(bkz: kamuflaj)
çirkinliklerini saklamaktan başka bir şey değildir onca makyaj.
kendilerini ne kadar çok makyaj yaparsa o kadar çok güzel olduğunu zannederler fakat yanılırlar. vitrindeki mallardan farkı yoktur, sadece geçerken bakılır gidilir, kimse alıcı gözüyle bakmaz. bakanlarda gösteriş meraklısı olduğundan değer kazanmış olmazlar.
bu tip kadınlara en güzel örneklerden biri de demet akalın o makyajsız suratı hala rüyalarıma giriyor. yazıktır etmeyin.
kaş kalemi, kaş rimeli, kaş altı farı, koyu far, eyeliner, göz kalemi, lens, rimel, gözaltı kapatıcısı, aydınlatıcı, otobronzan, fondoten, pudra, allık, dudak dolgunlaştırıcı, ruj ve parlatıcı süren kadınları beğenen, evrimsiz esquire erkeklerinin; istediği cevabı onlara vermek isteyen yazıktır denesi kız tribi.
makyaj yapan kadin cesidinin makyaji abartmasi olayidir.
1.makyaj malzemeleri alinip aynanin karsisina oturulur.
2.ilk önce bir adet cif ve bir adet deri bez ile ayna temizlenir.
3.aynanin yeteri kadar isik alip almadigi kontrol edilir.
4.makyaj cantasinda eksik birseyin olup olmadigina bakilir.
5.eksik birsey varsa hemen kapiciya yenisi aldirilir.
6.en pahali sabun kullanilarak eller ve yüz güzelce bir yikanir.
7.saclar arkaya dogru taranir, ki yüz hatlari rahat gözüksün.
8.yüze güzelce bir maske yapilir.
9.1-2 saat öylece durduktan sonra maske cikarilir.
10.eller ve yüz tekrar sabunlanir.
11.kaslar ve göz etrafindaki tüyler alinir.
.
.
.
iyi güzel, yapsın. ama yaptığının arkasında dursun kadınıdır.
zira bu kadın yeri geldiğinde de, "ben makyajı sevmem aslında" diye konuşabilmektedir.
seviyorsun işte, yapıyorsun, boya küpüne banıp çıkıyorsun; neyi kimden saklıyorsun kuzum?
öptüğünüzde ağzınızda tuhaf bi fondaten pudra bilimum makyaj malzemesi her na haltsa onun tadını bırakan pudralı üstün korumaya inanmış kadınlardır. (bkz: make up)
aşırı makyaj yapmaya devam ederse, cildi o kadar kötü olacaktır ki sonunda sürdüğü hiçbir şey yüzünde durmayacaktır muhtemelen. hatta burnu bile düşebilir.