Ahmet Ümit'in kaleme aldığı bir şems ve mevlana aşkını anlattığı kitaptır okuduğum en iyi kitaplardan (şems ve mevlana üzerine)'dır okumadıysanız okumanızı tavsiye ederim.
devamlı konya, mevlana, şemsi tebrizi ve sufilik temaların işlendiği ahmet ümit romanı.
bu konularla harmanlanmış altyapıya polisiye bir tema oturtulmuş. sufilik ve mevlevilik
gibi konulara ilgisi olmayan okuyucular için pek sürükleyici bir roman sayılmaz.
kesinlikle boş bırakmaya gelmeyen hatunun teki. 2-3 aydır görüşemedik, bugün bir duydum ki evleniyor hatun. evli, mutlu çocuklu şarkısına örnek olacak bir insan oluyor.
gelin olmuş gidiyorsun bana veda ediyorsun derim, çeyreğimi alır düğününe bile gelirim.
ve ayakkabının altına adım yazılmazsa da yakarım oraları ulen..!
kitapta mevlevilik anlatılmaya çalışılmış fakat çok yüzeysel kalmış. neyin ne olduğu belli değil. olaylar mantıkla ilerlerken bir anda fantastik bir hal alıyor. ve çokça tekrarlamaya yer verilmiş ki bu da kitabı çok sıkıcı bir hale getirmiş. baş kahraman sürekli aynı şeyleri sorgulayıp durmuş. aşktan sonra okunduğunda kesinlikle doyum sağlamayan bir kitap.
johnny depp'i kendisine bağlamak için muska yazdırmayı düşünen yazar. adama eşek dili bile yedirebilir, yazık yahu acıdım şimdi adama büyülere gelecek haberi yok!...
bir de hep ilgi bekliyor, hiç ilgilenmiyor. ayıp denen bir şey var arkadaş!
nasıl küfür etsem, elime aldığımda hangi duvardan hangi duvara vursam bilemediğim yazar.
hem ilgilenmiyor, hem de ilgilenince sırtını dönüyor. sonra da habire sitem, sen beni unuttun filan, vay efendim bilmem ne. her seferinde arayacağım deyip aramadığı zamanlar için de ayrıca söveceğim. hadi öptüm.
en son görüşmemizden sonra benim yüzümden aile faciası yaşamış, annesinin saldırılarına maruz kalmış, vücudunun muhtelif yerlerinde delikler oluşmuş yazar.
tamam ben sana o tulumla ayakkabı için dünya kadar para verdirmiş olabilirim ama sen nasıl olur da annene açık edersin onu çözemedim. neyse canımız sağolsun.
bursa'ya tekrar gittiğimde ayakkabının diğer tekinin insan vücudu üzerindeki etkilerini göstermek üzere yazarın annesi tarafından dört gözle beklenmekteyim lakin uzun bir süre bursa'ya uğramayı düşünmüyorum. o zamana kadar da siniri geçer inşallah. *
tanımsız insan yazarı. iyidir hoştur dersin çirkefleşir. sinir bişeydir dersin melek kesilir. karşısındakini kendiyle beraber tımarhaneye çekmeye pek meraklı.
bir de bu aralar tiksiniyor benden. bikaç aydır sonu gelmez bir şekilde yaptığım alışverişi kıskanıyor. sana da alırım yavrum, sana da alırım.
odaklanmış iyice bana. baktığı konuştuğu herkes ben. gidiyor elaleme yavrum canım diyor. uyarıyorum kendisini buradan. bebeğim bu kadar bağlanıp bırakma kendini bana. hadi ben iyi niyetliyim de yavrum dediğin herkes ben gibi olmaz. çekerler inşaata. *
ortalığı karıştırıp nerelere kayboldu diye meraklandıran yazar... nickaltımın sorumlusu sensin, sarı saçlarından sen suçlusun... muah muah can hatice... *
different'la beraber bana aşık olmuş ancak yüz vermediğim için ittifak kurup üstüme oynayan yazar. en son Bursa ziyaretimde kapımda yatmış, penceremin önünde serenat vermiş, gül yüzünü bir kerecik göreyim diye yalvarmıştır. perdeyi biraz aralayıp baktım tabii, vicdanlı insanım ben.