aşık olmaktan vazgeçemezsin. aşık olmak senin elinde olan birşey değildir. gelir, dokunur kalbine, sen istesende istemesen de...
bazen yasaktır. bazen acı verir.. bazen güldürür bazen de süründürür sen yine vazgeçemezsin çünkü elinde değildir.. peki elinde olsa vazgeçer misin? hayır.. bu kez de geçmek istemezsin..çünkü onsuz yaşamak eksikliktir...
Sizi boş zamanları için kullandığını anladığınız andır. Bir erkeği sevmeyin, istemeyin, ne yaparsanız yapın ama kullandığınızı belli etmeyin. Dönüşü olmayan yollara girersiniz sonra. Ha bu sizin için ne kadar önemli dimi bir de orası var işin... Boşversenize...
kinyas ve kayra'da aşağıdaki gibi özetlenebilmiş andır!
--spoiler--
Kendimi ölümsüz olarak görüyorum. Mekân ve zamandan kopalı yıllar oluyor. Bir kıza âşık olmuştum. Onu görmek için altı saat yol almam gerekiyordu. Bir sabah, treni kaçırdım. Âşık olmaktan vazgeçtim.
--spoiler--
hatun kişi gözünüze dünyalar güzeli gözükmektedir ve içten içe ona yangınsınızdır* ve bir de bakarsınız ki o da nesidir hoşlandığınız hatun sanayici tayfayla takılmaktadır işte o an yok aga ben bırakcam bu işleri dediğiniz andır.
artık hayatında hep bir eksiklik olacak, bu eksikliğin sebebiyle artık çoğu şeyin içindeki gerçek özü göremeyecek ve acının yaşamına kattığı derin ve büyülü anlamı anlayamayacak olan kişinin durumudur.
aşık olmaktan vazgeçilen an yoktur, "artık unutmaya çalışmalıyım" denilen an vardır ki bunlar kelime anlamıyla birbirlerine yakın olsa da aslında çok farklı şeylerdir.yeterince güçlü olan her insan "kendime gelip onun için bu kadar üzülmeyi bırakmalıyım" kararını verebilendir,daha da güçlü olan ise bu konuda eyleme geçendir.öyle zordur ki eyleme geçebilmek..hele mfö nün dediği gibi hala umudunuz varsa..öyle kötü ki hala umut beslemek,adamın sevgilisi var ama hala sizinle buluşmak istiyo,biliyosunuz ki buluştuğunuzda kız aradığında müsaade isteyip kalkıcak,dışarda ona onu ne kadar özlediini sölicek sonra yanınıza dönüp hiçbişey olmamış gibi konuşmaya devam edicek.ve siz daha evlenmeyi sadece tv den ve ailenizden gören insan olarak o aşamayı da geçip metres gibi hissetmeye başlicaksınız.peki herşey bu kadar açıkken,tüm koşullar ona aşık olmamanız gerektiğini söylerken devam etmenize neden olan şeyin yüreğinizdeki aptal umutlar olması zavallıca değil mi? "ama hala benimle vakit geçiriyo", "ama sevgilisiyle mutlu diil", "ama hala beni arıyo" v.b.. aptalca ve ileriye dönük hiçbişey içermeyen tüm bu umutları atmak lazım çöpe ve unutmaya çalışmak..yoksa bir bakmışsınız ona aşık olarak sizi siz yapan şeyi,özsaygınızı ve özgüveninizi kaybetmişsiniz.
kırılmış kalplerde "o" andır. külliyen yalandır, çünkü sonra, başka bir fotoğrafta mutlu bir an görülür, uzak mutlu hayallere dalınır, sonra tekrar aşık olunur, bi ara bir an tekra mutlu olunur, sonra tekra kötü bir anı gelir hatıraların pembe bulutları arasına, sonra tekrar yağmmur yağar, sonra tekrar şimşek çakar falan, .. öyle birşeyler yaşanır psikolojinin tuhaf dalgalanmaları arasında; ...
tekrar kötü bir hatıra çakar zihnin kıvranan fırtınalarında;
sonra bir çift göz, bir ılıman iklimde bir söz, bir nemli dokunuş, bir düş...
sancılı bir kuyruk kovalamaca oyunudur. ne kendisi vardır ne de aksi...