bazı aklı kıtların yada son derece maksatlı çamur at izi kalsıncıların ilker başbuğun ses kaydında geçen cümleleri çarpıtarak bülent arıncı izleme emrini ben verdim dedi şeklinde iftira atmalarına kadar varacak durumdur.herkes o kayıtları dinlesin öle bi durum yoktur..ne oluyor benim ülkemde ddirten durumdur..
sivil darbe ortamı oluşturmak için abd tarafından yerli işbirlikçileri aracılığıyla yürütülmüştür. başbuğ'un ses kaydında bunun olduğu ise bir başka düzmecedir.
cunta yönetiminin altına yatmış köşe yazarları ve onların dogal alta iticisi chp tarafından, başarısız oldugu için suçlanan hatta geri zekalı olmakla suçlanan kişilerin yakalanmış olmaları, bu hezeyan sahiplerini güçlendiriyor, baykal bu, olmamış suikast onun için başarısızlıktır. daha da lafını etmez.
belgesini arayarak pekiştirilen düzmecedir. aradıkları belge "suikast belgesi"dir. olur mu demeyin.
"ilerde torunlarımıza gösterir, geçmiş günleri yadederiz" diye düşünülerek saklanan belgedir bu. altında imzalar bulunur ki kimin yaptığı belli olsun, başarıyı başkaları üstlenmesin. bunun yanında mutlaka krokiler de bulunması gereklidir. olası, düşüp kafayı taşa çarpma vakası meydana gelirse hafıza kaybına karşı küçük bir kağıda adres yazılır. tabii hafıza kaybından sonra o adrese iki ekmek almaya bile gidebilirsiniz. bu yüzden önlem olarak iki kişi gidilir. adres öğrenildikten sonra kağıt yakılıp atılmaz, çünkü belgelerin 10 yıl saklanma zorunluluğu vardır. herhangi bir incelemede bu evraklar sizden istenebilir. evrak gayriresmi ise yutmaya çalışın ve yakalanın
ortaya çıkan kozmik belgelere göre hp yetkili servisinde ikamet eden bülent arınç'a haince yapılan planın ulusalcı tayfa tarafından adlandırılması.
o değil de "durum çok ciddi" diye edebiyat parçalayıp göz yaşı pınarları bir türlü kurumak bilmeyen bülent efendinin yeni yumurtalarını hasretle beklemekteyiz efendim.
ulan müthiş bir senaryo ile bu ülkede beceriksizlik eseri bütçe açığının 4 kat fazla çıkması ve bunun halka fatura edilerek atılan ötv kazığının gündem oluşturması engellendi ya, harbiden helal olsun!
son dakika editi: hp'nin ergenekon yapılanmasının paravan olarak kullandığı bir firma olduğu iddia ediliyor. en büyük şifre de "pavilion" olarak belirlenmiş, hp'nin birçok notebook modeline de yazılmış bu kelime ki, örgüt üyeleri durumu çakozlasın.
"arınç'ın evinin krokisi" denilen kroki ev ile tamamen alakasız bir noktada bir bilgisayar tamircisini gösterdiği ortaya çıkan düzmecedir.
sürece bir göz atalım;
"suikast planladıkları ortaya çıktı"
ne oldu? mahkemeye bile sevk edilmeden ilgili kişiler serbest bırakıldı.
"bir er babasına telefonda "kazanda evrak yakıyoruz" dedi"
bu iddia ile kozmik oda araştırılmaya başlandı şu anda kadar somut bir şey çıkmadığı gibi, ilgili askerin öyle bir telefon konuşması yapmadığı ortaya çıkmakla beraber, ilgili karagahta da kazanın olmadığı, doğalgazın kullanıldığı bir sistemle ısındığı ortaya çıktı. tabi bu sırada 3 asker tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edilmiş, mahkeme ise yeterli delilin bulunmadığına hükmedip serbest bırakmıştı.
"kroki bulundu, yutmaya çalıştı"
yutmaya çalıştı iddiası bülent efendi tarafından dile getirildi ancak nedense hiçbir kurumdan bunu destekler nitelikte bir açıklama gelmedi.
kroki kısmı ise krokinin bülent arınç ve bazı bakanların evinin bulunduğu yerlerin krokisi olduğu yönünde haberler salık verilmişti ilgili basına ortaya çıkmış ki, o adreslere en ufak yakınlık taşımayan bir noktadaki bir bilgisayar tamircisinin dükkanını gösteriyormuş o kroki. bir astsubay bozulan yazıcıyı bir askerle, ilgili tamirciye göndermiş ve asker tamirciyi kolayca bulabilsin diye tüm ayrıntılarıyla mini bir krokisini çizmiş.
bir başbakan yardımıcısına suikast planlanacak, 20 gündür her gün bir şeyler ortaya atılacak ve tutuklu tek bir sanık bile olmayacak?
