sözüm ona liberal demokratların, hükümet yetkililerinin ve akp yandaşlarının eleştirdiği insanlardır. şimdi soruyorum:
- televizyonda hükümeti ve siyasileri eleştiren, hiç olmadı taklidini yapan kaç program var? hepsi yasaklandı.
- hükümet ve akp aleyhine yazı yazanlar ergenekondan içeri atıldı, işlerini kaybetmeleri sağlandı.
- akp'yi eleştiren televizyon kanallarının yayınları kesildi, engellendi, kapatıldı.
yetkililerle konuşmaya çalışanlar aşağılandı, göz altına alındı, sindirildi.
- karikatür çizenler, yazı yazanlar mahkemelerle boğuşuyor, para cezaları ve davalardan gözlerini açamıyorlar.
- tüm bunlar devam ederken de hüküöet icraatleri için bile suçlananlar hükümetten başka herkes oldu. kediler bile siyasi suçlu artık.
yani konuşuyoruz olmuyor, yazıyoruz olmuyor, çiziyoruz olmuyor, toplanıyoruz olmuyor, geriye ne kaldı? başbakan kendi makamının nezaketini ne denli insanlara yansıtıyor? onun "nezaket" anlayışı kendisine çevreden çiçek atmayı gerektirecek kadar hassas bir yaklaşımdır diyen varsa tamam. ama bir bakın bakalım, kendi fikirlerini paylaşmayan insanlara fikirlerini sunmak için hangi alternatifleri kaldı? sonra tekrar düşünün gerçekten yumurta atan zihniyet denilen kişilerin kendilerini ifade etmek için elinde hangi araç kalmış?
sanki, anaokulu müdürünü açığa alır gibi rektörü istifaya davet etmeler, falan....
sanki orada 5 yaşında çocuklar okuyor. Yada down sendromu olan insanlar eğitiliyor. Tamam, öğrenciler protesto edip günaha girdi. Ama garip rektörün suçu ne.
''Bir daha yumurta atarsanız, protesto ederseniz ağzınıza biber sürerim'' diye öğrencileri korkutmanız yeter.
