mert fırat'ın muhteşem oyunculuğuyla kalbimde taht kurmuş bir filmdir. filmi seyrederken, gerçekten dilsiz olmayan bir insan, dilsiz rolünü bu kadar başarılı nasıl oynar diye düşünmeden edemiyorsunuz. izlenesi bir filmdir. aşık olmak için seslere gerek yoktur der film.
sadece ilk dakikalarına sabredebildiğim berbat filmlerden biri.tabi ki de kişisel yorumumu koyacağım ortaya arkadaş.bu tip filmler bize gelmez.illa ki bi hap kıran ot çeken adamlar olacak bizim izleyeceğimiz filmde.
ama bir yandan da o kızın tavırlarını tasvip etmedim.ne lan öyle sokakta adamın üstüne atlamalar daha ilk geceden sokuşlamalar.sonrasında da kızın erkeği yönlendirmeleri falan.bizi bozar bunlar ortağım.gelin sizi şöyle alalım biz.
--spoiler--
hiçbir türk kadını bu filmi izleyip de romantizm falan düşünmesin abi. siz dayanamazsınız karşınızdaki erkeğin böyle susmasına. yoksa konuşmazsınız ki daha fazla. terk edersiniz hemen. ağzı var dili yok... güçlü erkekler lazım size. terk ettiğinizde kendinizle gurur duyabilmeniz için...
--spoiler--
bu film aslında biz normal insanların çaresizliğini gözler önüne seriyor. fiziksel olarak hiçbir özrümüz olmadığı halde dilsiz bir insanın yaptığı hataları yapabiliyoruz... o zaman bizlerde bir sorun var demektir...
bizler de en az o çocuk kadar agresif değil miyiz?
genel olarak başarılı bulduğum, özellikle mert fırat ın oyunculuğunu beğendiğim filmdir. fakat sanki filmi biraza daha uzun tutsalar hem finali aceleye gelmiş izlenimi vermezdi hem de konu daha iyi yayılabilirdi diye düşünmekteyim.
ölmek daha kolaydır sevmekten
bundandır işte benim yaşamaya katlanmam
sevgilim' Louis Aragon
bana bunu söylemiştin ve neden sonra bu filme gitmek istemiştim. bu şiirin içinde geçtiğinden bi haberken.. Yıllar diyorum, bildiğin yıllar oldu şimdi.
ama sen o gün hissetmiştin bazı hikayelerin bitmezliğini en azından bana öyle demiştin.
şarkıyı baya sesli söylemiştim çıkarken o zaman anlamışsındır ne denli manyak biri olduğumu.
"mazeretimiz mi kalmamış? çok ayıp olmuş
çok ayıp olmuş" sadece bu kısmı aklımda mazeretimiz kalmadı diye mi böyleyiz şimdi? çok ayıp olmuş..
başkalaşıyoruz git gide aynı dili konuşurken, bu denli aynıyken; başkalaşmak için uğraşıyoruz, ne hoş.
izlediğim en iyi türk yapımı filmlerden biridir tartışmasız.
ceketimi..?
kalbimi..? nerde unuttuğumu hatırlatan film.
an itibariyle beşinciye izleyip yine göz yaşlarına boğulduğum film. mert fırat'ın performansı cidden takdir edilesi. son dönem türk filmleri arasında açık ara öndedir gözümde.
yedi kere izlediğim ve yedisinde de hiç sıkılmadığım film. mert fırat'ın olağanüstü oyunculuğu ile daha akıcı olmuştur. hiç konusmadan yaşanabilen aşk. daha ötesi var mı ki ?
mert fırat'ın can verdiği onur karakterinin (saadet ışıl aksoy)zeynep'ten aklından 1 ile 10 arasında bir rakam ve üç ana renkten birini tutmasını istediği sahnede beni hem şok edip hem gülümseten filmdir.
zira zeynep'in ve benim seçimlerimizin aynı olması, kırmızı ve 7'yi seçmemiz, beni filme bir adım daha yaklaştırmıştır.
çok sıcak, samimi bir filmdir.
bir yandan da komünizm kokar buram buram, en basitinden onur'un üstündeki che tişörtünden de anlayabileceğimiz üzere.
B: Yaa A. hakkaten noldu bu filmde, sonunu bile anlamadım, kız dayanamayıp çocuğa geri döndü olay bu mu yani? A: Başka dilde aşk B. boşver biz bizim dile bakalım. B: Hakkaten bu kız deli. Biz konuşanıyla anlaşamayız elalem dilsiziyle anlaşıyor vay be. A: ahahahahahahaaaa marifetli kız işte erkek konuşsa bi dert konuşmasa ayrı dert. Bu b. kadar düz bir insanım sözlük nolucak benim bu halim?!
bu filmden aklımda kalan tek şey; esas oğlanın annesinin beş dakika kadar oğluyla işaret diliyle konuşmasından sonra ''hala konuşamıyor musun? o kadar uğraştın?'' demesi.
konusu müziği ve fragmanı itibariyle çok şey beklediğim ama izledikten sonra büyük hayal kırıklığına uğradığım film. filmi izledikten sonra ağlayasım geldi; gerçekten güzel bir film olabilirdi bu.
sayın yönetmen insanı yaptın mı beğendiğini?
iyi bir konu yakalanmış. çok da fena olmayan alt metin seçimleri yakalanmış. ama ne konu ne de alt metinler neredeyse hiç detaylandırılmadan anlatılıverilmiş bu filmde.
sanki aceleye gelmiş, ya da tecrübesizliğe ama en azından umut verici bir yanı var. buna da şükür.