Kastamonu Kalesinin yakınında bulunan bu türbenin, Kastamonunun fethi sırasında şehit düşerek aynı yere gömülen bir kumandana ait olduğu sanılmaktadır.
Bu türbe bazı araştırmacılar tarafından Eyvan Türbe olarak nitelendirilmiştir. Büyük olasılıkla da bu türbe bir medreseden günümüze gelebilen bir bölümdür.
Türbe iki katlı olup, mimari üslubundan XII.-XIII.yüzyıl Selçuklu yapısı olduğu sanılmaktadır. Kesme taştan yapılmış olan türbenin mumyalık kısmında beş kişi gömülüdür. Honsalar Mahallesinde kapı kemerinde Selçuklu taş işletmeciliğinin yer yer kendini gösterdiği bir türbedir. Burada 12. Yüzyıl başlarında Kastamonu Kalesinin fethi sırasında Şehid olan AŞIKLI SULTAN yatmaktadır. AŞIKLI SULTAN'IN o günden bu yana bozulmadan duran bedeni bir sandukadadır. Sandukanın ayak ucundaki camdan AŞIKLI SULTAN'ın çürümemiş olan ayakları günümüzde de görülmektedir. Kastamonu Kalesinin fethi sırasında zehirli bir okla şehid olan AŞIKLI SULTAN'ı Selçuklu Töresinde ulu kişilere uygulandığı gibi sandukasıyla defnetmişlerdir. Diğer türbelerden farklı olarak içinde AŞIKLI SULTAN'ın bulunduğu sanduka, ortada diğer sandukaların arasındadır. AŞIKLI SULTAN'a Halk arasmda "YANIK SULTAN" da denir. Bununla ilgili bir menkıbe şöyle anlatılmaktadır. "AŞIKLI SULTAN'ın türbesinin yakınında bir yangın çıkar. Bu olay sırasında AŞIKLI SULTAN Hazretleri o zamanın mülkiye amirinin rüyasına girer, Der ki: burada yangın çıktı, türbem yanıyor, gelin beni kurtarın... Devrin mülkiye amiri uyandıktan sonra o mahalleye koşar, bakar ki türbe ve civarı yangından zarar görmüş, ama AŞIKLI SULTAN'ı ateş yakmamıştır. Böylece AŞIKLI SULTAN'ın dünyadan ayrıldıktan sonra keramettinin devam ettiği anlaşılmaktadır. AŞIKLI SULTAN'ın 1116 tarihinden bu yana bozulmadan biçimini koruyan ayaklarını halen görmek mümkündür.