Ben: okula gidiyorum para ver gavat
Babam: Gavatın anlamini biliyormusun
Ben: cit yok
Babam: bilmedigimi biliyor ögrende gel aksam banada soyle
ben: tamam baba iki gun saklandim.
bir arkadaşla spor ayakkabı almaya giderken babası arabayla bırakırım dedi. arkadaş benim yanımda girmemesi gereken ailevi bi muhabbete girdi. finali adnan amca şöyle yaptı:
+baba filanca kuruma mal beyanında bulunman gerekiyordu.
-sana nüfus kağıdı çıkarttık ya eşşoğluşek.
klimayı takmak için klimacı gelmiştir baba evde yoktur. eve gelince anneye sorar
baba: ne kadar tuttu?
anne: iki yüz civarı:
eve gelince yapilan topuz: baba nakit yoksa borç verebilirim. sonuçta yapmadığım şey değil.
baba: yok istemiyorum senden para falan. allahın tefecisi.
5-6 yıl önce, benim modifiye akımını takip ettiğim dönem. her lafımda bu var, modifiye dergileri, posterler.. babama yine bununla ilgili bir konu açtığımda muhabbet şöyle gelişir :
-baba bizim arabayı modifiye mi etsek yiaa
+ne modifiyesi lan
-arabayı güzelleştircez baba modifiye yeni akım bak şekil olcan
+hay o modifiyenin içine çıratır çorutur edeyim.. (evet evet tam olarak böyle dedi)
Baba ahü (akü) yok!
+şarzı mı bitmiş ulan?farları açık bırakırsanöyle olur böyle...
-akü komple yok çalmışlar
+vueeyy?
-hee, kaputu açmışlar bir de aküyü çalmışlar, kaputu açtınız bari aküyü çalmayın. aküyü çalmamış olsalar hani.
muhabbet baba ile abla arasında geçmektedir.
abla bir yaşındaki oğlunun boyu yaşıtlarına göre kısa olduğundan boyu kısa mı olacak diye endişelenmektedir.
babam vurucu cümleyi kurar " kısa olsa ne olacak sanki, biz uzunuz da ne faydasını görüyoruz deve götü yalayacak değil ya".
aslında şimdi okuyunca hiç komik gelmedi nedense.*
SALI, çarşamba ve perşembe akşamı babamı aradım iş çıkışı. 3ünde de telefona cevap vermedi.
dün açmayınca iş yerini aradım, çalışan arkadaş yazıhane de değil dedi.
neyse akşam evde görüştük.
sordum;
-baba hayırdır arıyorum o kadar niye telefonlarıma bakmıyorsun, geri de dönüş yapmıyorsun noluyor?
yarım saatlik hal hatır sorma merasimi geçtikten sonra mevzuya gelinir.
-ee bu ay ne kadar yollayayım beyefendi
-baba biliyosun işte her zamanki kadar yolla ne olacak
-içkiyi bıraktığını biliyorum az harcarsın işte artık sigaran da yok (olduğunu biliyor her seferinde bırakmam için kinaye işte)
-yaa baba demesene öyle. harcanıyor işte lazım hem bu aralar stresliyim vesaire
-geçen twitterinde gördüm united'a 50 lira basmışsın ferguson babanın oğlu mu lan adamlar 5 hafta önceden şampiyonluklarını ilan etti
-oha orada da mı takip ediyorsun
-bu ay çok harcamazsın al sana x lira yolluyorum
-o çok az be. yapma bunu bana.
birkaç özel ve derin mevzuya girilir. sonuçta baba köpürmüş, ben ise çileden çıkmıştırım
-hay amk sevmiyorsun madem söyle açık açık ya paradan kısmaya çalışıp durma.
-yok lan para sana siktir git ne bok yersen ye. (karabük gibi bir yerde)
-tamam çok da umurumdaydı yollamazsan yollama
-lan yoksa başka kuponda city'e bastın da para mı aldın
-ne alıcam g.tüme güvenmesem lise 1 de sizden ayrılmaya çalışmazdım.
-biri çıkıp bir gün s.kecek o g.tünü ondan sonra göreceksin nasıl güveniliyor.
