Osmanlı imparatorluğu 'nda sadrazamlık makam ve dairesine verilen ad. Eskiden genel olarak doğuda, halk işlerinin hükümdar saraylarının kapısında görülmesinden dolayı, Türk hükümdarlarının sarayları için kullanılan kapı sözü, Osmanlılarda "saray kapısı" anlamına gelmiş, sonraları bu deyim sadrazamların saray ve konakları hakkında kullanılmıştır. Yüksek kapı demek olan (Bâib-ı âli), Sadrazam sarayının kapısı ,onun sarayı ve tabiatıyla, burada görülen devlet ve hükümet işleri anlamında kullanılmıştır. Zamanla bu deyim, anlamını biraz daha genişletmiş, Osmanlı hükümetini, onun merkezini, idare ve otoritesini ifade eder olmuştur.
necip fazıl kısakürek'in kendi gençlik yıllarını ve yazar-şair arkadaşlarını derinlemesine anlattığı okunması gereken türk edebiyatında çok önemli bir eserin adı.
istanbul'da basın ve basım yaşamının merkezi idi. sirkeci'den cağaloğlu'na kadar uzanan; yayınevlerinin, gazete yönetim yerlerinin, basımevlerinin, kitabevlerinin sıralandığı cadde idi (şimdiki ankara caddesi). 1970'lerden başlayarak birçok basımevi, yayınevi ve kitapçı, kentin başka bölgelerine kaymıştır.
okulumunda * içinde bulunduğu,eskiden her yerde eğitimli insanlar görebileceğiniz,şimdilerde ise tüccarlar ve turistler dışında pek kimsenin görülmediği * mekan....
Osmanli imparatorlugu yikilana kadar devlet idaresinin merkezi sayilan yer. sonra istanbul valiliği olmuş. devlet yönetiminin burada olması nedeniyle tüm gazeteler, yayın kuruluşlarıda buraya toplaşmış.
