herkesin "biyey" olarak bildiği a takımı karakteri.
bir mühendis olarak, ustabaşları ile yaklaşık bir buçuk saatliğine bir yolculuk ile bakım, onarım, revizyon için yola çıkmıştık. yolda ondan bundan anlatırken içim geçmiş, uyumuştum. arabanın rutin sallantısı kesildiğinde uyanmıştım. mola vereceğimiz yere gelmiştik.
burası bildiğiniz kamyoncu kahvesiydi. içecekler yiyecekler ucuz, etrafta kamyoncu kardeşler vardı. eheh saygılar. eli kaldırıp üç yapmamla, üç tane çayın gelmesi bir oldu. adam sanki bizi bekliyormuş gibi düşündüm. sigara yasağından dolayı dışarıya konuşlandırılmış masa ve sandalyelere, üzeri korumalı 55 ekran televizyon eşlik ediyordu.
televizyonda, kral tv açıktı. skindirik bir pazarlama reklamı vardı. bizim ba * çıkmıştı. et yemek istediğini ve biftek istediğini söylemişti. mikser gibi bir kabın içine eti attılar, yanına da alakasını anlamadığım bir koçan mısırı attılar. iddia edildiğine göre birkaç dakikada hazır oldu bizim herifin yemeği.
hemen sktiri çekiverdim ustabaşlarının yanında, dedim şimdi bir mangal olacak, yakacaksın, üüfleyeceksin yelleyeceksin, üstüne atacaksın bifteği, üfff... o anda nasıl anlattıysam, beynime kazındı o biftek. evet o akşam ne yapıp edip biftek yemeliydim. böyle şeyler canım çekmez ama çekmişti işte bir kere. biftek ulan, diyordum. geri zekalı üstüne kekik de serpmemiş. ulan o öyle mi yenir, öyle mi pişirilir a ayı.
sonuç olarak eve geldiğimde akşam saat 10 du. ne biftek aldım ne de yedim. ama hevesim sabit. bekle beni bifteğim.