insanımızın bir huyu vardır hani,eğer top gördüyse hayatında herkes mükemmel bir teknik direktördür.
kahvede maç izlerken, teknik direktöre, futbolcuya, başkana... etmedikleri küfür yoktur.
fakat bazı despotlar teknik direktörlüğü aşmış, savcılığı sökmeye başlamışlar.
subaylar adresi niye kağıda yazdılar?
ev yerini ezberleyemiyorlar mı?
suikast yapacak insanların arabasında silah olmaz mı?
gibi bir düzine soruyu sorup, bunların nasıl olamayabilirliğini ispatlamaya çalışıyorlar.
tamam lan çok zekisiniz de bari bir şeyde bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın.
yani danıştay saldırısındaki tavırlarınızı, tükürüklerle ona buna hakaretler düzdüğünüzü de biliyoruz, dava ergenekonla birleştikten sonra nasıl sus pus olduğunuzu da.
sonra ak partiyi bitirme planına nasıl kağıt parçası dediğinizi de biliyoruz, ıslak imzayla birlikte nasıl rezil olup sustuğunuzu da..
kafes keza aynı..
bunları neden söylüyorum? çünkü, olayları ideolojik körlükleri sebebiyle dalgaya alan ve arkasına aldığı yandaşlarının rüzgarıyla özgüveni artıp ileri giden vatandaşlarımızın, yargı süreci sonunda rezil olmasından haz almadığım için..
"koca subaylar neden adresi kağıda yazıyorlar? saçmalık.. eheheeh" diye olayları hafife alanlar, ıslak imzalı belgeye de, "koca cunta yapacağı eylemleri kağıda mı döküyor yani? saçmalık.." diyorlardı bir zamanlar.
şu anda olay öyle bir noktaya geldi ki ordunun yatak odası aranıyor. hakimler mermilerle tehdit ediliyor. hsyk üyeleri hukuku ihlal etme pahasına savcı ve hakimler üzerinde baskı kuruyor. birbirinden önemli kişiler aramaları durdurmak için devreye girmiş durumda. mgk larda bu konu konuşuluyor.
bir olayın ciddiye alınması için daha nelerin olması gerekir diye merak ediyorum doğrusu..
yoksa bu insanlar sizden daha mı az akıllı?
bu alayların mimarlarının mantıkları da zaten "darbe yapılmamışsa, teşebbüs edenler yargılanamaz." altyapısındadır.
yine bu mantığa göre, ortada suikast yoksa teşebbüsçüsü de yoktur.
sözde suikast konusunda açılan çeneyi ("suikast var" diye sevinen bi başka devlet büyüğüde tanımadık hiç) işsizlik, son yapılan zamlar, emekçilerin direnişi gibi çok önemli konularda hep bant çekili görmekteyiz.
kim inanır sözde o kadar gizli yürütülen planın ezberlenemeyen bir adres yüzünden ortaya çıkacağına?
bu milletin hepsini heralde kendileri gibi koyun zannediyorlar. neymiş efendim 2 sokak adı, 2 bina numarasını ezberleyememiş onu da kağıda yazmış. hadi lan ordan!
SOn günlerde yaşanan sikimsonik olaylardan sadece bi tanesidir. Ahanda bugün chpli edirne belediye başkanının makamındaki televizyonun içinden gizli kamera ve ses kayıt cihazı çıkmış. iyice ilkokul atışmalarına döndü olay. Biri zırlıyo örtmenim bana suikast yapıcaklardı diyo, beriki durur mu " ama o da benim televizyonuma kamera koydurmuş". ne lan bu?!! yok mermi göndermişler falan filan. Hangi kafayla ülke yönetiyosunuz siz? ya da ne kullanıyosunuz da muhalefet etmeyi bile doğru düzgün beceremiyosunuz? en çok da şu belediye başkanının televizyonu noter eşliğinde tamir ettirmeye çalışmasına güldüm. Neyin kafasını yaşıyosunuz siz?? Noter eşliğinde televizyon tamiri mi olur lan?!!!
--spoiler--
Televizyonun görüntülerinin geç gelmesi nedeniyle şüpheye düştüklerini anlatan Başkan Sedefçi, televizyonun teknik servisini ve noteri çağırarak birlikte arka kapağını açıp içini kontrol ettirdiğini bildirdi. Sedefçi şunları söyledi:
"Televizyonun içine son derece yüksek kalitede bir gizli kamera yerleştirilmiş. Ayrıca ortam dinlemesi yapacak bir sistem de konulmuş. Özel ses ve görüntü kartları var. Kamera televizyonun içindeki hopörlerin alt bölümüne monte edilmiş. Yüksek çözünürlükte ve zoom özelliği var. Buradan görüntü ve ses, karasal olarak ve uydu aracılığı ile merkeze aktarabiliyor."
--spoiler--