bazen içinde bulunduğunuz durum size bunu hissettirir. herkesten, her şeyden uzak durmak istersiniz. ne görmek, ne duymak ne de hatırlamak istersiniz. bomboş bir odada sonsuza kadar kalsanız bile belki bu hissi yaşayamazsınız. koca dünya cehenneminiz olur. geçicidir ama hepsi. yağmur yağarken uzaklarda bir yerde bulutların arasından günneş dağların üzerine vurur. o manzaraya bakıp yaşamak istersiniz tekrar baştan sona hayatınızı. acısıyla tatlısıyla. bu yüzden bıkmak gereksiz olur.
bazen olur
herşeyden usanmıştır varlık,
tükenmiştir çünkü
o sertliğiyle övündüğü kalbi yorulmuştur,
yormuşlardır.
yordurulmasına izin vermiştir bir bakıma,
hata yaptığının farkındadır.
ama monotonluktan kurtulmak için bazen izin vermelidir insan
insanların nefretine, sevgisizliğine, sevilmemeye, kalp kırıklığına, kırılmaya..
izin vermelidir ki daha sağlam çıkabilsin bu buhranlardan
yaşamazsa ölemez insan.
o saçma bulduğunuz klişelerin hepsini yaşamalı insan
yaşamalı ki hayatı okuyarak, izleyerek değil yaşayarak öğrenmeli,
bıkmalı
insan
yenilenmek için
değişmek için
yalnızlığa alışmak için
bıkmalı...
ders çalışmaktan okumaktan okuyup istediğin yere gelemeyecek olma korkundan aslında hiç bir yere daha gelmemiş olma korkusundan 1. sınıfta son sınıf için koyduğun hedeflerin hiçbirine ulaşamamış olma korkusundan bi sikim olamayışdan bi sikim olamayacak olmaktan korkudan telaşdan stres ten bıkmaktır bıkmak.
Bir gün gelir, 'Tanrım' diyemezsin artık.
Toptan bir temizlik zamanıdır.
Artık 'Sevgilim!' diyemeyeceğin bir gün.
Çünkü boşunalığı kanıtlanmıştır aşkın.
Ve gözlerden yaş akmaz.
Ve ancak kaba işlere yarar eller.
Ve kuruyup kalır yürek.
Kadınlar boşuna çalarlar kapını, açmazsın.
Tek başınasındır, ışıklar söndürülmüş
ve karanlıkta parlar kocaman gözlerin.
Belli ki acı çekmeyi bilmiyorsundur artık.
Ve hiçbir şey istemiyorsundur dostlarından.
Kimin umurunda yaşlanmak, yaşlılık nedir ki?
dünyayı taşıyor omuzların
ve bir çocuğun elinden daha hafif dünya.
Savaşlar, kıtlıklar evlerde aile kavgaları
hayatın sürüp gittiğini kanıtlıyor
ve kimsenin özgür olamayacağını.
Bu gösteriyi acımasız bulanlar (o yufka
yürekliler)
ölmeyi yeğ tutacaklardır.
Bir gün gelir ölüm de işe yaramaz.
Bir gün gelir bir komut olur yaşamak.
Yalnızca yaşamak, hiç kaçış olmadan.
kendisinin olan şeyleri eskisi gibi önemli bulmamak,beğenmemek. kısacası; ''bir şey bizim için gerçekten bir şey olabildiği ölçüde ve sürede bir şeydir'' felsefesi.