üstüne gidince illaki seni arkadaş olarak görüyorum der ya da sorun ben de bir ilişkiye hazır değilim falan der. yokki arkadaş şöyle cart diye istemiyorum seni hiçbir şey hissetmiyorum diycek cesarette bir kız. olsa aşık olcam valla.
3 ihtimal vardır. biri onun da sizi sevdiği, biri sizi hiç sevmediği ve bir şey düşünmediği en sonuncusu da boş olup bir şey hissetmediği. şimdi ben üçüncüyüm birinci değil diye zırlıyorken biraz da ikinci durumda olanlara bakmak lazım. ya abi yanlış anladın ben zaten o ikincideyim diyorsan olur koçum bu ihtimallerin hepsi %33,33 dağılmamış birçok insan senle aynı.
çok acıdır...randevuya gelmez, nerde olduğunu sorduğunda bir işi çıktığını söyler...attığın mesajlara çok geç cevap verir... hep ilk çağrıyı sen bırakırsın...kızın seni sevmediğini anlamayacak kadar saf ve aşıksındır...en sonunda haline acıyan bir arkadaşın sana acı gerçeği söyler ve rüyadan uyanırsın...
söz konusu ülkemizin kızları ise flört kısmını son ana kadar sürdürüp işin adını koymaya sıra geldiği zaman çat diye sizi arkadaş olarak görürler. o ana kadar ne koparırlarsa kardır onlar için.
emekliye ayrılıp ıssız adaya yerleşme isteğinin belirmesine neden olur. elden birşey gelmemektedir acıdır. ıkınsan da yırtınsan da olmayacaktır. geçmiş olsundur.
hislerini dışarı yansıtmayan, içinde tutan bir kızımız da olabilir. bu şekilde bir şey hissetmediğini de düşünebilirsiniz. bekledikçe değerleniyor sanki.
"belki ilerde hissedersin" deyip yüzsüzlük yapmak lazım. belki "acaba beni gerçekten istiyor mu" diye test eden bir naz etme durumu vardır. kızların test yapmak gibi bir anlaşılmaz tarafı var. ben test edilmeyi sevmiyorsam bile test ediyor ki onu ne kadar seversem aşağılamasına o kadar katlanabilirmişim. neyse köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyelim.
kızı o kadar seversiniz ki o hiç bir şey hissetmediğini söylese de kabullenemezsin. o an kıza güleryüzle bakar saçmalarsanız. kız arkadaş kalalım klişelerini sıralar. siz oturdugunuz yerden güçlü görünmeye çalışarak kalkarsanız. yüzünüzdeki acı gülümsemeyle kızın görüş alanından çıkana kadar sabredersiniz. sonra ilk gördüğünüz duvara sırtınızı verirsiniz. düşünürsünüz, düşünürsünüz, düşünürsünüz. böyle bir şeydir işte bu durum.