başka milletlerin kahramanlarını takdir etmemek

    1.
  1. cahil ve çomar bir zihniyetin tutumudur.

    tarihçi Stanley Lane Poole "başka milletlerin kahramanlarını taktir etmeyen milletler kahraman çıkaramaz" demiştir. türk korsanları ile ilgili kitapları oruç reis, hızır reis, turgut reis gibi kahramanlarımıza övgülerle doludur.

    bu tutum maalesef osmanlıdan beri süregelen bir hastalığımızdır. sonuç olarak hiç kahraman çıkarmıyor değiliz ama zorlandığımız da kesin. orjinal osmanlı metinlerini okuyanlar bilir, osmanlı zihniyeti dışa karşı kayıtsız kalmak veya tepeden bakmak için olabildiği kadar gayret eden bir zihniyetti. ister yükselme dönemi olsun, ister duraklama ya da çöküş, osmanlı topraklarını gezen batılı gezginler olumsuz şeylerin yanı sıra olumlu gördüklerini de hiç çekinmeden yazar, överler... oysa çok daha nadir olan osmanlı seyahatnameleri hep küçümseme, sallamama manasında laflarla doludur. ta ki son dönemlere kadar...

    cumhuriyet türkiyesi ise milliyetçiliğin yükselişe geçtiği bir dönemde kuruldu, cahil millete milliyetçilik öğreteceğiz diye çok abartma yolunu seçti... "bir türk dünyaya bedeldir" filan falan.. öyle filmler çekildi, anlatımlar yapıldı ki, misal insanlar yunan askerinin çok korkak bir asker olduğu gibi eblehçe yanılgılara kapıldılar. kimse korkağı yenmekte bir şeref olmadığını bile düşünmedi. madem o kadar korkaktılar, üç yıl niye uğraştık, kütahya-eskişehir ve sakarya savaşlarında firar eden kimin askeriydi, hiç üzerinde durulmadı.

    gerçek şu ki (bkz: kahramanlığı dinle imanla milletle bağdaştırmak) büyük hatadır. diğer bir gerçek de şudur ki askerlerin kişisel cesareti bir savaşı kazanmak için bel bağlanabilecek en son sıralarda gelen faktörlerdendir. bu konuyu belki açarım uygun bir zamanda...

    osmanlıyı çok fena yenen bir çok başarılı komutan vardır. mesela hunyadi yanoş, mesela prens eugen, mesela iskender bey, mesela Pyotr Rumyantsev, mesela alexandre suvarov... çoğu bilinmez bile... örnek verirken özellikle de az bir askeri kuvvetle zafer kazananları seçtim ki diğer bir yanılgımız olan "efendim bunlar haçlıydı, çok kalabalıklardı" aptallığına yer olmasın. kaldı ki haçlılar hiç de öyle abartıldığı kadar kalabalık filan değildiler. bir ara o konuyu da ele alırım.

    yenildiği halde kahramanca direnen, kök söktüren, çok kayıp verdiren başarılı komutanlar da vardır. mesela 11. konstantin, mesela kazıklı voyvoda vlad tepeş, mesela Nikola subić zrinski...

    zaten kaybettiğimiz savaşları da geçiştirme eğilimindeyiz.

    not: eksilemek ama yorum yapmamak... klasik çomar tutumu... şaşırtıcı değil. biliyorlar ki yorum yapmaya kalksalar batıracaklar, olmadı ağızlarının payını vereceğim, mesele odur.
    13 ...
  2. 5.
  3. nikolaos skoufas, emmanuil xanthos, and athanasios tsakalov'un adlarının verilmesine vesile olan mevzudur.

    üçü de kapsama alanımıza giren kahramanlardan değildir. komutan olmadıkları gibi askeri başarıları da yoktur. bilindiği üzere yunan halkı bağımsızlık savaşlarını dış güçlerin navarin'de yaptığı haince saldırı sayesinde kazandı. yoksa isyan bastırılmak üzereydi.

    tabi hiç yunan kahraman olmadığını söylemiyorum ama bunlar kapsama girebilecek örnekler değiller. mesela Alexandros Papagos daha iyi bir örnektir. üstün mussolini güçlerini perişan etmişti...
    2 ...
  4. 8.
  5. Diğer milletler sürekli över mi?

