aşık veysel'in sözünü akla getirir 'iki kişi sever kovuşamaz ise aşk olur' en kötü ayrılık budur. sevdiğine göz göre gidememek ya mecburi göç ya takdir-i ilahi. bayanlar için en zor geçirilen dönemlerdir.
acı koyduğu kesindir. ancak sabretmek, azimli olmak gerekiyor. çünkü iki gönül bir olunca mavi ekspresi nin vagonları, -akepe sağolsun- duble yollarımız, nilüfer turizm in konforlu koltukları ve herhangi bir şehrin herhangi bir terminali dahi seyran olabiliyor.
büyük ihtimal platonik versiyonudur. keza 6 sene sevip bir kez bile konuşamayanlar (şahsım birinci kalem şahittir) mevcuttur. genelde asosyal insanlarin yediği nanedir. Erken tehşis önemlidir aksi halde kişinin kendine olan bir gıdım güvenide kaybolabilir.
(bkz: kuru gürültüye sevmek)
(bkz: aşıksan vur saza)
iliskiyi kısa sürede bitirmeyi gerektirir. ama ille de ''devam ettireceğim, ben mazoşist'im, acı cekmeyi seviyorum'' diyenler varsa, onlara da saygımız sonsuz.
hele hele kavuşulmayan kişi yakınında ise bu aşk yakar, delirtir, melankoliye bağlatır. dinlediğin her şarkı da gözlerini tavana dikip karıncalanan karanlıkta onun yüzünü görmek kaçınılmazdır. büyük ihtimalle o kişi sizin için doğru kişidir. ama doğru kişiyi bulsanız da yer ve zamânı da iyi tutturamazsanız günlerinizi gün saymakla geçirebileceğiniz lânet kabuslara gebe olur.. evet çok klişe ama bu üçünü bir arada tutturmak çok önemli.