Mantığın kalbe söz geçiremediği bir durumdur. Yani bile bile lades dersiniz. Yanmayı, yıkılmayı göze alırsınız. Yanarsınız yıkılırsınız, mahvolursunuz sonunda. Ama nolursa olsun o yokedici duyguyu yaşamaya mecbursunuzdur.
zaten hiç doğru kişiyi bulamazsınız belki de aşk budur bilemiyorum. önemli olan sevgiyi saygıyla birleştirmek ve son düğümü yine saygıyla atmak.
birkaç günlük heveslere, alışkanlıklara aşkı kondurmamak.
onu ararken yorulmamak ya da aramamak çünkü hep siz aramayı bıraktığınızda gelir derler.
Aşık değildim ama bir kere evlenmek üzere olan bir insanı tanımıştım ve tam benim istediğim gibi birisiydi. Üzülmüştüm. Çok mutlu olur inşallah eşi ile. Allah bana daha iyilerini nasip eder inşallah.
INSANIN güçsüzlüğü sevgi karşısında çaresizliği.
Bunun bir nedeni olmalı.
Belkide dostoyevski nin suç ve ceza da dediği gibi.
Tanrım ben ne çok acı çekiyorum. Ben iyi bir kulunum. Bak ben ne iyi ne iyi bir kulum hep acı çekiyorum.
Oysa o acıyı kendi kendine vermiştir. Böyle iyi bir insan iyi bir kul olunmaz.
yanlış zamanda tanışmak. kesinlikle bu. kimseyi aldatmadım bu zamana kadar, hala da aldattığım yok. yalnız, hiç beklemediğin bir yerde, sen 19 yaşındasın, o 21, aradaki yıl farkını saymazsak, tüm hayatının aynı hikayeyle geçtiği biriyle tanışmak, bütün zevklerinin, özelliklerinin birebir aynı olduğu biriyle tanışmak. Üstelik ikinizinde sevgilisi varken. Eh, ruh ikiziydik dedim, sadakatimizden, ikiden bir olamadık. susturduk kendimizi. belki bir gun, hayatimiz kalabalik degilken. belki, hala birbirimizi unutmamisken.
uzaktan ilişki yaptım, ayrıldık. Ama hala kafamda bitiremedim. Sonuç olarak uzakta olan karşı cinsle sevgili düzeyinde ilişki kurmayın. bir nevi deniz kumuna inşa edilmiş bina gibi oluyor. çok seversin ama en ufak çıtırtıda kumların içine gömülürsün