    Yahu antik Yunan'dan beri herkes bir diğerinin başarısını göz ardı edip sövmekte antik yunanlılar irtibata geçtikleri iliryalı,fenikeli,trak,iskit, frig,pers,yahudi,mısırlılar gibi akla gelebilecek her kavmi barbar olarak anmak başka bir şekilde açıklanmaz

    Veyahut romalıların kelt (özellikle galyalılar,kelt-iberler ve bretonlar),germenler (got,vandal,süev,burgund),daçyalılar ve kartacalılar gibi halkları da aşağılamak maksadıyla barbar demişlerdir bu sebepten o dönemki kaynaklarda kartacalı hanibal,vizigot alarik,hun attila gibileri barbar, vahşi olmakla itham edilir

    Osmanlılarda da konu çok değişmiyor batılılar övdüğü kadar gömüyor da osmanlı ailesi ne kadar roma mirasına sahip çıkmaya çalıştığı için bu genelleme dışında kalabilse de hep Türklerden (özellikle konar-göçer olanlar ) yere batasıca kâfirler şeklinde sürekli bina inşa etmemelerine atıfta bulunarak bir aşağılama söz konusudur

    Yani kısa kesmek gerekirse bir Yunan Türk'ün bir türk çinlinin bir ispanyol fransız'ın tarihi şahsiyetlerini takdir etmek zorunda değildir ama saygı duymalıdır.
    2 ...
  6. 4.
  7. 1814'de "filiki eteria" (dostlar cemiyeti) örgütlenmesini kurarak osmanlı'ya karşı yunanistan bağımsızlık savaşını başlatan Nikolaos Skoufas, Emmanuil Xanthos, ve Athanasios Tsakalov adlı üç kahramanı takdir etmemek elde değildir.
    1820'lere gelindiğinde örgütün parolası artık "eleftheria i thanatos", yani "ya özgürlük ya ölüm" haline evrilmiş, 1830'a dek süren bir direniş sonunda yunanistan osmanlı'dan ayrılarak bağımsız olmuştur.
    bu üç kahramandan Nikolaos Skoufas yakmış olduğu ateşin sonucunu göremeden malesef 1818'de hastalanarak vefat etmiştir.
    bu hadiselerden yaklaşık yüz yıl sonra kaderin garip bir cilvesi olarak, türkiye'nin kurucuları da filike eteria'nın sloganını "ya istiklal ya ölüm" olarak adapte edip osmanlı'yı nihayet tarihe gömmüştür.
    1 ...
  8. 2.
  9. Senin sırp mantığına göre Radovan Karadzic de bir kahraman.
    4 ...
  10. 7.
  11. Türkiyede başka milletleri komple kabul etmeyen güruhlarla karşılaşınca gözümde faşistlikten masumane egoya dönüşmüş olaydır.
    0 ...
  12. 3.
  13. klasik çomar taktiklerinden olan çamura yatmak yoluyla desteklenmeye çalışılan tutumdur.

    radovan karadzic bir kahraman filan değil. burada askeri kahramanlıktan bahsediyoruz ve de ahlaki değerlendirme yapmıyoruz. herif asker bile değildi ki! cahil olmasan ratko mladiç demen gerekirdi ama yine sıçacaktın. çünkü ratko mladiç elindeki üstün güçlere rağmen zafer kazanmayı başaramadı.

    size batıracaklarını ve de ağızlarının payını vereceğimi söylememiş miydim? işte, varan bir... dediğim gibi, cahil bunlar, hiç zor olmuyor.

    başka aranan varsa buyursun.

    not-1: araya güzel bir entry girilmiş. "neyin kahramanlığı?" diye haklı bir soru soruyor. cevap: konuyu dağıtmamak için askeri kahramanlık, kumanda beceresi üzerinden şeyetmekte fayda var.

    not-2: beklediğim bir tepki olan "ama şu dediğin şurada yenildi" de boş laftır; peşinen söyleyeyim dedim. çünkü yeteri kadar savaşmış her komutan arada yenilir. iskender, sezar, halid bin velid, yi sun sin, timur, prens eugen, suvarov ve nelson gibi çok az istisnası vardır. peygamber bile uhud'da yenildi, hevazin savaşında kötü gidişi kıyıdan döndürdü...
    2 ...
  14. 14.
  15. cahilliktendir.

