yaşarken anlaşılması güç bir histir aşk.sürekli bulanık bir görüntü olur kalpte. cogu zaman 'gercekten aşık mıyım?' diye sorgularsınız kendinizi.oysa gerçek aşk insanın ömründe ya bir kere belirir ya da hiç belirmez. bu belirsizliğe rağmen aranızdan bazıları her sevgi artışında kendini aşık zanneder bu da yetmezmiş gibi her terk ettiğinde ya da edildiğinde de aşkı kaybettiğini zanneder.oysa aşk , sanıldığı kadar varlığı hususunda net değildir.aşk bazen sadece aşktır o kadar... gerisinin pek önemi yok..
eğer bir an 'ya hayatımdan çıkarsa' diye düşündüğünüzde kalbiniz hızlı hızlı atıp, 'ben ne yapacağım o'nsuz' diyorsanız aşıksınız demektir. ama bu yenemeyeceğiniz bir duygu değildir.
Bir kere başa gelen güzel bir duygudur. Eğer ikinci birine aşık oldum diye düşünürseniz önceden aşık olmamışsınızdır.
Aşık olup olmadığınızın sağlamasını aşık olduğunuz kişi sizden gidince yapabilirsiniz...
Aşk güzel şey -demek isterdim- ama en büyük aptallıktır. Neden canının yanacağını bile bile ateşe atlar kı bi insan. Anlamadığım noktaysa şu; madem kimse aşka inanmıyor, canı yanıyor? Kim yapıyor bunu? Evet farkına varmalıyız ki bizim aşık olduğumuz kişi de bir başkasına aşık oluyor. "O" tarafından acı çekiyor. Ne kadar yıkıkca dimi? Bu yüzden aptallık.
"Kim aşık olmuşsa, kendisinin eksik parçalarını arıyordur. Bu yüzden aşık, maşuğunu düşündükçe acı çeker. Bu tıpkı, uzun zamandır görmediğin birinin odasına girdiğinde bulduğun anılar gibidir."
uzunca bir süredir bu hissi özleyenler için aynı tadı veren bir şahaser yapmış nessi gomes.
aşık olacağı anı iple çekenlerin keyifle dinleyebilmesi adına buraya bırakıyorum