benimle yaşamak seni hasta ediyor
hergün söylüyorsun
her şey eskisi gibi pırıl pırıl olsun istiyorsun
yorgun aşkımız ayakta duracak hali yok
neler oluyor anlamıyorum
ama bittiğine hiç şüphe yok
bir gün gelir herkes kendi yoluna gider
her şey nasıl başladıysa öyle biter
benimle paylaştığın günler için
harcanmış zaman diyorsun
güzel olan anıları hatırlamak
artık çok zor diyorsun
yorgun aşkımız ayakta duracak hali yok
neler oluyor anlamıyorum
ama bittiğine hiç şüphe yok
bir gün helir herkes kendi yoluna gider
her şey nasıl başladıysa öyle biter
kuruntuların ve karşılıksız duyguların güzel bir arkadaşlığı hızla düşüşe geçirmesini, sonunda arkadaşlığın yalnızca çağrışım olarak devam etmesini ve nihayetinde birbirine çatık kaşla bakan, bizans oyunlarına başvuran iki yabancının şehrin sokaklarında saklanacak yer aramasını ifade edendir.
--spoiler--
her güzel şey bitermiş
aşk nedensiz sevmekmiş
--spoiler--
ülkemizde ki sayılı alternatif gruplarından biri olan manga'nın da dediği gibi;
"mutluluk bile acı veriyor. çünkü sonu var biliyorum."
bir örnek daha, nadir seslerden bir tanesi olan candan erçetin diyorki;
"her aşk bitermiş birgün bildim, her aşk bitermiş öğretildim."
geometrideki ışın kavramı ile çelişen bir önermedir
çünkü ışın bir başlangıcı olup sonsuza giden noktalar kümesi demek
o zaman bu hem sonsuz kavramıyla hem bu başlıkla çelişir
tanım: güzel veya kötü, acı ya da tatlı, başlayan herşey isteyerek ya da istemeyerek son bulur.
insanın gücüne giden başlayan şeyin başladığı gibi bitmesidir. arpa boyu yol alamadığını görmek, boşa giden çaba, geçen onca zaman, katlanılan okadar zahmet hepsi yalan olur. konuyu kendimden örnekle açmak istiyorum. **
enayi kişiliğimden midir yoksa hassas yapımdan mıdır bilinmez ama hayatta en çok önem verdiğim şey hani şu acı veren platonik aşktır. çok uğraşırım, kendimden ödün veririm, gururumu yere sererim tek bir olumlu hareketi için. illa benim olacak, kimseyi sevmeyecek diye bir düşünceye sahip değilim. ya da ondan başkası olmaz vs gibi psikopat türevinde ruh halim de yok, son derece insancıl, kendi içimde büyüyen bir aşktır. tabiki kalbini kazanmak için sayısz girişimlerim oldu. ağlamayı, sızlamayı en sona attım, uğraştım onun için. diğer hedeflerimden vazgeçtim, varımla yoğumla çırpındım ki belki olur diye. bir zaman sonra elde ettim de. elde ettim derken yanlış anlamda demiyorum kalbinde yer edindim. tatlı şeyler yaşadık, paylaştık, yedik, eğlendik, duygulandık. çeşitli sebeplerden dolayı ayrıldık. alışamadı bana diyeyim kısaca. sonuçta bitirdi.
e ne olmuş, herkes platonik aşık olur, sever, terkedilir demeyin. zira ben ekstra birşeyler söylemiyorum. peki niye açtın böyle bir başlık?
dedim ya başlayan herşeyin bitmesi diye. arkadaşlarımın tesellisidir bu cümle bana. güzel ve hak da veriyorum ki kendimi yiyip bitirmiyorum. lakin aynı şekilde bitmesi benim için çok acı geliyor. evet bunu sindiremiyorum konu bu. ilişkideki tempo düşüyor, ben yine çırpınıyorum her zaman olduğu gibi; ama olmuyor. kurtaramıyorum, biliyorum bir sevgi iki kişiye yetmiyor. muhabbet kopuyor, samimi ortam buz kesiliyor ve akabinde paylaştıklarımızın hatrına selam vermesi dahi kesiliyor. ilk zamanki gibi oluyor, başladığı gibi bitiyor. sonuç olarak ben ilk günkü gibi devam ediyorum ki aşık olan taraf olarak o da farkında olmayan platonik sevgili gibi. anlam veremiyorum, ne kadar basit olursa olsun kalbime anlatamıyorum. dost kalmayı da başramıyoruz malesef. ne kadar acı çektiğimi şunun bunun sözleriyle destekleme ihtiyacı duymuyorum. söylüyorum işte; acı çekiyorum.
bir diğer örnekse öss sonucu. malum sınav öğrencileri dersanede sınava girer ve ilk denemede aldığı puan önemlidir. üzerine emek edilir, plan yapılır, hedefler belirlenir. bende bir puan aldım az da olsa. çalıştım bir süre. hırsla, kendimi paralayarak. ta ki seçim yapma ihtiyacı duyana kadar. haklısınız fazla salağım ama pişman değilim.
şunu söyleyebilirim ki öss deki en büyük engel kalbiniz. onlarca kitap açılı, dersane ve özel hoca tam gaz devam eder iken odaklandğınız şey daha önemlidir sizin için. böyle kafam gel-gitlerle tuhaf bir şekilde, sürüne sürüne yılı bitirdim desem yeridir.
gelelim öss gününe. sınava mı girdim, sınav mı bana anlayamadım. sınav bitmişti. tabiki mutlak bir stres boşaldığını söyleyebilirim. kötü geçmişti, dersanedeki denemelerin hepsinden de kötü geçmişti. sonucunu bekledim, herşeyi beklediğim gibi.
yıkılacağım bir sonuç; ilk denemeyle aynı puanı almıştım. inananlar çıkar belki aranızdan ama daha düşük puan alsam üzülmeyecektim. neden bu puan? arpa boyu yol alamadım mı? hiç mi emek etmedim? bu kadar aptal birimiydim diye düşündüm.
ya da yıl sevgili örneğinde olduğu gibi başladım, yaklaştım hedefime, herşeyin yolunda gittiğini sandığım bir anda işler geri sarmaya mı başlamıştı? akabinde başladığı gibi mi bitmişti? bir senede iki kayıp yetti arttı bana. boğuluyorum, kafamda soru işaretlerinin cevabı boş kalıyor.
edit: başlayan şeyin aynı şekilde bitmesini kabullenemiyorum. **
tersine çevirdiğimizde bizi enteresan bir soruyla başbaşa bırakacak cümle. biten her şey başlar mı?
başlığın bu kadar keskin olmasının altında yatan sebep, yaşayarak bilinmişler ve yediğimiz kazıkların toplamı olan tecrübe ile sabittir.
aşk, sevgi, arkadaşlık, para, dostluk, komşuluk, akrabalık.
daha düşünüp çoğaltılacak bir sürü örnek var bunlar gibi. her şey bitiyor,hayat gibi.