    işte bir cahil daha saçma sapan bir şeyler yazmış yukarıya. efendim aslan yürekli richard kaçmış filan... hemen dersini verelim:

    her şeyden önce richard'ın pek şerefsiz bir tip olduğunu söyleyeyim. selahattin esirlere hep iyi davranırken, bu katil 2700'den fazla esiri idam ettirmişti. tabi selahattin de sonra aynı şekilde karşılık verdi, o ayrı... fakat başta dediğim gibi, karakter, ahlak değerlendirmesi yapmıyoruz.

    kendisi zaferden zafere koşan, son derece cesur ve becerikli bir komutandır. 3. haçlı seferine 9000 kişilik bir kara kuvvetiyle katıldı. önce selahattin'in elindeki akka kalesini ele geçirdi. hem de ne ele geçirmek! o diğer müttefikleriyle kaleyi kuşatırken, selahattin onları kuşattı ama hem selahattin'i bozguna uğratmayı, hem de kaleyi almayı başardı.

    https://en.wikipedia.org/wiki/Siege_of_Acre _(1189-1191)

    ondan sonra en büyük zaferlerinden birini kazandı: arsuf zaferi.

    selahattin yafa yolundaki richard'a arsuf'da gayet iyi bir tuzak hazırlamıştı ve haçlıları dar bir yolda habersiz giderken basmayı başardı. fakat yine kaybetti, hem de büyük kayıp vererek. tam esir alınmak üzereyken kendi canını zor kurtardı.

    https://en.wikipedia.org/wiki/Battle_of_Arsuf

    tüm bu başarılara rağmen neden kudüs'ü kuşatmayıp döndü? çünkü fransa kralıyla bozuştu, kral çekip gitti. üstüne ingiltere'den tahtının tehlikede olduğu haberi gelince ve zaten fazla olmayan askerlerinin uğradığı kayıpları dikkate alınca dönmeyi tercih etti. kaçmış filan da değildir. dönmeden önce selahattin'le anlaşma yaptı, hıristiyanların kudüs'ü rahatça ziyaret etmesi için güvence aldı.

    unutmadan, sefer yolundayken sicilya ve kıbrıs'ı da kontrolü altına aldığını ekleyeyim. dediğim gibi, bir ara şu haçlı seferlerini ayrı ele alacağım ki neyin ne olduğunu herkes görsün...
    0 ...
  16. 12.
  17. bazıları tarafından "fikirlerin tarihsel ve sosyal değiştirici gücünü inkarı"nın da dahil edildiği yanlış tutumdur.

    yahu daha kaç kere söylemem gerekecek? kapsam daraltması yapıyorum ki konu gereksiz dallanmasın. yoksa mahatma gandhi de, filiki eteria'yı kuranlar da, faraday da, einstein da, marx da, peygamber de kahraman sayılabilir elbette...

    fakat kimse kusura bakmasın, yunan bağımsızlık savaşı iki tarafın da aşağılık katliamlardan başka kayda değer bir başarı sağlamadığı bir savaştır. hayır, işte meydan, hangi yunan kuvveti hangi mühim osmanlı kuvvetini yenmeyi başardı o savaşta? yunanın bize karşı önemli bir başarısından örnek vermek isteniyorsa, balkan savaşındaki performanslarına bakılmalıdır. gayet başarılıydılar.

    navarin ile istiklal harbinde aldığımız sovyet yardımı ise bir tutulamaz. gerçek şu: sovyet yardımını almasaydık, kazanmamız neredeyse imkansızdı. büyük miktarda silah, cephane ve altın yardımı aldık. fakat savaşan sovyetler değil, bizdik. yendiğimiz yunan kuvveti ise hiç de azımsanacak bir kuvvet değildi. savaş tarihinin en parlak manevralarından birine kurban gittiler...

    navarin'de neler olduğunu ise hepten cahil olanlar dışında herkes biliyor. savaş ilan etmeden, dünya tarihinin en adi, en alçakça baskınlarından biri yapıldı donanmamıza...
    0 ...
  18. 6.
  19. Ben taktir ediyorum. adamlar oldukça zekiler. bazen objektif bir tutum sergileyerek gerçekleri görüp ona göre yorum yapmak gerekir. Aksi taktirde sadece kendi tarihimizde edindiğimiz başarıları yücektmekle kalınırsa ileriki vakitlerde olacak olayların karşınızda kendimizi geliştirip de başarı elde etmemiz zorlaşacaktır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük