efenim "başörtüsü farzdır yalanı" diye bir başlık açmış yazarın biri. bize de bu gereksizin yalanını yalanlamak düşüyor.ilk olarak nur suresi 31. ayetten önce inen ahzab suresininin 59. ayetininin meali ve tefsirleriyle başlıyorum sıkı durun. gerçi bu ülkenin dini otoritesi olan diyanet, başörtüsü konusunda son günlerde başlayan "başörtüsü dini zorunluluk mu" tartışmalarına diyanet işleri başkanı olan ali bardakoğlu, net bir açıklamayla noktayı koydu.
diyanet işleri başkanı ali bardakoğlu, yetişkin müslüman kadınların başlarını örtmelerinin dinî zorunluluk olduğunu ve tartışılamayacağını vurguladı.
ben yinede merak edenler için
ahzab suresi 59. ayet-i kerimede
- ey peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
ahzab suresi 59. ayet-i kerimenin mevdudi'nin tefhimul kuran tefsirinde:
-cilbab büyük bir örtüdür. idna ise örtmek ve sarmak anlamlarına gelir; fakat bu kelime alâ eki ile kullanıldığında bir şeyi yukarıdan aşağıya bırakmak anlamına gelir. bazı çağdaş müfessirler batının etkisiyiyle bu kelimeyi, yüz örtme emrini görmemezlikten gelmek için "örtünmek" diye tercüme etmişlerdir.
eğer allah bu müfessirlerin iddia ettiklerini söylemek istemiş olsaydı, yüdnîne aleyhinne değil, yüdnîne iley-hinne derdi. arapça bilen herkes yüdnîne aley-hinne'nin sadece "sarınmak örtünmek" anlamına gelmediğini bilir. ayetin devamındaki min celabîbi-hinne sözleri de bu anlama meydan vermemektedir. burada min eki (harfi-cer) örtünün bir kısmı anlamına gelir ve "örtünme" ise örtünün sadece bir kısmı ile değil, tümü ile yapılır. o halde ayet açıka şu anlama gelir: kadınlar örtülerine iyice sarınsınlar ve örtülerinin bir kısımını da yüzlerinden aşağıya bıraksınlar.
nur suresi 31. ayet-i kerimede
mü'min kadınlara da söyle: "gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiğilinden görüneni hariç. baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.
yani, gizli yerlerini başkalarının yanında açmaktan ve cinsel arzularını gayri meşru yollarla gidermekten sakınsınlar. bu konudaki hüküm kadınlar ve erkekler için aynıysa da, avret yerinin sınırları kadınlar ve erkekler için farklıdır. ayrıca, kadınların avret yeri erkekler karşısında ve kadınlar karşısında da değişiklik gösterir.
kadınların erkekler karşısındaki avret yerleri el ve yüz dışında kalan tüm vücudlarıdır, avret yerlerini açması koca dışında, kardeşleri ve babaları için dahi doğru değildir. vücud çizgilerini ve deriyi ortaya koyacak biçimde ince ve dar giyinmek de yasaktır.
hz. aişe'den gelen bir rivayete göre, bir defasında kızkardeşi esma ince bir elbise içinde hz. peygamber'e (s.a) gelir. hemen yüzünü çeviren hz. peygamber (s.a) şöyle buyurur: "ey esma, bir kadın ergenlik çağına geldiği zaman, yüz ve el dışında vücudunun herhangi bir parçasının açığa çıkmasına izin yoktur." (ebu davud).
sorsan namaz nasıl kılınır diye bilemeyecek kişilerin bi taraflarından uydurduğu yalandır. 1400 senedir kimse akıl edememiş demi bunu, 1400 senedir herkes salakmış, bu başörtüsünün aslında gereksiz olduğunu idrak edememişler, yüzlerce konuda ihtilafa düşen alimler hiç bu konuda ihtilafa düşmemişler, 4 mezhep imamı da cahilmiş, kadınların açılarak saçılarak dolaşmasının aslında bi sakıncası yokmuş ama işte eskiler cahilmiş, şimdiki daha kur'anı bir kez bile baştan sona okumamış kişiler daha akıllıymış, hey allahım ya.
bir sürü insan yüzlerce yıl islam üzerinde ihtisas yaptı yüzlerce eser verildi ama ne hikmetse bizim anasından potansiyel haklı doğmuş ayağı gül kokan elitlerimiz olayı beş dakikada çözüverdi.
e tabi her insan onlar gibi şanslı olamıyor ben mesela annemin karnından bilgisiz doğdum okuyarak bilgilendim..
farz değildir. kur'an böyle bir şeyi içermemektedir. okuyun, sonra konuşun. sadece aşırı dolaylı yollardan bu ''başörtüsü'' anlamı çıkıyor. o da kasarsan.
yalan söylemeyin, gıybet etmeyin kelimeleri kuran ı kerimde kapanın kelimelerinden daha fazla yer bulmaktadır. 2 tane kapanın kelimesini gördükten sonra bırakın farzı islamın şartı gibi görenler bile mevcuttur. allah akıl fikir versin ne diyelim...
islerine gelmeyen ayet, hadis oldu muydu "e orda öyle denmek istenmiyor. Senin bilgin yeterli mi ki yorum yapıyorsun" diyenler, kafalarindaki "hapis hatun" modelinin dayanağı olan ayetin doğruluğundan nasıl da hiç tereddüt etmiyorlar. Pek bi enteresan.
sözlüğü kur'an tefsircileri basmış, helal olsun, 4 mezhep imamı, o kadar müçtehit hepsi haşa salakmış, hepsi yanlış anlamış, bizim sözlükteki 2 çaylak "canım bu kitapta yazmıyor" deyip olayı bağladı. ulan kitapta öğle namazı 10 rekattır da demiyor, kitapta yemek yersen oruç bozulur da demiyor, bu kitapta her şeyi yazacaktı o zaman peygambere ne gerek vardı, bu kitap bu memleketin her sorununa çözüm getirecek olsa, insanlığın tüm sorunlarını harfi harfi aydınlatacak olsa 600 sayfaya sığar mıydı, ne halt yemeye hadislere başvurmuyorsun, yüzbinlerce sahih ve kaynağı sağlam hadis var, başvurmuyorsun çünkü işine gelmiyor, işin detayına girince haksız çıkacağını bildiğinden, kur.an ayetlerine bakarak konuşmak işine gelmiyor.
Bizim Anayasamız 100 küsur madde, borçlar kanunu yüzlerce madde, şimdi sen anayasaya bakıp borçlar kanunundaki tüm maddeleri inkar edebilirsin o zaman. Ben sana borçlar kanununda bi madde okurum, bu Anayasada yok ki diyebilirsin, bi tek Anayasa ile ülke yönetilemeyeceği gibi, Kur.an, Hadis ve mezhep imamlarının içtihatları olmadan yorumlanamaz, ulan mantar kadar beyniniz ile, kur.an ayetlerinin lafzını ruhunu nasıl çözebiliyorsunuz, bi kere baştan sağlam arapça bilmek, sonra fıkıhı kelamı yutmak gerekiyor, bu din kimlerin eline kalmış, sanki magazin yorumluyo,
"bu kur'an.da geçmiyo kiiiiiieeeeeeeee" deyince olmuyo koçum, kur'anda namazın nasıl kılındığı da geçmiyo, hadi tek kur'ana bakarak namaz kıl bakalım kılabiliyor musun?
kürtçü islamcılar bir cibabdır tutturmuş gidiyorlar. örtü olarak kullanılan bezin ( bizdeki yazmaya tekabül etmektedir) mealini, manasını açıklamaktan başka bir şey yapamıyorlar. ayetlerin tavsiyesi ve bedenin hangi bölümünü kastettiği konusunda laf gevelemekten başka bir şey dedikleri yok. ellerindeki kürt sait metinlerinden başka tutunacak dalları yok çünkü.
açık ve net : kuran'da saçın örtülmesine dair bir emir ve hüküm yok. türban diye bir kelime yok, tesettür diye bir kelime ya da kavram da yok...
sadece nur külliyatını kutsal kitap bellemiş, bir takım sapkın heriflere tapan beyinsizlerin yalanları var.
herkes aklını başına devşirsin. allah'ın kitabını, emrini çarpıtıp yerine başkasının hurafesini emir diye sokuşturan kadar araştırmadan bilmeden uyan da şirk ve küfür içindedir. allah'ın yerine hüküm vermek bize düşmese de bu haltları yiyenlerin cehennemlik olduğunu gene allah gönderdiği kitapda belirtmiş. sonra bu işin "ben bilmiyordum" u, "kandırıldım" ı olmayacak ...
baş örtmek var da türban var mı arkadaş sen bana bunu söyle. baş örtme sembolik bir davranıştır. ulan her sene köye giderim, herkes namazını kılar, orucunu tutar, zekatını sadakasını verir de kimse türban takmaz ulan, baş örtüsü takar herkes saçları da görünür. kuran da yazan kelimeleri alıyorsunuz incik cıncık edip işinize gelen yorumu çıkarıyorsunuz bir de arapça biliyorum, kuran biliyorum diye artistliğini yapıyorsunuz. türban türkiye'ye ne zaman geldi arkadaş? osmanlı toplumundaki kadınlar takıyor muydu bunu yoksa baş örtüsü mü takıyordu?
islam dini akıl dinidir derler. sen şimdi yazın 35 derece sıcakta kadının başında türbanla dolaşmasını hangi akılla açıklıyorsun bana bir söyle allah aşkına.
kur'anda yeri yok, tamamen batıl bi inanış olduğuna göre demekki asırlarca millet büyük bi hata yapmış, o dönemin arapça bilen alimleri hep yanılmış gerçek şimdi ortaya çıkmış, bi kere bir şeyin emir olması için her zaman kitapta yazması icap etmez, "peygamber size neyi emrettiyse onu yapın, neyi yasakladıysa ondan kaçının" ayetiyle peygambere de bu konuda yetki verilmiştir ki, kur'an ve hadislerden kadınların başı açık gezebileceğine dair zerre kadar emare yoktur, bi tarafınızdan uydurmayın, canınız öyle istiyor diye dinden kural uydurmayın, 1400 senedir ittifakla yapılan bi konudan bahsediyoruz.
Bazı arkadaşlar da köye gitmişler, onların örtüsü görünüyomuş falan filan demişler, köydeki kadınlar din uzmanı mı, bu ülkede en çok konuşulan ama en az bilinen şeylerden birisi dindir, ve köydekiler de genelde din cahili, hurafelere kendini kaptırmış kişilerdir, devletin din eğitim olmayınca böyle oluyor malesef, ayrıca köydeki kadınlara değil, yerleşmiş islami kurallara göre karar vermek lazım, bizim köyde de millet donsuz geziyo desem nolcak şimdi donsuz gezmek de mi normal olacak. bana ne senin köyünden.
Osmanlı toplumunda türban yoktu, çünkü şehirdeki kadınlar ekseri çarşaf ve peçe takardı, köydeki kadınlarda şimdikiler gibi yarı saçı açık gezmezdi, yöresel kıyafet olsa da saçı başı görünmezdi.
Günümüzde başını örtmek isteyen 20 yaşında bi kıza çarşaf giydiremezsin, köylü kıyafetiyle de şehirde dolaşması abes kaçar, bu nedenle başörtüsünün şehir hayatına uydurulmuş halidir türban, bunu kim bulmuş, kaynağı siyasi mi değil mi bilmem, genç kitle tarafından tutulmuştur, yolda gördüğünüz binlerce türbanlı kişinin örgütlü olduğunu, birbirinden haberdar olduğunu düşünmüyorsunuzdur herhalde.
kendi aklı yetenlerin başkalarınınkilere ihtiyaç duymayacağı yorumlardan birisidir. bu çok akıl dağıtmaya çalışanlar da genellikle başörtüsü farzdır derler. istersen g.t götüne bağla, ne anlıyorsan onu yap ama aklı olan herkes kuran'dan anladığını yapar zaten inanıyorsa, kimsenin yalanlamasına gerek yoktur.
edit: diyanet işlerinden birisinin kuran'dan yaptığı çıkarlar sadece kendisini bağlar ve kendi zeka ve bilgi birikimi ile orantılıdır. kimse üzerinde bir bağlayıcılığı yoktur. islam'ı diğer dinlerden ayıran da budur. bir kitap herkese yeter, kimsenin kimseye akıl vermesine gerek yoktur. değişmeyen tek kaynak kuran'dır. yok peygamber öyle demiş, böyle yapmışlar demeye başlarsanız sonu gelmez zaten.
islam'ı benimsemiş birisi için kuran yeterlidir. geriye kalanlar allah'ın gücünden ve kendi aklından şüpheye düşenlerdir.
edit: çok mal insanlar var gerçekten.
islam unutulsa bile sadece kuran tekrar canlanması için yeterlidir. bütün kullara hitap eder, açıklayıcı birisine ihtiyaç yoktur. aksini düşünmek allah'a aracı kurum sokmaya çalışmak ve gücünden şüphe etmektir. o kitap herkes için yazılmıştır. sen anlayamayacağını düşünyorsan sana bahşedilen zihnin yetersiz olduğunu düşündüğündendir.
hiç bir müslümanın olmadığı bir adada bile büyüsen okuyabileceğin dilde bir kuran olması seni mükellef yapar.
her ne kadar kuran'ı başkalarından daha iyi anladığını, başkalarının o kadar iyi anlayamayacağını düşünen ve bunu dillendirip insanlara kabul ettirmeye çalışan insan veya kuran'ı bırakıp hadis peşinde koşturup binlerce yalan dolanla dine zarar veren ve kuran'ı dinin özü olmaktan çıkaran insan varsa tüm günahını üstüme alarak hepsinin taa .mına koyayım. kendinden ve kuran'dan şüpheye düşen zavallılara ise küfretmeye bile değmez.
kur'an bir felsefe kitabı değildir, herkes kafasına göre çıkarımda bulunamaz, hele hele bu konularda mürekkep yalamamış kimselerin kendi başına yorumlar getirmesi mümkün değildir, kur'an kısa çevirisi mealdir ve çoğu meali okuduğunuzda ne demek istediğini anlamazsınız, bu yüzden tefsire bakılır, 20-30 cilt tefsirler vardır, herkes istediği gibi anlamaya çalışırsa ortada din filan kalmaz, islam dini hristiyanlık gibi temeli kaybolmuş bi din değildir, çok sağlam hukuki temelleri vardır, namaz kılmanın bile şekil şartları vardır, kafana göre ibadet bile yapamazsın, namaz kılacaksan kıbleye döneceksin mesela, doğuya dönerek kılamazsın, kılsan da bi işe yaramaz, islam dinini böyle cıvıklaştırmak kimseye yarar sağlamaz, hristiyanlar gibi keyfimize göre yorumlayıp keyfimize göre hayat sürme olanağı tanınmamıştır islamda.
şurada şu kadar yorum yazanların bi tanesi de şu kitabı baştan sonra bi kere okumuş olsa içim yanmayacak, hep ezber hep ezber.
Son olarak hadisler ve hatta bazen mezhep imamlarının yorumları olmadan kimsenin ama hiç kimsenin tek kur.ana bakarak dini yaşaması mümkün değildir, sayısız ayeti okuyup anlamayacak hatta çok yanlış anlaşılmalara neden olacaktır.
bu tür yalanlarına osmanlı'da bile türban yoktu baş örtüsü vardı yalanını eklerler. osmanlı'da baş örtüsü değil, çarşaf vardı. çarşafın yasaklanmasıyla insanlar özellikle devletin tam hakim olduğu batıdan başlayarak azalan gücüyle orantılı olarak çarşafa devam ettiler. çarşafın bir ötesi yaşmak oldu. sonra poşu oldu. başörtüsü üzerine poşu giydiler. en son baş örtüsü oldu. bundan 30 sene önce insanlar başörtüsünü yalnız örtmez üzerine poşusunu da geçirirdi. şimdilerde sadece erkekler poşu takıyor.
birileri diyor ki bizim köylülerimiz baş örtüsü takardı, ninelerimiz baş örtüsü takardı. bunu diyen chp genel başkanıydı. yanlış anlaşılmasın gayrimüslimsin demek istemem ama eskiden baş örtüsü takanlar ya yahudi ya hristiyan kadınlardı. diğer dinlerde de örtünmek var ve onlar baş örtüsü takıyordu. eskiden onlar da dinlerine bağlı iken bu tür çarşaftan tamamen açma evrimini geçirdiler. bizim insanımızın bir kısmı baş örtüsünden tekrar en azından türban'a dönebilmişse bir yerde dur demişler.
sadece baş örtüsü farz değildir. ziynet takılan her yerini örtmek farzdır. başını örtmek ise bir kadına değil, müslüman, hristiyan, yahudi herkesin dininde farz hükmündedir. ister örttüğünün adına baş örtüsü de, ister poşu de ister yaşmak de. ama başını örter dindar insan. ama bizlere unutturmuşlar, bu yalanlarıyla büyüklerimizin aklını bulandırmışlar. din öğreten kurumları kapatıp bu yolda epey yol almışlar. şimdilerde zorlarına gidiyor bazı ibnelerin.