kendisine ablalık görevlerimi itinayla yerine getireceğim yazar. hayır yerine getireceğim de çok ince yerden girdin ergenliğe be kuzum, şimdi işin yoksa ders ver, ohhhooooo.... *
işte budur bu arkadaşın özeti.
bursa zirvesinde istanbul'dan gelen, yol yorgunu bizleri, en güzel şekilde karşılamış, elleriyle yedirip içirmiştir. zaten seviyorduk, şimdi daha da seviyoruz, selamlarımı sarkıtırım.
sabahın 6'sında kalkıp, yollara düşüp dibine kadar gittiğim, lakin yine de dibime düşmemiş yazar. çok içliyim sözlük çok. neyse, yakında büyük buluşma gerçekleşecek.
başkaları över durur ama bilir mi kim seni sever durur bak bana kim var burda ismimi unutma sakın kanka! ey kuru dallara can veren allahım sen konuyu biliyorsun ben daha ne diyim re ver bana, sana şarkı söyleyeyim artık bitsin bu akrostiş radara yakalandım, giderim ben mafiş!...
ahmet ümit'in en güzel romanı. elif şafak'ın aşkını okuyupta bu romanı es geçen yoktur. her iki romanında ortak yanı elbette mevlana celaleddin rumi ve şems-i tebrizidir. her ikisi de günümüzden yola çıkıp geçmişin hazin sonunu anlatıyor. etkilenip mevlevihanede soluğu alamamak içten bile değil.