bazen çok güzel, bazen de çok kötü olan bir duygu. mesela ben oldum, dün kız bana bir güzel siktiri çekti. **
edit: grup anemi iyi gidiyo valla şu anki ruh halime.
dumansız sigaranın
köpüksüz biranın
sensiz şu hayatın
ta amına koyayım
sigara bırakılır
bira bırakılır
ama sen var ya sen gülüm
bırakılmazsın
sözlerin bıçak gibi
deldi geçti ciğerimi
sana verdiğim yüreğimin
tüh amına koyayım
seni gördüm bir cafede
yanında 5 lavuk ile
selam verdim siktir çektin
yuh amına koyayım
gözyaşlarımla birlikte yağdı yağmur damlaları, meğer aşkımızmış ben bilemedim, ben seni sevdim ya o da bana yeter köpek,sen de hayatıma girip siktir olup gittin ya, ben de senin gibilerin, ta amına koyayım
salaklik. tek kelimeyle salakliktir. gerceklere kulagini tikamak istemektir. "daha onceki iliskilerimde hep ben ezilen taraftim, yine kalbimin kirilmasindan korkuyorum, daha onceleri beni duygusuzca terketti..." masalini dinlediginizde de "iste galiba buldum 'o'nu" dersiniz. asik oldugunuzda o sizi anlayan, sizi cok seven erkektir... anlattigi o muameleyi size yapana kadar.
her mukemmel seyin curumus halinin cok kotu oldugu gibi, askin da curumesi nefreti getirir sonra.
kalbıne bir yabancının askının tohumlarını saçıp meyve alabılme umıdıyle her gün onunla ılgılenmek, kimi zaman tek basına sevmek, yar için çoğu şeyden vaz gecmek, vaz gectiğin seyler için pişman olmamak, mutlu olmak, mutsuz olmak, ağlamak, gülmek, aynı anda bir çok duyguyu yasayabilmek, ama çogu zaman özlemek, özlenilmek, hayal kurmak, sadece onunla birlikteyken yasadığını hissetmek, yokluğunda varlığını düşlemek, varlığında zamanın durmasını dilemek, bazen ona ask kelımesını yakıstıramamak, sevse de sevmese de içindeki denizde sevgisini hergün ister istemez biraz daha büyütmek, korkmak, korkularını yenmek... kısacası duygularını çözmek ya da çözememek, belkıde çözdüğünü zannetmek...
içmeden sarhoş olmak, kafayı bulmak gibi bir şeydir. durduk yere sokağın ortasında seviyorum hüleeeeaaaaaaayyyyyynnnnnn diye bağırasınız gelebilir. sakin olunması gerekmektedir.
ha bir de madalyonun öbür yüzü vardır. başlarda süper sevimli, enerji veren bu duygu sonradan bünyeye zarar verebilir. söyleyip de karşılık alamazsanız diri diri mezara gömer. * platonik olarak devam ediyorsa zamanla büyür büyür büyür... karşılık alıyorsanız tadından yinmez. ki bu üçüncü hali de kolay kolay bulunmamakla birlikte ilişki bittiğinde yamultur insanı.
kısacası akıllı adamın yapacağı iş değil. ama gönül ferman dinler mi? tabi ki hayır.
bir karşı cinsle yatma istediğinin tavana vurması ve bu hissin arzunun hiç bitmeyecekmiş gibi yoğun olması. hani derler ya aşık insan aklıyla değil kalbiyle düşünür die o da yalan kalbiyle düşünen insan biraz kalbini düşünür ve bu felakete göz yummaz. bu insan düşünse düşünse lipidosuyla düşünüyodur.
birgun gelir yaptiginiz, yasadiginiz onlarca yuzlerce sevismenin sonunda birgun gelir o sizi bulur. o sizi sessiz bir kosede bulur. hic farkinda degilsinizdir. ama o senin artik icindedir. aklindan cıkmaz yureginden cıkmaz. imkansizdir belkide. aglatir seni bu yuzden onlarca bira ictirir gecenin ufkunda. oyle bir cikmazdir ki bu aglamak ve yine aglamak yetmez. hicbir isyan hicbir gozyasi hicbir para yetmez ona ulasmak icin. ulasilmaz kelimesinin tam manasini o an farkedersin. imkansiz kelimesinin inanilmaz olduguna inandirir seni. bu sarki bir yalvaristir artik icinde. aglamak yetmez hicbirsey yetmez.yetmez. yetmez. ve sen ask kavraminin ne oldugunu anlamıssındır gizliden ve sessizce.
(bkz: ramazan bayraminda asik olan insan)
(bkz: ben)
(bkz: cok kotu bir halde olmak)
Elini tuttuğun zaman asla bırakmak istememek, yanında gözlerinin içine bakarak bütün gün durabileceğini hissetmek, akşam yatarken sabah kalkarken hep onu düşünmek...