belki de sevmediğiniz şarkıcıyı dinleme mecburiyetine katlanmayı gerektirir.
aşık olunan kızın yolladığı şarkı: murat boz- üfle püfle
bizimkinin bir önceki dinlediği şarkı : müslüm gürses-kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde
asik olunan kişinin msn messenger'dan yolladigi sarkiyi dinlemek başlığında düşünürsek;güzeldir hele o an ne atıyor acaba der insan değişik bir telaş ve büyük bir merak.
ama sonra fark edersiniz ki o yolladığı parça onun anılarındadır. ve aslında başka biriyle olan şarkısıdır. bunu fark ettiğiniz an bitersiniz. şarkıyı yine dinlersiniz, hem de defalarca, çünkü artık şarkı size de aittir. şarkılar herkesindir çünkü. bir de o şarkı üzerine ona yazdığınız yazıyı okuyup ona yollamışsanız daha önce çok kötü bir his alır yüreğinizi. oysa en başta o şarkının onda izi olduğunu bilseniz, ki bu büyük bir tahmindir doğruluğu kesin değildir, asla yapmazdınız. yaşandı ve bitti üstelik başlamadan. ne acı yazık.
şarkı daha ilişki başlamadan önce yollandıysa ve ayrılık içeriyorsa , kişinin kendi kendine "ulan resmen çıkmayalım ayrılırız demiş" diye düşünmesine sebebiyet veren eylemdir. dinledikçe bi buhran çöker insanın üstüne. melankolik moda geçilir.
askın kacınılmaz sonunun ardından silinecek, nefret edilecek, "zaten kaliteli bi muzik degil bu surtuk de anca boyle bos seyler dinler" denilecek olan sarkıyı dinlemektir.
normal şartlarda siz led zeppelin falan dinliyorsanız, kızın gönderdiği ricky martin ya da o tatta bir şarkıyı da, sadece dinlemiş gibi yapmanızda fayda olacak hadise.
erkekligi zedeleyecek bir tur oldugundan smooth jazz dinleyen sevgililerden uzak durmak yada gonderdigi sarkıları dinlememek zannımca yapılacak en dogru tercihtir.
aşık olunan kıza açılamamaktan ileri bir acıya sebebiyet veren hadise.** farklı bir koyar insana, mazoşistliktir, egoya zarar vermektir, uzak dursundur.
aşk denilen meretin insana herşeyi yaptırdığı gerçektir. dinlediğiniz müzik türünün yanından dahi geçmese de, o şarkıyı paşa paşa dinlersiniz. tüm gece dinlyeyip, buluştuğunuz zaman ezbere dahi okuyabilirsiniz.
platonik olarak aşıksanız bu şahısa, ne kadar boktan bir şarkı olursa olsun, gönlünüzde yer eder bir kere. black metalci adama gökhan özen dinletir o aşk dediğin...
gençken* platonik takılmaca yaptığım bir kız vardı. belli etmeye çalışıp aslında belli etmemeye de çalışıyodum. öyle aptal bir ruh halindeydim tabii o zamanlar. gitmiştim kıza let me kiss you'yu, creep'i böyle ezik ezik şarkıları göndermiştim. çok güzel şarkılar ya sen de dinle falan diye, inceden ayar vermeye çalışıyordum herhalde, aptallık. neyse. kız da 'ben de sana gönderiyim ya çok güzel şarkılar.' dedi ve ilk gönderdiği şarkı *mange du kebab'dı ve ben bu şarkıyı bile aptalca bir sırıtışla dinlemiştim. sonra bir de kalp kalbe karşıdır diye birşey gönderince ben ne yapacağımı şaşırmıştım şarkıyı dinleyince.
aslında en sevmediğim türler ama inanılmaz mutlu oluyordum o şarkıları dinleyince. hele kalp kalbe karşıdır'ı dinleyince; abi seviyor o da ya, bak kız da açılamıyor böyle bir aşk mı var ya, çok seviyorum lan o da seviyor ne güzel moduna giriyordum. tabii daha sonra kızın sevdiği bir çocuk olduğunu öğrendim ve bunlar çıkmaya* başladılar. kız da zaten o çocuğu düşünüp 'kalp kalbe karşıdır sen de üzüldün mü?' diyormuş. boktan durumlar, neyse sonra biraz daha büyüdük tabii vay anasını dedik.
öyle işte, insana saçma sapan mutluluklar ya da hüzünler yaşatan sanal olay.