziyor...
diyerekten baba kedinin kafasızı zitmesi sonucunda cinnet geçiren baba kedinin;
-hayriye bak bu yavrunun ölüsüde sana çok benzer...
deyip ve ardı sıra yavru kediyi mefta etmesidir...
dişi kedi: naaptın rızaa?
erkek kedi: kimden peydahlamıştın o veleti lan aşifte?
dişi kedi: senin yavrundu o rıza, senden başka kimsey..
erkek kedi: sus nermin sus! duymak istemiyorum, arkanı dön!
dişi kedi: ama rıza..
erkek kedi: dön yoksa annenlere anlatırım herşeyi
dişi kedi: peki, mauuvvvv meauvvvv
erkek kedi: muuuaaaaaavvvvvv
...
sadece büyük kedigillerin bazılarında gözlemlenir. özellikle aslanların seçtiği bir yoldur.
Bir aslan sürüye lider olduğu zaman çiftleşeceği dişinin önceki yavrularını öldürür. Bunun mantığı sağlıklı olduğuna emin olduğu kendi genlerini taşıyan yavrulara yer açmak, soyun sağlıklı devam etmesini garantileyerek türün devamını sağlamaktır.
hayvanlarda vahşet diye bir şey yoktur. bu kavram insan tarafından yaratılmıştır, insana özgüdür.
tıpkı bir hayvanın diğer bir hayvan tarafından canlı canlı yenilmesinin vahşet olmaması gibi.
ps: "ona benzemeyen" diye bir olay da yok. hayvanlar kendi yavrularını diğer yavrulardan %100 başarıyla ayırabilirler, bunun nedeni de benzerlik değil ebeveyn-yavru arasındaki spesifik bağdır.