sadece hormonal değil daha çok ruhani bir olaydır.çok uzaklarda da olsa, sadece msn'de konuştuğun biri de olsa olabilir, test edilmiş, onaylanmıştır.
sadece bir kez olabilecek ve sonsuza kadar sürecek olan duygudur.aynı zamanda gerçek ve sahte diye ikiye ayrılır.gerçek aşkı bilmeyen hoşlandığı herkese aşık olduğunu sanar.
sürekli gülümsersiniz.
söylemekten çok korkarsınız.
dayanılması zor heyecanlı bir mutluluk hissidir.
içinizi titretir ve karnınızda bir hareketlenmeye neden olur.
hayaller kurulur, defalarca dua edilir.
hele bir de yakın arkadaşa olunca tam bir işkencedir.karşılıksız olmasından korkmak ve söyleyememek süründürür. *
yaşadığın her saniye onu düşünmek.
yanında olmadığında rüyanda görebilmeyi istemek.
sabah kalktığında kalmış mıdır acaba ya da ne yapıyordur acaba diyip telefona sarılmak.
hep özlemek, özlemek, özlemek.
mutsuz görmeye dayanamamak.
söylediği, istediği her şeyi sorgusuz sualsiz gerçekleştirmeye çalışmak.
gecenin bir yarısı sırf onu birkaç saat daha görebilmek için maceraya girişmek.
ıssız adaya düşülecek olduğunda yanına üç değil tek bir şey, onu almayı düşünmek.
gülüşünü, bakışını, onu izlemeye doyamamak.
hayaller kurmak, o hayallerle yaşamak.
elini sıkısıkı tutmak.
yanınızdayken kendinizden bile kıskanmak.
sevmediğiniz, denemediğiniz bazı şeylere, onun sayesinde ilgi duymaya başlamak.
doyamamak.
prenses peri sanmak.
göğsünüze yatıp uyuduğunda dünyanın en mutlu insanı olmak.
görür görmez heyecanlanmak.
kalbe hızlı nefes aldırmak.
zamanı durdurmayı istemek.
hastayken sadece onun yanınızda olmasını istemek.
saçlarının içinde kıpkırmızı bir dünyada sadece birlikte yaşamayı istemek.
yaşadığını anlamak.
sadece onun olmak.
aşık olmak.
aşık olmak, önüne aşık olunan o tatlıdan kaç tabak konursa konsun onu aşığın ağzına doldurabileceğini sanan kaşık olmaktır. ama bir kaç tabak sonrasında kaşık da aşık da anlar ki her şey bir yere kadar. ve bir yarde (bilinçli yazım hatası), kaçıncı tabakta olacağı bilinmez, kişiden kişiye oran ve miktarlar değişse de, herkesin (aşığın) bir doyma noktası vardır. o vakit geldiğinde kaşığı tabağa vurmak yerine yumuşakça tabağın yanındaki peçetenin üzerine bırakmak (ki burada peçete basit bir eğretilemeyle, birlikte terletilmiş yatak çarşafını sembolize etmektedir) yavaşça aşkın sahnesi olan masadan kalkıp ...
genelde üzülmek, ağlamak, acı çekmek kısacası yıpranmakla sonuçlanır ama yine de aşık olmak en güzel şeydir kısa ömürümüzde yaşayabileceklerimizin içinde.. bir kere olsun bunu yaşamalı insan. onu görünce kalbinin yerinden çıkacak gibi olmasını, her an onu görmek için yapabileceklerinin sınırı olmamasını, bir kez olsun elinden tutup yürümenin başka hiç bir şeye değişilmeyeceğini anlamalı. şöyle bir dönüp kendisine neler oluyor bana dediği anda işte o zaman aşık olmuştur insan..
eğer hayatta yapmam dediğiniz şeyleri bile bir anda hiç düşünmeden yıkıp geçebiliyorsanız geçmiş olsun aşık olmuşsunuz..
bir çift gözün hiç acımadan ta içine işlemesi, bir gülümsemenin güneşin olması, bir dokunuşun umudun olması, bir ismin hayatının anlamı olması, kafanda bir çok sor olması, içinde bir yerlerde sürekli kanamalar olması durumudur.
malum kişinin 24 saat senin yanında olduğunu sandığın durum. ne düşünüyorsanız, ne yaşadısanız ona anlatırsınız. ama o yanınızda değildir. uzun sürerse şizofreniye götürür mü bilemem..
bilinç kaybı, pembe gözlüksüz dünyayı görememe sendromu en önemli belirtileridir. çoğu bünyede ayrılık sonunda bitse de, nadir durumlarda ölene kadar devam eder.
Benim artık sana dair kelimelerim bitti, hayatta çözemediğim tek problemim olarak kalacaksın kişisel tarihimde. Ve ben boğazımda yutkunamadığım bir lokma olarak taşıyacağım seni içimde. Sana rağmen nefes almaya çalışacağım, boğazımda bıraktığın küçük boşluktan. Bir yerlerde saklı kalmış gerçeğimi, hiç anlatılmamış hikayemi, ben bekleyen prensesi aramak için yola çıksam da, boğazımda kımıldamayan bir nesne gibi içimde, yağmayan bir bulut gibi üstümde taşıyacağım seni ömür boyu.