saçları simsiyah, teni güneşten kavrulmuş, gözleri çimen. buna rağmen hiç havalı değildi. çocuk ruhlu zeki, çevik, ahlaklıydı.
aynı yerde oturuyoduk. oturduğumuz yerde en az onun kadar güzeldi. hayvanları çok severdi. ara ara bizimle cilli oynardı.
bizim mahallenin az ilersinden dere akardı. yaz geldi mi bütün mahalle orda yüzerdik. ama o hiç gelmezdi. bisikletini alır gezintiye çıkardı. bende bigün onu takip etmeye karar verdim. arkasından bisiklete bindim.
baktım dere kenarına doğru gidiyo. ama kimsenin gitmediği ıssız yerdi. ( korktum. acaba başkasıyla mı buluşacaktı burada? )
bisikletten indi. dereye doğru ilerledi. heycandan ölücektim. galiba soyunup yüzecekti.
baktım soyunmadı.(kesin kıyafetleriyle yüzecek)
olsun dedim. kıyafetleri tenine yapışsa da olur dedim. baktım dereye de girmiyo. dere kenarında bişeyler yapıyo. iyice yaklaşınca farkettim ki abdest alıyodu. sonra namaz kıyafetini giyip namazını kılmaya başladı. ( bizim mahalle chp li olduğu için böyle kimseleri taşlarlardı. ondan sessiz yere gidiyomuş. canım.)
neyse namazı bitti. kıyafetini çıkardı. bisikletine bindi. sonra beni gördü. bi garip oldu. bayılcak gibiydi. yanıma geldi.çok sinirli görünüyodu.(böyle çık seksiydi.)
iyice yaklaşmasıyla beni hüsrana uğratmıştı. içim o kadar buruktuki. abdest alırken iyi sümkürmemesi sebebiyle tam dudağının üstünde burun kıllı bi sümük vardı. ağlıycaktım.
- ne işin var senin burda? beni mi izliyodun?
gözümden bir damla yaş aktı.
dayanamıyıp:
+ sümüklü asiye, dedim.
dudağının üzerindeki sümüğü alıp ağzına attım. kaçtım geldim. o kadar soğumuştum ki. onun yüzünden 7 ay yemek yiyemedim. allah belasını versin. ne güzel evlencektik.
not: belkide chp kültürüyle yetişmeseyim. genç bi kızı takip etmezdim ve o gün yaşanmazdı. kahretsin.