yaşananların kabus olması arzusuyla yanıp tutuşmaktır. ancak bunun nafile bir çırpınış olduğu irkildikten sonra manzaranın hala aynı vahim haliyle seyrediyor olmasıyla idrak edilir ki insan bu andan sonra uzunca bir süre gırtlağında düğümlenmiş bir yumru ile dolaşmaya mecburdur.
ilişki bitmiş bile olsa bıraktığı izlerin ardından hiç görülesi olmayan, "kabus olmalı" dedirten bir durumdur, düşmanlar başına bile değildir, aşk hep baki kalsadır ama kalmayacağı bilinse de aşık insan kimseyi öpmesindir, kimse de onu öpmesindir, öpenin de saçı başı yolunsundur.
herifçioğlu hele de birde sizden iyi öpüşüyorsa o zaman daha bir içiniz burkulur. sınıfa elele girmelerini sindirmem için 3 hafta yemeden içmeden kesilmiştim. öpüştüğünü görsem olabilecekleri düşünemiyorum.
hayallerden kurtulmanın, eğer yaşanmışlıklar varsa unutmanın en iyi yöntemidir. acı çekersin ama her seferinde gördüklerin aklına gelir ve artık vazgeçmeye başlarsın.
er kişi hemen çifte katılmalı ve "hayatım aradığımız üçüncü kişiyi bulmuşsun artık grup yapabiliriz" demeli ve üçüncü şahsa aramıza hoşgeldin deyip siyanürlü bir öpücük vermelidir.
başta midenin en derin yerinde bir elektiriklenme hissedersiniz. Bu bir anda tüm mideye yayılır ve mide asidinin mideyi yaktığını hissedersiniz. Sonra bu yanma-elektriklenme hissi yukarıya doğru çıkar. Bu sırada gögüs kafesi kasılır ve nefes almakta zorlanırsınız. Sonraki aşamada kaşları çatıp öpüşen çifte dik dik bakarsınız. O anda elinizde roket atar olsa çocuğun kafasını uçurmayı bile düşünebilirisiniz.
En son aşamaya gelip birkaç derin nefes aldıktan sonra beyne giden oksijenin etkisiyle normal halinize dönüp hayal kırıklığı evresine geçersiniz. Önce Talihinize küfretme, sonraysa hemen kızı unutup ve yeni denizlere yelken açma psikolojisine girersiniz. Yok eğer bu psikolojiye girmezseniz efes pilseni zengin etmeyi görev edinirsiniz. Üzülürsünüz, kahrolursunuz, belki ağlarsınız...
gördüğünü başkası gördümü diye etrafı kolaçan edip; kimse görmediyse hala sevmeye devam eder, yok biri gördüyse o an gururuna yenilir ve aşkını nefrete döndürdüğünü söyler. halbuki gerçekten aşıksa yüreğindeki acıdan hiçbir şeye karar veremez.
insanı bi yol ayrımına getirir. eğer mideniz böle bi görüntüye dayanmicak gibiyse tavsiyem çekin gidin bi daha da ne görün ne konuşun..
ama midenizin dayanıcaını düşünüosanız gidip koçluk yapmanızı tavsiye ederim. mesela
"ewt şimdi biraz daha derin, tmmdır. hafifçe okşa yüzünü, saçlara doğru ilerle, yavaş çok yavaş. gözünü arala derin bi nefes al burnundan. ok! kısa bi mola.. hadi koçum yaparsın sen!!"