her gecen gun istanbul ile ilgili degisik bir plan hazirlayan tayyip erdogan'a olan haykirisimdir.
istanbul'dan tersine goc hareketi yaratmaya calisacagina, sehri daha daha kalabaliklastiracak, yasanmaz hale getirecek projeler ortaya atiyor. tabi bu projelerden kimlerin ne faydalar saglayacagida tam bir muamma.
merak ediyorum, acaba bu projeler ile ilgili herhangi bir fayda-maliyet analizi yapildi mi ? yapildiysa burda carpan oranlari, karlilik oranlari ne sekilde belirlendi. projenin cevreye maliyeti ne olacak ? bu projenin milli gelire katkisi ne olacak ? time value saving denilen ve yurt disindaki projelerde ozellikle dikkat edilen unsura yer verildi mi ? projelerin dissal etkileri ne sekilde belirlendi ve bu etkiler fayda-maliyet analizinde yer aldi mi ?
eger yapilan bir analiz varsa ve buna ulasanlar olursa, mutlaka okumak istiyorum.
eger yoksa, bende bir vatandas olarak karadeniz ve akdeniz arasini ankara uzerinden birlestiren bir deniz yolu projesi istiyorum. boylece gemiler ege denizi'nden dolasmak zorunda kalmaz ama degil mi ?
bir büyük deprem olsa, ölecek insan sayısı milyonları bulabilecekken, neden bu istanbul'a insan doldurma çabası? bunların gözünü sadece para bürümüş, para... ayırdığın parayı mevcut konutların iyileştirilmesinde kullansan, tamam istanbulu düşünüyor diyelimde, bu resmen rantdır. yine parseller yandaşlar.
kabul edelim ki elini çekmiş olsun.
sonuç?
başka birinin eli istanbulun üzerinde.
ve yine kabul edelim ki o da elini çekmiş olsun.
sonuç diğer eli istanbulun üzerinde.
(bkz: fuck sistem)
edit: yazdığımı anlayacak beynin olsa eksi vermene bile artılar yağdırırdım.
yoğun istek üzerine tekrar ek yazı yazmak zorunda kalmdım.
lan eksi veren dingil bak türkçenin en basit ifadeleriyle açıklıyorum.
hangi parti olsursa olsun başa gelen soyar. bu kadar basit.
soyulacaksın yok çare. nasıl yemek yemezsen ölürsün aynen öyle soyulmazsan olmaz. ısrar etme soyulacaksın.
Emeklilerimiz ve devleti kurumlarda çalışan bir çok kişinin, iyileştirme ve zam taleplerine çok bile verdik! diyebilecek kadar küstahlaşan bir yönetimden bahsediyoruz. Öyle sanıyorum ki, ilerleyen süreçlerde bu günleri bile arar duruma geleceğiz.
Şurası çok açık, Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihi hiçbir döneminde, halkına karşı bu kadar sorumsuz ve ağır kaideler yüklememiştir. Bakınız, bakan bey öyle büyük bir cesaret örneği sergileyerek, emekliye çok bile verdik diyebilmektedir. Sadaka kültürü ve biat yasalarına ne kadar uygun bir tanım öyle değil mi?
Emekli ve memura çok görülen 3 kuruşluk zamların böylesine saçmalıklar ve proje ayağına zengin edilecek ahbap ve dost hanelerine geçmesinden başka bir şey değildir bu projeler.