2013 yılına gelinse de sonuca varılamamış tartışmalardandır. evladım ne türban dini bir simgedir, ne de başörtüsü bir dini simgedir. dini bir simge olsaydı kızcağızlar götlerine daracık pantolon, altına topuklu ayakkabı, dudaklara ruj sürer miydi? topuklu ayakkabı giydiğinizde kalçalarınız dik gözükür, ve çok dikkat çeker. bu bilimsel bir gerçektir. isterseniz deneme yapalım hemen: parmak uçlarınıza basarak odayı bir uçtan diğerine yürümeyi deneyin. kalçalarınızın gerginleştiğini göreceksiniz. kalçaları geniş olan kadınlar ise rahat doğum yaparlar. erkekler de iç güdüsel olarak, yani kodlanmış olarak kadınların kalçalarına ilgi gösterirler. bu evrenin bir kuralıdır. erkek kadınını ararken aslında kendinde kodlanmış olanı yerine getirmektedir. türbana dönersek; şimdi bütün bu anlattıklarım ışığında erkek etkilenmesin diye kafayı örtüp, diğer her şeyi yapmak din ile nasıl bağdaşır? bağdaşmaz tabii ki de. o yüzden türban dini bir sembol değildir. dahası bir kutu koyup tepesine topuz yapan hanım kızlarımız epey fazladır. islam dininde kafaya kutu koyup üzerini örteceksiniz diye bir adet yoktur. yani neymiş? türban dini sembol değilmiş.
kullanım amaçlarını ve farklarını bilmeyenlerin atıp tutmasını sağlayan versus.
bak arkadaşım: türbanı erkekler takar. şu filmlerde gördüğünüz hint erkekler var ya, kafalarında beş metre bez oluyor hani, işte onların kullandığı şeye türban denir. dünyanın farklı ülkelerinde de kullanılan bu beze bazı yerlerde sarık da denir ve sarık da yine sadece erkekler tarafından kullanılır.
başörtüsü ise birkaç farklı çeşidi içinde barındırmakla birlikte "sadece ve sadece kadınlar" tarafından kullanılır. nedir bu çeşitler: eşarp, yazma, tülbent vesairedir.
hiçbir erkeğin başında başörtüsü göremeyeceğiniz gibi hiçbir kadının başında da türban göremezsiniz.
başörtüsü annemizin anneannemizin örttüğü, arkasında sünger takviyesi olmayan sade, mütevazi siyasi bir anlam taşımayan kutsal örtü.
türban 1990 lı yıllarda 70 li yıllarda diskodan çıkmayan bunalımlı bir ablamızın icad ettiği, rahibe örtüsüne benzeyen, arkadan sünger takviyeli, elipsoid kafayı uzaylı kafa şeklinde gösteren, üzerinde güneş gözlüğü vazgeçilmez aksesuarı olan estetik kaygıları taşıyan başlık. hele birde makyajlı, topuklu ayakkabılı modelleri vardır ki enteresandır.
postal düşkünlerinin korkulu rüyası.
aman ha biri üniversitede giyerse ülke patlar diyorlardı.
hani lan patladımı?
hoş aynı şeref yoksunları 2 sene kadar önce gelen filtre ile internetin biteceğini 5 sene kadar önce mini etek giymenin yasalanacağını, cumhurbaşkanını meclis seçerse laiklğin gideceğini söylüyorlardı.
ne kadar cahil insanları var. hala bu yalanları sıralayanlara oy veriyorlar.
birini annelerimiz, ablalarımız, saygıya-sevgiye layık olan, dinini, kültürünü çıkarsız ve samimi bir şekilde yaşayanlar takar.
diğerini, arap özentisi, ortamda kendini göstermek-sivrilmek için çaba harcayan, satılmışlıkta sınır tanımayan ve beyinlerini hiçbir şekilde kullanamayanlar takar. bu grup üyelerine belirli kelimeler ezberletilmiştir.
not: unutmadan ezberlediklerini yanında klasik koşullanmaları vardır. belirli kelimeler duyunca hemen u-t bağı oluşuyor. buradaki t sözlükte olabilecek cinsten tepkilerdir. yoksa dışarda çok daha farklı tepkiler görüyoruz.
bu su götürmez bir gerçektir. siyasi olarak bu başını örten kişiler başörtüsü demez, dendiğinde de "türban" diye düzeltir. demesinler de zaten başörtüsü falan. pis ağızlarına sürmesinler adını anneannemin, babaannemin başörtüsünün.
hiç bir farkı olmayan kadınların saçlarını kapatmak için kullandığı bez parçalarıdır. büyük manalar yüklemek oldukça manasızdır. önemli olan kişinin niyetidir. isteyen dilediği amaçla takar.
taktığım başörtüsü mü türban mı? ne farkeder ki... önemli olan bunu benim ne için taktığım. ister siyasi simge olarak takarım ister inancım doğrultusunda takarım ister alışkanlık diye takarım. anlamadığım siz niye bunu bu kadar takıyosunuz?
başörtüsü takanlar iğne kullanmazken türban takanlar iğne kullanıyormuş. böyle bir mantık mümkün mü? ikisinin aynı şeyi ifade etmesine engel mi? sonucunda kimse siyaset için bu sıkıntıya girmez, ama arayan bulur!
