platonik ve çekingen kişinin başına gelen durum.
2 yıl boyunca platonik aşık olduğum kızın yüzüne bakamazdım mesela, hep başımı aşağılara eğer, yüzünü görmemek isterdim ama delicesine de severdim, ah be gençlik, ergenlik ya da çocukluk her neyse işte.
karsindayken kalbin çıkacakmış gibi atar, göz göze gelmek istemezsin anlayacak diye. hoş anlasa ne olur ki ? kabul etmez, beni istemez, benimle artık konuşmaz düşüncesi sarar beynini. seviyorum diyemezsin. arkasından gidince de öküzün trene baktığı gibi bakarsın. ne tuhaf duygudur o.
yaklaşık 6-7 sene önce bendim bu. kıza bakamıyordum amına koyim telaştan, korkudan. sonra kafamı bi kaldırıp bakayım dedim, kız yan masadaki lavuğu kesiyor. işte o gün miladım oldu.
hee hala yüzlerine bakmıyorum, göğüsler daha bi ilgi çekici.
Hem yüzüne bakmak var hem yüzüne bakamamak var. Ben şuan 2. sini yaşıyorum ona bakmaya kıyamamak yanyana dururken hissedilen acı ve hüzün herşeye bedeldir.
''Ne ikna edici bir intihar biçimidir; şimdi seninle göz göze gelmek...'' cümlesini yaşamaktır. aştır o aşk; gerçek olan aşk. içine biraz utanma karışmış ama hep saf kalmış bir aşk.
utangaç olmayan ben ne zaman aşık olsam bakamıyorum. net. doğal bir şey herhalde. bir de karşıdaki insan çok güzel yahut yakışıklıysa onu kendinizden üstün gördüğünüzden oluyor.
aşkı suç olarak değerlendiren bünyenin gerçekleştireceği eylem.. yüze bakamamak utanmayı ve suçu gerektirir, suç da bilerek ve isteyerek yapılan hatadır. aşk denilen şey ise istem dışı duyulan sevgidir, zira zorla aşık olmak diye bir şey yoktur. insan elinde olmayan şeyler yüzünden yargılanamayacağı gibi aşık olduğu için suçlu da olmaz, çıkar sevdiğinin yüzüne de bakar, elalemin yüzüne de bakar. altında sakladığı yenmiş bir halt yoksa tabi..