Biri. Onun gibi olmak istemedikçe en çok ona benzediğim biri. Biyolojik olarak babam. Baba sıfatını sadece maddi yönden destek olarak alabileceğini sanmasıda oldukça saçma. Saygılar.
-al arabayla git.
--istemiyorum.
-al al arabayla hızlı hızlı git okula hallet işini.
--valla istemiyorum.
-lafımı dinle bak.
--yok istemiyorum, otobüsle gideceğim ben.
-arabayı al beni de bilmem nereye bırakırsın.
--e iyi madem.
her sabah mı yaşarız bu diyalogu? her sabah yaşıyoruz. neredeyse her sabah kendisini bir yerlere bıraktırıyor sırf ben yollarda sefil olmayayım diye.
yine de toplu taşıma candır. trafik heyecan.
Karşılıksız, katıksız, elle tutulur yoğun bir sevgi şelalesi. Gerektiğinde dert transferi. Kimseye gösteremeyeceğim bir tolerans, dönüp içine baktığımda kendimi gördüğüm ayna. Nitekim Gün geçtikçe ona daha çok benzediğimi hissediyorum.
Beşiktaş geliyor, bizi birbirimize bağlayan tek şey Beşiktaş. Oturup konuşabilir misin ya da derdini anlatıp çözüm bulabilir misin? Ne mümkün. Ama maç izlersin Beşiktaş hakkında gün içerisinde edinemediği bilgileri verdiğinde gözleri ışıldar, gülümser. Öyle sarılmalı öpmeli oyyy kızımlı baba kız ilişkisi gördüğümde de içim burkulur ama olsun severim kendisini her şeye rağmen.
Beşiktaş, yüksek volüm telefon konuşması, anası babası aklına gelince gözü dolması, yiyemediğimiz yemekleri yalayıp yutması. iri ve iyi biri benim babam.