zayıflık değil insan olmanın bir gereğidir. aşk insanı büyütür, adam eder, hayatı öğretir. aşk olmazsa dünya çekilmezdir. aşkın olmadığı bir dünyada insanlar birbirlerine sadece üreme amaçlı bakar, bu da hayvanlara ait bir özelliktir. insanları hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerden biri de aşktır.
anladım ki bizi var eden de güçlü kılan da ve zayıflıklarımızı ortaya çıkaranda aşk.. diğer adıyla sevgi.. sevdiği kadar hayata tutunuyor insan, sevince umut edebiliyor.. uçsuz bucaksız beklentilerin yarattığı kaos karşısında güçlü durabilmesini, içinde büyüttüğü aşka borçlu.. o aşk adım adım küçük küçük büyüyor.. alması gereken şekli ona insan veriyor.. bir heykeltıraş gibi oyuyor onu.. hatalarını düzeltiyor, sevdiği ve güzel bulduğu yanlarını ortaya çıkarıyor.. yeterince olgunlaşınca adına aşk diyor.. kusursuz değil elbet hataları var.. bunlara karşın yine de onu mükemmel yapan, onu eşsiz yapan sevgiyle işlenmiş olması..
aşk zayıflıktır belki.. belki de değil.. tek bir şeyden eminim o da aşk bizim ilk çocuğumuz.. büyüdükçe güçleniyor..
ülkemiz erkekleri için aşk zayıflıktır tabi. erkek arkadaşlarının yanında sevgilisine seni seviyorum bile diyemez.
neymiş efendim, arkadaşları onunla alay edermiş. ba ba ba ba
bir kere aşık oldun mu karşındakinin insafına kalmışsındır o da acımasızsa daha çok uzun zaman işkenceden farkı olmaz. bir kere acı çekip kurtulmak lazım öyleyse her gün canınız tek tek çekileceğine.
Bana göre aşk diye bir şey yok. Aşık da olunmaz. Ancak ilahi aşk olabilir. Bi kadını seversin sonra çocuk yaparsın sonra aşk ölür. Tamamen üreme içgüdüsüdür. Mesela hristiyanlıkta da biz de de savaşıp ölmek kutsaldır, savaşmak yiğitliktir şanlılıktır. Ancak gerçek çok farklı, gayet iğrenç çıkarlar uğruna ölüyorsun aslında, emperyalizm için para için ölüyorsun ama kutsal sayılmış. Aşk da böyle gayet doğal içgüdüsel bir olay ancak buna da kutsiyet biçilmiş. Çok düşündüm bunlar üzerine.