aslında aşk denilen olgu kişinin tercih etmesine bakmasa gerektir...aşık olmak istemedigimiz durumlar içinse, katlanılan her türlü sıkıntıya rağmen, karşıdakinin buna değmediğini anladığınız an bir daha aşık olmaktan, tekrar tekrar yıpranmaktan vazgeçersiniz...
ayrılık anıdır..bir süre sonra yara iyileşir izi kalır. derin veya hafif.. sonra yeni bir yara için kollar sıvanır..
çünkü yarasız da olunmaz bu dünyada..
hakan günday'a göre
"Bir kıza âşık olmuştum. Onu görmek için altı saat yol almam gerekiyordu. Bir sabah, treni kaçırdım. Âşık olmaktan vazgeçtim..." budur..
kişinin, aşık olduğu kişiden vazgeçtiği anın söylemi. aslında aşık olunundan vaz geçilemez aşk öyle bir duygudur ki insanın bünyesine girdimi bir daha kolay kolay çıkmaz vazgeçilemez. kızmışındır aşık olduğun kişiye, küsersin ama aklından çıkmaz ki. devamlı düşünürsün onu, çünkü seviyorsundur. ayni duyguları yaşıyorsundur. aşık olan çifler tartışırlar fikir ayrılığına düşerler küserler birbirlerine. fakat gerçek aşk ise kopamazlar birbirlerinden yıllar geçsede. aşk'ın bir tanımı da fedakarlık tır ve aşk ta gurur olmaz sevdiğin kişinin her kusuruna katlanabilmektir. *
eğer böyle bir an varsa, ki zannımızca yoktur. "her canlı ölümü tadacaktır." ayetinde işaret edilen ölüm anına eş değer bir an olurdu. yani öl daha iyi.
aşk istemli bir davranış olmadığından, aşık olmaktan vazgeçilen an insanın kendini kandırdığı andır.
ancak aşk yaşamaktan korkan bünye platonik takılırım daha iyi diyerek aşkı yaşamaktan vazgeçebilir.*