sapansaçma bir dizidir. (evet saçmasapan kelimesi yerine sapansaçma dedim.) dizinin bir kaç tekrarına denk geldim. evin kızı halasına evde bir besleme gibi yaşadığını ve evden defolup gitmesini söylüyor. yani gidecek bir yeri dahi olmayan ve üstelik her şeyden önce evin bütün işlerini yapan (çamaşır, bulaşık, temizlik, ütü vs....) halaya bu lafları diyebilmek için o haladan tam anlamıyla nefret etmen gerekir. sıkı durun! şimdiki yeni bölümlerde ise aralarından su sızmıyor. lan daha geçen besleme diye tabir-i caizse "siktir git!" dediğin kadınla ne bu samimiyet ne bu sevgi. işte burda dizide bir yapmacıklık söz konusu. durduk yere saçma şeylerden dizide kavgalar tartışmalar çıkıyor. yani masadaki ketçap niye ters duruyor? sorusundan bile kavga çıkabiliyor. (bu sadece durumu anlamınız için bir örnekti.) senaristler tartışma çıkarmak için mantıklı bahaneler bulamıyor anlaşılan.
evin büyük oğlu ise tam anlamıyla kişilik mağduru. kariyerim de kariyerim! diyen bir kişiliğe sahip. tamam anladık kariyerin. bu çocuk aşırı zengin aileye sahip bir kız buldu ilk bölümlerde. bu kızın ailesi hatta annesi (babası masum) oğlanın ailesine hor bakıyor. onların fakir olduklarını söylüyor. kızını da oğlandan vazgeçiremeyince oğlana (düğünde ailecek giyinirsiniz) adı altında büyük bir miktar para veriyor. bu parayı aile öğrenince biraz şaşırıyorlar tabii kabul etmiyorlar parayı. oğlan ben ne yapıyorsam ailem için yapıyorum. bu para sizin geleceğiniz için lazım işsiz güçsüz kardeşimin geleceği ablamın geleceği için lazım diyor. bu durumda seyirci (ehh işte... babasına ne kadar tavır alsa da ailesini düşünüyor gene çocuk.) diyor. sıkı durun! yeni bölümlerde ise altına son model otomobil çekilmiş en lüks restoranlara davet edilen lüksün lüksü huzuruna sunulmuş bu oğlana kızın annesi aileni unut! siz artık bundan sonra yabancı devlette yaşayacaksınız! ailenle pek irtibat kurmayacaksın. diyen bu kadına, oğlan o an ağzının payını vermesi gerekirken bu oğlan ailesini unuttu unutacak! biraz daha gaz verilse babasını tanımayabilir.
Denk geldikçe izlediğim, Kore uyarlaması bir dizi.
Yanliz uraz kaygilorgunun performansi hic de fena dzgil, gayet de iyi bir oyuncuymus diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Erdem Beyazıt rolundeyken de takdirimi kazanmıştı ama bu farklı, insanları güldürmek çok daha zor bir işken altından kalkabiliyor.
Haluk bey Iyisin. Baya iyisin!
Tebrikler..
son kelimesi "candır" şeklinde biten kelimeleri oldum olası hiç hazzetmemişimdir! bundan dolayı olacak ki, klasik abudik gubidik bir ergen dizisi sanmış olmalıyım ki, hiç bakmadım bugüne kadar! tâ ki trt logosunu farkedene kadar. "bir dakika yahu trt bu! öyle saçma sapan yapım olmaz burda" dedim! haluk bey'in şu "pis yedili" dizisindeki antipatik, sevimsiz rolünün ön yargısıyla, biraz keyifsiz de olsa 5-10 dk. değerlendirme maksatlı bakayım dedim. ne yalan söyleyeyim beğendim! geçer not vermek zorunda kaldım. ailece izlenebilecek hoş bir komedi dizisi. yalnız belirtmeliyim, ece hanım'ın jest ve mimikleri, henüz yaşı ve tecrübesi yeni olmasına rağmen başrol oyuncusunu bu kadar başarılı şekilde asiste etmesi hayranlık uyandırdı bende. genel anlamda tv'lerdeki dizi imajı trt sayesinde ayakta kalıyor denilebilir.
haluk gibi fırlama ve şeker bir karakteri ağlatmış dizidir. kadroya dahil olan leventi hiç sevmedim, eceye de gıcığım. sayesinde aşk üçgenine maruz kaldık yine.
dizide en ifrit olduğum tip ceylandır. cırtlak sesli itici şey, izlerken kafasını kopartasım geliyor.
yer yer saçmalayan dizi. o ceylandan bozma bambi eve yerleştiği yetmezmiş gibi, emrecanın odasını da kaptı *
haluk karakteri olmasa iki bölüm anca sürerdi, uraz ın oyunculuğunun ekmeğini yiyor dizi.
hafta içi her gün tekrarları yayınlanan dizi. her cumartesi de yayınlıyorlar, ayrıca geceleri de tekrarları oluyor. kısaca haftanın 7 günü trt de bu dizi var, ha memnun muyum? of course *
emrecan karakteri baya tatlı, yüzü gözü sincabı andırıyor *
Eğlenceli, izlenebilecek nadir Türk dizilerinden. Sürekli halanin babanizi üzmeyin, her şey gider aile kalir şeklindeki nutuklari zaman zaman sıksa da yine de güzel bir dizi. Haluk bile yeter zaten izlemek için. Baya iyi.*
şimdiye kadar pazar günleri stres atmak için izliyordum ama şu son üç bölümü beni strese boğdu resmen. senarist dizinin içine sıçtı, sıcak aile dizisi oldu mu sana entrikalı kadınların saçmalığı.
ece denen ördek ağızlı iticilik abidesi ailesinden kurtulmak için, babasının ortalıkta olmamasını fırsat bilerek evin yıkım evraklarını imzaladı. bi de halasına "sen aile işlerimize karışma" diye çıkıştı. yuh artık bu kadar yüzsüzlük olur, güya cici aile kızı bu ama kötü kadınlara taş çıkarır. babasını polis çocuk kaçırma suçundan arıyor ama bu sürtük eğlenmek için haluk a yaltaklık yapıp bir iki güzel kelime söylüyor. bu çemçük ağızlı eceyi çüş oha nidaları ile izledim. bu kadarla kalsa iyi, ege denen kart çokbilmiş çocuk eve yerleşti. yetmedi emrecan ı yeni odasından da etti * yani salak salih babanın evi kimsesizler yurduna döndü, ipini koparan geliyor anasını satiyim. baş hekim ednan beyin cadı karısı kapıya grayderle dayandı, cin fikirli sapık bakışlı egemen babası ve ednan beyden oluşan mahşerin üç atlısı gerçeği öğrenip eve baskına gitti. bu arada bambi ceylan yani namı değer köy yumurtası rüzgarla şarkı besteleme işine soyundu. dünkü cahil bambi ne olduysa bu gün söz yazarı oluverdi. kısaca bu gibi saçma olaylar ve saydığım bu geri zekalı karakterler diziyi yalama etti, artık izlerken neşelenmek yerine sinirleniyorum. maşallah dizinin tek komik adamını ikide bir salya sümük ağlatıyorlar, bize de sinir bozucu tipleri izlemek kalıyor. tayfun güneyer bu gidişi düzeltmezse, şu diziyi haluk bile kurtaramayacak. zira bu kadar saçmalık ve klişe fazla!!