"at, savur at sevdayi; bir yere firlat...
bitti sayip aciyi kaldir öyle at...
sor, herkese sor acilar unutuluyor..
ağlayinca gözlerinden silinmiyor..
aşk; her defasinda bak bulunuyor...
'birakirim zamani öyle biraz da,
sen olmadan da yine geçer nasilsa...
hatirla bunlari sakin unutma!'
diyordun, ama o zaman gülüyordun;
yanimdaydin, canimdaydin,
şimdi nasil geçer bu ömür...
susma söyle nasil yaşar böyle insan?
susma konuş, hadi anlat büyük insan!
söyle bir aşk mi çare olurdu zaman mi?
böyle kaldirip atardik ya sevdayi...
susma söyle nasil yapar bunu insan?
susma nasildi anlat hadi ayrilirsam?
söyle hayat mi çare bulurdu kendin mi?
böyle büyük aşklar böyle mi biterdi?
susma hani aşk insani zaten bulurdu?
susma hani yillar aşka çare olurdu?
söyle yillar mi daha hizli bir kurşun mu?
böyle sensiz her gün biraz yokoluşum mu?
at; silip at aşklari, bir yere firlat...
bitti say ki derdini kaldir öyle at...
sor, ne olur sor sen benden ayrilirsan;
ne olur düşümde bir ömrü durdursan,
aşk her defasinda bende; ararsam...
'birakirim kendimi öyle biraz da,
sen olmadan da ben yaşarim nasilsa...
hatirla bunlari sakin unutma..'
diyordun, ama o zaman gülüyordun,
yanimdaydin, canimdaydin; şimdi nasil geçer bu ömür... "
büyük insanlık gemide güverte yolcusu
trende üçüncü mevki
şosede yayan büyük insanlık
büyük insanlık sekizinde işe gider
yirmisinde evlenir kırkında ölür büyük insanlık
ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter
pirinç de öyle şeker de öyle kumaş da öyle kitap da öyle büyük insanlıktan başka herkese yeter
büyük insanlığın toprağında gölge yok
sokağında fener penceresinde cam ama umudu var büyük insanlığın umutsuz yaşanmıyor
90'ları seviyoruz evet ve hatta hastasıyız. bir grup çıkar ben 80'lere hastayım der. diyorlar yani. ama biz 80'lerin başında doğanlar türk müziğinin altın çağını da yaşadık, özal sonrası döneme yetiştiğimiz için yabancı müziğe erişimimiz de kolaydı. o yüzden hakikatli müzik dinleyicileri bizim yaşımızdakilerden çıkar çoğunlukla. (çoğunluklanın altını çizmeyi öğreten ilkokul öğretmenim nurten güney'e selamlar)
bu uzun girizgah neden? nedir bu vaudeville for vendetta tavırları dersen a sözlükbaz, a benim hacı uuserim başımın tacı uuserim; şarkıda bariz bir 90'lar havası esmekte. crescendoyu 2000'lerde çok duymadık. bir de 2000'ler müzikleri daha çok bebekte üç beş tur atarım, ortamların kevaşesiyim, aman efendim ben sevmem, değer vermem tadında. şimdi bildin mi? şimdi anladın mı içimdeki 90'lar sevgisini? attın mı elini omzuma? güzeeel.
ben bu şarkıyı evde hasta yattığım bir hafta boyunca sabah kadın programları kuşağını izlemek zorunda kalıp cinnet getirdiğim dakikalarda duydum. daha doğrusu klibin başından yakalayıp "ahahaha ulan adamlar büyük insan diye şarkı yapmışlar, oldu olacak über alles de diyeymişin" şeklinde kınayarak izlemeye, hunhar kahkahalarımı gökyüzüne savurmaya başlamıştım ki bir türk filmi karakteri gibi kahkahalardan sonra neredeyse ağlamaya başlayacaktım.
söyle yıllar mı daha hızlı bir kurşun mu? söyle! diye isyan ettiği yerde de böyle allam sana geliyorum bile dedim.
gökhan türkmen'i ilk kez duydum ne yalan söyleyeyim, demet akalından kaçarken ıskalamış olabilirim, ayıplanacak bir durum yok yani bıradırs. ama gökhan türkmen istanbul barlarında şarkı söyleyen, kendi sahasında bilinen omuzlara alınıp zıplatılan bir insanmış. siz de bilin istedim.
"'birakirim zamani öyle biraz da,
sen olmadan da yine geçer nasilsa...
hatirla bunlari sakin unutma!'
diyordun, ama o zaman gülüyordun; yanimdaydin, canimdaydin,
şimdi nasil geçer bu ömür..."
fazlasiyla anlamli, hüzün depolayan sarki. kaliteli bir sesin yorumuyla. dinlenesi.
1 yıl aradan sonra tekrar dinlemeye basladıgım saglam parcalardan biri... 3 saattir dinliyorum bıkmadım hala.. ne zaman bıkarım bilmiyorum, hayırlısı...