6-7 sene falan oluyor. biraz kilo fazlalığım vardı ve spor salonuna yazılıp, vücut geliştirme vs. için babadan para istenirken gerçekleşmiştir.
m: ya baba, kilo vermek için spor salonuna yazılmak istiyorum da, para versene biraz.
b: senin kilon gayet iyi oğlum, hem biraz iri olmak karşındakine güven verir.
m: kızlar güvene müvene bakmıyo valla baba , biraz vucut yapmam lazım. ver işte.
b: ulan kilo alırken de masraflısın, kilo verirken de masraflısın be. al şu parayı, naparsan yap.( odadaki muhabbet kuşuna dönerek )
b: canım oğlum benim, kimbilir ne derdi var ama masraf olmasın diye babasına söylemiyo.
lisenin bilmem kaçıncı yılı ayrı evde yaşamaktadır yazar kişi. arkadaşlar falan toplanmış evde sigara, çerez muhabbeti falan takılıryordur.
sonra ansızın baba gelmiştir( sigara içtiğini bilir ve bir kere içerken görse ağzına sıçacak kıvamdadır)
-ne yaptın
+hiç baba arkadaşlar falan oturuyoruz sen naptın?
-bir uğrim dedim
-içeride sigaramı içiyorsunuz siz?
+kem küm hede hödö
-lan amına koduğum kaç kere dicem sana sigara içme diye
+tamam baba
-eğer bir gün sigaradan dolayı hastalanırsan yanıma uğrayayım deme
+tamam baba
-tamam deme lan
+tamam baba
-hayatını sikeyim ben senin adam falan olmaz senden
+tamam baba
(içeride arkadaşlar tamam deme lan, tamam muhabbetinden dolayı gülmemek için altlarına sıçmıştır ve baba gittikten sonra ev kahkahadan yıkılmıştır.)
+ hacı odada yarım şişe chivas var kayalım mı beraber?
- ne diyorsun evladım?
+ yarım şişe viski diyorum, odada diyorum gel takıl bana.
- diğer yarısı nerede oğlum?
+ yaw kalk işte bilader gel içelim diğer yarısını ben içtim az önce.
- belli oluyor aslan oğlum gel ben sana bi soda açayım.
sene 1990, evde amstrad marka kasetli bir bilgisayarımız var. bir dergide makale okurken, internet diye birşeyin varlığından haberdar olmuşuz. yazıda geçen, tam aklımda kalmasa da şöyle birşey: "internet denilen ortak ağ sayesinde, bütün bilgisayarlar birbirlerine bağlanarak ortak bir iletişime geçecek/geçiyor" konu üzerine babamla akıl yürütüyoruz.
ben: yahu bu internet denilen şeye bağlanacaksak herhalde elektrik şebekesi üzerinden olacaktır. başka ne var ki dışarıya açıldığımız? **
babam: olur mu öyle şey oğlum? bence senin bilgisayara bişey takacaksın, üzerinde anten olacak, aynı televizyon gibi havadaki sinyallerle bağlanacaksın. **
başlığa uygun yaran bir diyalog olmadı belki ama, o günleri hatırladıkça hala gülümserim sözlük.
daha bugün;
b: gel de bi tavla atalım.
p: fincanla atacaksın ama elinle zar tutuyosun sonra *
b: ne fincanı ya, gören de zar tutuyorum sanacak! ayağımla mı tutayım?
p: ...
b: fincanla attığımda yenilmiyosun sanki! *
p: en azından yenildiğime ikna olurum *
-dersler nasıl
-iyi baba
-nası iyi
-iyi işte
-veliler toplantısı olmuyo mu sizin okulda
-oldu ya baba
-veli amcanımı götürdün pezevenk benim niye haberim yok
-yok baba annem geldi
-hanımmmm noldu bunun toplantısında
-nolucak rezil olup döndüm yine
-ne diyo annen?
-nolucak rezil olup döndüm yine diyo
-kalk git lan burdan
b: gel kam buraya
s: he noldu?
b: dolapta ton balığı var te bu kadar
s: eee
b: yanına biber duura içinide suvan* duura bir garnütera yap güzelce
s: ....
b: koy fırına böle hafif hafif pişsin mmm
s: kızartsam olmaz mı?
b: ton balığı o lezzetli olmaz koy biberleri yanınaa
s: hee uçaklar gemiler çok güzel yaa
b: ton balığı istiyodun ya alvedim işte
s: off baba konservesini istiyodum makarnaya koymak için
b: dolapta da canlısı var işte
s: ööff baba