saatlerce odanda oturup camdan dışarı bakıyorsan , yağmur yağarken boş sokaklarda geziyorsan , gezerken anathema içerken , ibrahim tatlises dinliyorsan , acı çekmek istiyorsan işte o zaman , aşık olmayı özlediğin zamandır.
rüyanda eski aşkını görürsün. onunla gezer tozarsın, öpüşür koklaşırsın. bir bakmışsın yatağın boş ve gördüklerin hayal. yataktan kalktığın an dersin ki, hey gidi günler be neler yaşamıştık onunla. işte o zaman aşkı özlediğini fark edersin.
tekrardan birinin elini tutmayı, gözlerine bakmayı, sarılmayı, öpmeyi ve saatlerce hiç konuşmadan bile birinin yanında huzur içinde oturmayı özlemekten kaynaklanır... iyi bir şey değildir... bugun buraya "özledim lan aşk seni" diye iç geçirerek bi'şeyler yazanların daha sonra, "ayrılık", aşk acısı" ve/veya "terk edilmek" başlıklarına yogun baskı yaptıkları görülür....
birakın başkaları özlesin ve sizde yaşasın ama siz kapılmayın... zira sonu kötü oluyor lan!...
özellikle erkeklerde yaşanan duygu karmaşasıdır. kadınlar tarafından hep seks manyağı olarak görüldüğü için, bu ön yargı nedeniyle aşık olmayı özlemektedir. bunu hayal etmektedir ama nafiledir, kadınlara göre erkeklere aşık olamaz sadece seks düşünür.
büyük yıkımlar üzerinden geçen uzun zaman sonrasında insanda beliren duygu. seninle her seye varım ben diyerek ipler yine aşkın eline verilecektir. belki de bu sefer çok güzel olacaktır,aşkı özlediğine değecektir.
aşkın verdiği o hoş duygu yok mudur? bilenler bilir. uçlarda dolaşmaktır karşılıksız aşk. bir bakışmayla mutlu olunan günler gelir akla. ya şimdi? gittikçe sertleşmiş bir yürek var. artık bakışma mutlu etmez. çünkü bilirim ki o benim değil ve olmayacak. çünkü umudum yok.
karşılıksız aşık olmayı özlemek deli olmayı özlemektir.
aptal olacağıma deli olurum.
bir sabah uyanıp da uzun süredir aşık olmadığını, daha doğrusu gerçek aşkı hiç bulamadığını fark etmek suretiyle içine düşülen durum. Bu ruh hali daha sonra kendini kadın düşkünlüğüne (abaza) çevirir. hele gün içinde etrafta fazla karşı cins görmeyen erkekler bir süre sonra aşkı filan sallayıp hayal gücünü başka şeylere yormaya başlarlar. daha sonra bu durumun devamlı olması halinde sonu tecavüzle biten yürek burkucu olaylar meydana gelir. bu yüzden sevgili bayanlar! Fazla naz aşık usandırır derler. bilmem anlatabildim mi? (Not: Bu durumun benle bir alakası yoktur. Zira tecavüz kısmının hiç alakası yoktur.)
(bkz: acı çekmeyi özlemek)
paylaşmayı, önemsenmeyi, sarılmayı, bir insanı hayatının merkezi yapmayı ve o insanın hayatının merkezi olmayı özlediğin zaman fark edersin ki aşık olmayı özlemişsin.
bir bahar sabahıdır genellikle. bünyeye iki-üç senede bir uğrar. dünyanın varoluşundan beri süregelen ölüm-yaşam kavgasında karlarından, küllerinden doğan uyanan bir doğa perçinleniverir gözlerinin önüne. uzun lafın kısasıdır bu özlem, uzun uzun aranan o salt mutluluğun kendini ağırdan satmasıdır. belki bir mezarlık ortasında bembeyaz çiçekleriyle sana bakan o ağaç, belki sabahın serininde tenine dökülen bir damla çiğdir. belkisi yoktur bu işin, kaybedenlerin kazanmaya olan inancıdır bu, insanın bir değer içerisine gömülmesinin depreşmesi...
içindeki kadını, gönlündeki erkeği, pekala yaşamayı-mutlu olmayı haketmeyi özlemektir bile bile!
