Bu olayin basiniza gelmesi icin illa iliskinizin bitmis olmasi gerekmez. Yillarin ardindan beraberseniz bile o kisinin sizi heycanlandirmadigini farkedersiniz.
neymiş efendim o heyecanı özlüyormuş insan, kalbi birisini düşününce deli gibi çarpsın istiyormuş, acısı mutluluğu neyi varsa hepsini yaşamak istiyormuş. ben söyleyeyim bu insan ne istediğinin tam olarak farkında değil... ya önceden hiç aşık olmamış ya da çok zaman geçmiş üstünden unutmuş. akıllı insan işi değil, kendini seven istemez de özlemez de aşık olmayı.
Anlamsizca yasamak istemektir asik olmayi ozlemek. Kimi zaman duygular yuklenir de yuklenir. Bi sarki dinlersin ya da bi film izlersin. Huzunlenirsin aglamak istersin ama bi sebep olmali. Biri dusunulmeli o an. O birine msj atilmali ya da aranmali ansizin.
Asik olmayi ozlemek gecenin bi vakti bi kabusla uyaninca ya da uyku tutmayinca sevgili aramanin anlamidir.
Bazan sarilmak istersin, kokusunu taaa en icine cekmek istersin asik olunan sevgilinin.
Bazan da tek gunluk tek gecelik, haftalik, aylik sevgililer olur. N'apar ne eder asik olamazsin o sevgiliye. iste o an daha da bi ozlenir asik olmak.
Unutamadigin o eski sevgilin, o iliklerine kadar islemis olan sevgilin ne zaman akline gelip gozlerinden akan yaslara sebep olursa onu unutabilmek icin bi baskasina asik olmak istersin.
Ask zordur.
Asik olabilmek zordur.
Asik olmayi ozlemek, asik olamamak aci verir.
üç yıl önceydi açık olmuştum ama aşık olduğum kızın yaptığı kezbanlıklar beni aşktan soğuttu. şimdi birine aşık olacak gibi olsam ulan bu da onun gibiyse diyip yavaş yavaş uzaklaşıyorum. o duyguyu karında uçuşan kelebekleri özledim be sözlük.
benim gibi bir odunun söyleyemeyeceği şeylerdir*. şakası bir yana geçmişteki bir takım acılar ve yenilmişlikler perdesinin yavaş yavaş kalkmasıdır. bir çoğu için çok olumludur.
Uzun soluklu bir ilişkinin bitmesinin ardından gönlü bir süre nadasa çekip bekledikten sonra insanı sıkmaya başlayan bir olay.
Edit:
Hey sen saklanma orda olduğunu biliyorum..
bu gece deli gibi bir o yana, bir bu yana dönmemin, yatakta huzurlu uyuyamamamın, gece yarısı kafa yapıcı müzikler dinleyip ağlamamın, yaşadığım her şeyin birer birer gözümün önünden geçmesinin, pişmanlıkların, yarım kalmışlıkların ve kafamın içindeki uğultuların sebebidir. bir daha hiç mutlu olamayacakmış gibi hissetmenin ne demek olduğunu, nasıl acı verdiğini bilmek ve bundan korkmanın sebebidir. çünkü ben deli gibi sevgilerin, şefkatin insanıyım. aşka aşık, sevgisiz kuru bir çiçek gibiyim. içimde daha önce kırılıp bir kenarda kalmış olan parçalar, toplanıp harekete geçti sanki. hepsi bir yerden kesik atıyor. canım yanıyor, ruhum kanıyor. tertemiz bir aşka düşmek ve geçmişi unutmak istiyorum..çok istiyorum. aşık olmayı özlüyorum. sevmek istiyorum. çok, çok özlüyorum.
aşık olanları kıskanmaya başlamakla aynı tarihte başlar. hoştur güzeldir lakin acıtır kalbi yüreği derinden. yalnızlığını hissetmeye başlarsın. öpüştüğün kızlar gelir aklına. sonrasında mutlu sevgili görmek istemezsin çevrende. hayatı asosyal olmakla geçiştirirsin. (bkz: biliyoz da konuşuyoz.)
off...
oturdum yine seni düşünüyorum, sütümü yudumlarken.
sarışın, kumral, esmer...
hepinizi özlüyorum.
bırakıp gittiniz hepiniz, tek bir söz etmeden.
"bye bye happiness." bile demeden.
öyle bir an geliyor ki, gidenlerin ardından kalan parçaları toplayamıyorsun.
atamıyorsun veya, yığıyorsun bir kenara.
birikiyor, birikiyor, birikiyor...
bulaşık misali.
yer kalmıyor yeni bir bulaşığa.
biri gelip de yıkasa ya... "ya o da bırakıp giderse?" diye düşünmeden edemiyorum.
taşarsa diye korkuyorum artık.
zaman öyle bir geçiyor ki, pardon ya! öyle bir geçer zaman ki...
karşılaştığında her şey aynıymış gibi. duygular aynı, bakışlar, utanışlar, gözler...
ama ya kırgın ya kızgın oluyor bir taraflarım, adını koyamadığım.
şu taşar diye korktuğum şey...
aşık olmayı özledim be eski sevgililerim!
yeri geldi eski sevgiline -benden sonra ona dönmene rağmen- olan aşkını dinledim,
yeri geldi benden sonraki sevgilinle aran bozulduğunda moralini düzelttim...
aşık olmayı özledim be, size söylemekten çekinmiyorum.
olsun o kadar da hakkım.
hepiniz mutlusunuz ya amına koyim,
ben değilim. kimseye aşık olamıyorum lan sizin yüzünüzden.
insan aşık olacağı insanı seçer mi? seçerse adı aşk olur mu...
olmaz, ama şunu bilin ki sizin yaşadıklarınız aşk ise sikeyim öyle aşkı.
pardon ya! sikiyorlar zaten, ondan adı aşk.
yaşanılan bir aşkın üzerinden uzun zamanların geçmesi, geçmiş aşkların enkazını üzerinizden atmaya başlamanızla birlikte aranan en güzel ruhani durumuna duyulan hasret.
ölü hücrelerin yenilendiği dönemde, yeni yürümeye başlayan bir çocuk gibi ayağa kalkmaya çalışmaktır. kaybettim sanılan bir şeyin bir yerlerde kırıntısını görüp izleri takip etmektir. yeni bir güç peydah olur, harcayacak yer olmaz. korku vardır bir köşesinde kalbin ama engelleyecek kadar değil. bitti sanıp çıkarılan piller gibi, bekledikçe dolmuştur aslında; hiç bir zaman eskisi gibi olmaz ama vardır, verecek kimse olmasada varlığı umutlandırır, hüzünlendirir.
günlerden birgün koca koca aşklar yaşayan bi kadına sorulan bir soru ve verdiği cevabı gelir akla;
- en çok hangisini sevmiştin, kime aşıktın en çok?
- ben aşka aşıktım.
bir kadın ilk aşık olduğunda o erkeğe sonraki aşklarında ise aşka aşıktır diye bir söz vardır. bu da o hesap aşık olmayı özlemek.
tanım: aşkı olmayı sadece mutlu olmak olarak algılayanların düşüncesi. oysa aşık olmak mutlu olmak değildir. ve birkaç kez aşık olmak yerine bir adama aşık olup onu bir ömür boyu sevmeyi tercih ederim. buna kısaca sadakat diyoruz. ama ben aşık olcam her seferinde deliler gibi mutlu olcam düşlerindeyseniz; yok öyle bir şey. siz aşka aşıksınız. ve aşk asla bir insanın teninde değil, yüreğinde saklıdır. dokunmaya gerek yoktur.