özgüvenin düşük olmasından kaynaklanan bir sorundur.
kapalı toplumlarda daha sık görülür. zamanla insanı kendinden uzaklaştıran tehlikeli bir problem haline gelebilir. kişi kendini ifade edememenin ve olduğu gibi görünememesinin sonucunda kaba kuvvete dayalı dışa vurum sergileyebilir.
Başkaları bu sefer de 'sakin, efendi, etkisiz adam' diyeceği için boş yere y apılan bir feragattir. Her şekilde duyacağınız bir lafı istediklerinizi gerçekleştirerek duyun bari.
yaşadığımız toplum düzeninde insanların fazlasıyla yaşadığı korkudur. şu saatte dışarı çıkacağım o ne der, bunu giyeceğim bu ne der derken hayatını hep kaçıran, doya doya yaşayamayan insanlar var. elalem ne der diye yaşanmamalı bu hayat. bu hayat bizim, kendimizin ve başkaları bizim ne yaptığımıza, ne şekilde yaşadığımıza ne karışır kime ne? kimin ne haddine?
sozum meclisten disari degil direkt malliktir.
zamanla koyun olup baskalarinin buyruklarina gore yasar.
kendi dusunemez baskalarinin fikirleriyle zihniyetini temellendirir.
sizinle alakası olmayan insanların sizin hayatınıza dolaylı yoldan müdahale etmesi ve sizin bu sebeple otokontrolünüzün seviyesini bir tık daha arttırmanıza ve yapacağınız her eylemden önce tereddüte düşmenize sebebiyet veren durum. derhal vazgeçmelidir insan bu kabullenmişlikten. baskıyı kırmanın en iyi yolu sakin kalmaktır. etrafınızdaki insanlara kendinizi kabul ettirmek zorunluluğu hissetmeyin. zamanla buna alışacaklardır. bir kere taviz verirseniz hep onların ne dediğine göre yaşamak zorunda kalırsınız.
mahale baskısı da denir bu duruma. elalem ne der yok böyle yapsak ayıplar mı yok böyle yaparsak konuşurlar mı diye ömür geçiren nice insan var. ülkemizin ayıp bir gerçeği.
bir kere geldiğimiz, geçen her saniyenin geri gelmediği bu galakside kendi hayatını başkalarına kurban etmektir. üzerimizde söz sahibi olduğunu sanan insanlara imkan vermek, onların amcık amcık takıntıları** için yaşantımızı onlara göre yönlendirmektir. onların yersiz kaygılarını yok etmek için kendimizi mahkum etmek, onların bizim üstümüzden edindiği mutlulukla yetinmektir. hayatın en leş şeylerinden biri olmaya adaydır bu durum. bu memleketin insanı da başkası üstünde baskı kurmaya veya üstünde baskı kurulan kişiler de boyun eğmeye çok meraklıdırlar. aile için okula gidilir, aile seçti diye müslüman olunur, okulda arkadaş için sevdiği insanla beraber olamaz. sonra büyür başkasını sever aile istemedi diye onla birlikte olamaz, ayılır. o sırada ailesi ona başkasını bulur, aileye güven sonsuz olduğu için kabul edilir, aile için güzel bir okul okunmuştur. şanslıysa bu eziyetten kurtulur sevdiğine kavuşur, aileyı utandırmamak için onu öpemez yatamaz kalkamaz. evlenir, sonra aşkı biter ama elalem ne der diye boşanamaz vesaire vesaire. takılın amk, siz mutluysanız başkaları götüne buz soksun lütfen.
zıçtığınızın resmi olan durumdur. peki biz doya doya yaşıyoruz da napıyoruz diye merak ederseniz bütün gün bir ekran bir klavyeyle threesome yaparak ömür tüketiyoruz efenim.
- kendi doğrularının ardında durmayı başarabilmeli insan.
insan, bu koskoca dünyada ne denli küçük hissetse de kendini, kendi doğrularının ardında durmayı başarabildiği içindir ki belirgin bir değişim ve devinim içerisindedir toplumlar. dünün değer yargıları bugün ne denli anlamsız geliyorsa bizlere, bugünün değer yargılarının, yarınlarda anlamsız olabileceğine güçlü bir delildir bu.
buna mukabil,
birileri için yaşamak da anlamlı olabilir, kimi zaman. lakin bu, yaşanılan çevreye şirin görünmek, o çevreyi oluşturan diğer insanların taktirlerini toplamak için değil öyle yapılması, bizler için doğru olduğu sürece anlamlı ve değerlidir.
- kardeşleriniz için yaşayabilirsiniz örneğin;
onların geleceklerini garantiye almaları için insan-üstü bir gayretle çalışır, didinirsiniz. başarabildiğiniz an duyduğunuz haz, çektiğiniz tüm çilelerin unutulmasını sağlayacak güçtedir. böylesine bir özveri, çevrenizce de taktir toplayacaktır. çünkü yaptıklarınız, başara-bildikleriniz, herkesin gücünün yetmeyeceği kadar zorlu uğraşımlar sonucu gerçekleşmiştir. parmakla gösterilen, örnek alınmaya çalışılan bir insan olu-vermişsinizdir artık. bunu, bir amaç olarak görmediğiniz halde, gıpta edilen, nitelikli, saygın bir insan olmuşsunuzdur.
- yaşadığınız toplumda, yeni nesillere bir yol göstericisinizdir, artık.
- off yeter be başkalerı ne der korkusuyla yaşıyoruz yıllardır. sen söyle bey amca şimdi sen eve gidip hanıma ülke ne hale gelmiş hanım diye bi başlıyacaksın aşk olsun durdurabilene. hiç düşünme torunum da yapıyo mu diye. liseliyiz biz bey amca atıcak yer olsa şu buz gibi havada park köşelerinde yapar mıyım? ya sen hanım teyze sen şimdi demiyor musun içinden ay şu terbiyesizlere bak bunlara nasıl eğitim veriyolar diye.senin kız çok eğitimli 10 liraya elletiyo okulun arka bahçesinde. yeter be hatun zaten 10 tane don giymiş altına onla mı uğraşıyım kim laf edecek diyemi. yürü kız sende tenha biyere gidiyoz.
toplu yaşama olgusunun en büyük çıkmazlarından birisidir. insanın özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğurur. Başkası ne der diye, hayattan çalan insanlar, belli bir yaştan sonra, doya doya yapamadıkları şeyleri, aşırıya kaçarak, abartarak yaparlar. Bu da insan hayatının mahvolması demektir. mahalle baskısına hayır.
(bkz: toplum faşizmi)