Dun uzay oyunları diye bir bilim kurgu filmi izledim. Koca bir uzayli irki yok ettiler.. Amaclari savasmak degildi, sadece kendilerini savunuyorlardi bizlerden ama insanoglu iste, yetinir mi! O uzayki irkin acilarini paylastim icinde, insanoglunun acimasizligini ve on yargisini gordum...
Çok boktan bi durum.olmadık yerde gözlerin dolu dolu olur.çoğu zaman da o yaşı tutamazsın.Hiçbir zaman çok güçlü bir insan olamayacağının göstergelerinden biri.
Neden böyleyim bilemiyorum.. Aslında bir tahminim var ama kesinliği yok... Bazen diyorum erkeksin sen ne diye ota boka ağlıyorsun... Duygulanıyorsun... Gül geç lan hayat güzel.. Diyorum.. Sonra yerli yersiz ağlamaya başlıyorum...
Bir bebeği ağlarkan gördüğümde ağlayabilirim... Her zaman değil ama bir iki sefer oldu...
Kız arkadaşım vardı bir ara geçmişimiz hakkında konuşmuştuk.. Anlatmıştı bir şeyler.. Üzerinden uzunca bir süre geçmişti kardeşi ve bir yakın arkadaşıyla yemek yemiştik.. Cüzdanında bu eski elemanla ilgili bir şey görmüştüm.. Mekandan ayrılana kadar zor tuttum kendimi... Çıkar çıkmaz yağmur altında gözlerinin önünde salak gibi ağlamıştım.. Ulan bana neyse yşanmış bitmiş... Üstünden seneler geçmiş.. Lan nasıl bana neyse.. Üstünden seneler geçmiş hala cüzdanında taşıyor... Sevmiş belli ki... Ama ben.. Görünce tutamadım işte kendimi... Ben ağlıyorum o ağlıyor kardeşiyle arkadaşı anlam veremedi önden gittiler... Çok utanmıştım..
Bir keresinde de şantiyedeyim.. Bandırmada çalışıyoruz.. Bir sebepten tartıştık... Akşam vakti oldu.. Bindik minibüse bir sürü kaba saba adam.. Geçtim en arka köşeye şantiyeden kaldığımız yere gelene kdar... Sessiz sessiz yüzümü bereyle kapata kapata ağlamıştım... Durduramadım da. Herkes inene kadar inemedim minibüsten herkes inince koşarak indim.. Deniz kenarıydı gittim oturdum iskeleye sakinleşene kdar ağladım bir iki saat... Allahım ne kadar utanmıştım o zaman kendimden.. Neyse...
Ne diyorduk sebebi hakkında tahminim.. Evet... Çok içime atıyorum... Onlarda birikiyor.. Birikiyor... Ağlıyorum... Gözlerimden boşaltırken sıkıntımı, dilim sustuğu için tekrar dolduruyorum... Çünkü içimde fırtınalar koparken kimseyi üzmemek için ağzımı açamıyorum.. Şu senin hatan diyemiyorum.. Evet bende böyleyim... Napalım...
Not: Bu entry kısa bir süre sonra kendini imha edecektir...
Aşırı duygusalımdır. En sevmediğim özelliğimden biri bu. Ama ne yapılabilirki yapın böyle olunca. Önceden genelde kırıldığımı göstermemeye çalışırdım. Sonra baktım ki insanlar daha kötü oluyor onlar sana herşeyi yaparken sen sessiz kalıyorsun eziliyorsun. Sonra çok kötü bir olay yaşadım bundan üç ay öncesinde o zaman anladımki seni ailenden başka kimse düşünmez yanında olmaz. Belki hala çok duygusalım ama artık insanların tek bir sözüyle onlardan soğuyabiliyorum. Hayatta ne zaman bundan kötüsü olamaz dediysem daha kötüsü oldu. Bu da duygusal olsam bile başkalarına göstermemeyi öğretti. Zamanla bu özelliğimi kabullendim ve kendi içimde yaşamaya başladım.
her seye aglamak, gözlerin hep dolu dolu olması,uykudan olmak, cabucak kırılmak,haber izleyememek,tanimadigin insanlarin bile derdini dert etmek vs vs. cok zor dostum duygusal olmak yasamayan bilemez.
Aşırı can yakıcıdır. Bu nedenle bazen bastırmaya çalışmak gerek bence. Aşırı duygusal olmak bizim seçtiğimiz bir şey değil ama her şeyden önce sağlığımız için biraz gem vurmalıyız.
üzüntü sevinç vb. herhangi bir kusuru (duygular kusurdur fikrimce) aşırı derecede yaşamaktır. Herşeyin olduğu gibi bununda aşırısı zararlıdır. karakterden tip olmaya yönelmekteki ilk adımdır.
dünyanın en iğrenç hali . kendimden nefret ediyorum bazen . duygusal olduğum için mi böyle düşünüyorum yoksa onları kendi yerime koyup düşündüğüm için mi ? en kötüsü de ne biliyor musunuz ? birinin size birşey söylemesi , sizin orda sadece gülüp geçmeniz ama evde uzun uzun o saçma cümleleri düşünüp kendinizi yemeniz . daha doğrusu yemem.
