mesele aşık olunan kişiyi seveni öğrenmek değil yeğen, asıl mesele, aşık olunan kişinin başkasını sevip sevmediğini bilmektir. iŞte o zaman insan acıyla boğuşur, kalbi paramparça olur... Asıl mesele işte budur yeğen.
ne mi demek?
hele birde sana bakıyorsa ve bakışlarıyla ümit veriyorsa, her gittiğin yerde göz gözeysen, doğum gününde hediye almışsan, mesaj atmak için özel gün gece, kandil vs bekliyor ve bunlara cevap yazıyorsa ve tüm bunlara rağmen birgün karşına kendisi bile çıkmayıp bir arkadaşını gönderiyor ve ' o başkası ile beraber ve seviyor' diye bir haber geliyorsa...
sende sadece deli gibi sevmene rağmen 'canı sağolsun öyle mutlu olacaksa öyle olsun ' diyip boğazına düğümlenen hıçkırığı yutabiliyorsan...
hayatın o anda önemini yitirdiği,
nefes almanın zorlaştığı
mide krampları ve kalp ağrılarının baş gösterdiği
kişinin yavaş yavaş ölmek istemeye başladığı iğrenç tablo
insanlar, bir değişimi yaşarken genellikle inkar, direnme, araştırma ve kabullenme / adanma olmak üzere bir sürecin dört temel aşamasını yaşarlar. bunu ilk öğrendiğinizde inkar ediceksiniz. yani hayır öyle değildir, belki diyeceksiniz. ki bu atlatması en zor aşamadır. acı verir. sonra emin olacaksınız ama direnmeye devam ediceksiniz. hala belkileriniz olacaktır. çünki bu acınızı bi nebzede olsa dindirir. en son gözünüzle görüceksiniz, hissedeceksiniz, gözünüze sokulucak bu. evlendiğine bile şahit olabilirsiniz. bu biraz daha az acı verir. akabininde ve son olarak kabul edeceksiniz, bu da size huzuru getirir. buna bir anlamda tevekkül de denebilir. eğer en başta kabul ederse kişi, acı çekmekten kurtulur. yazması, söylemesi kolay ama yaşaması zordur.
çok acıtır. kalbiniz o kadar çok kırılırki toparlanmanız uzun zaman alır. inanmak istemezsiniz. o kimseyi sevemez, eğleniyordur o kızla, sevmek ona göre değildir dersiniz. çünkü bunca sene kendinizi öyle kandırmışsınızdır. Sizinle bir ilişkiye başlamamasının sebebi onun için özel olmanızdır. bunun ne kadar aptalca bir yalan olduğunu yanındaki kıza bakışlarından anlarsınız. en zoru ise bu kişiyi sürekli görmeniz ve kalbinizin binlerce parçalara ayrıldığını gizlemek zorunda olmanızdır.
ilk günler berbat geçer. sevdiği kızın ne kadar mükemmel, ne kadar eğlenceli, ne kadar güzel olduğunu dinlemek zorunda kalırsınız. dinlersiniz, gülümsersiniz ve yutkunursunuz. Zaman buldukça gizli bir köşeye çekilir sessiz sessiz ağlarsınız. onun yanına dönerken de mutluluk maskenizi takarsınız. Dalgın geçer günleriniz. neyin var?, iyi misin? dalgın görünüyorsun diye soranlara iyiyim ya uykusuzum o yüzdendir. şeklinde geçiştirme cevaplar verirsiniz.
Aradan zaman geçer ve acıya alışırsınız. yaranız kabuk bağlar ama en ufak bir darbede kopar kabuk ve damla damla kanamaya başlar tekrar. hissizleşirsiniz, yerle bir olan öz güveninizi tekrar toparlamaya çalışırsınız. sizin bu halinizi bilen arkadaşlarnızın acıyan bakışlarından kurtulmaya çalışır ve fiziksel olarak normale dönersiniz. ama onu görünce hala sızlar kalbiniz.