saygıya ve mantığa dayalı bir ilişki yürütmektir. ama ne olursa olsun aşksız tadı tuzu olmayan bir ilişki yürütmek mutsuzluk ve monotonluğu da sürekli yanında gezdirir.
her iki cinste de becerebilen riyakar insanların kolaylıkla yaptığı ancak dürüstlükten yana olan insanlara dokunan ve böyle insanların kısa sürede son verdiği olay.
eğer ki ilişkide aşk yok, ama kişilerde başkalarına ait kırıntılar varsa zordur; çünkü rol yapıldığı hissi uyandırır hatta buram buram kokar. sürekli rol yapmak da insanı yorar ve bir süre sonra mutsuzluğa sürükler. gereksizdir, yazıktır, günahtır.
kişiler tamamen 'aşk' adı verilen histen arınmışsa zararı yoktur, biribirlerine destek olan bir çiftin yürüttüğü ilişkidir. temelinde arkadaşlık ilişkisi ya da cinsel ilişki mutualizmi olması muhtemeldir.
günümüz insanı aşık oluyor da ne oluyor. üç gün sonra aşk bitiyor ardından evlilik.
hani aşkın marifeti nerde. sanırım ilişkiyi yürütebilmek için sadece aşk yeterli değil. ama öyle sanıyor günümüz insanı.
bu bazen kişinin bazı nedenlerden dolayı sonlandıramadığı evliliğidir. aşk yoktur bu büyük bir boşluktur. bunun yerini yılların verdiği alışkanlık ve çocuğun sorumluluğunu ve bakımını paylaşmak almıştır. durumun farkında olan taraf için çekilmezdir, hiçbir şey ve kimse için sürdürülmemesi gerekendir. kişinin ruh sağlığını ciddi anlamda bozup kendini çok kötü hissetmesine sebep olur.
yani hemen hemen bütün evlilikler böyledir. yani ask denien seyi her an hissetmezsin, sonucta ask, evlilikte fiile dökülmüs vaziyettedir. mesela alisverise gidilecektir. dolap tamir edilecektir, bunlar aslinda hep asktan dolayi yapilir, ama müsterek hayata gecilmis, askim canim cicim kismi sona ermistir, o andan itibaren müsterek hayatin pratik gereksinimleri karsilanmaya baslanmistir. sen o an dolabi tamir ederken, ben bunu askimdan dolayi tamir ediyorum,diye düsünmezsin, sadece dolabin tamir edilmis olmasini düsnürsün.
alisverise gidilecektir, hanim bir alisveris listesi yapmistir, gider o listeye göre alisveris yaparsin, orada kafanda "vay be ben bu alisverisi bilmem kac yil önce evlendigim aziz karim icin yapiyorum" demezsin, "ulan yanlis bir sey almayalim da evde durup dururken firca yemeyelim" diye düsünürsün.
yani sonucta ask, isin basinda birlestirir, birlesim gerceklestikten sonra is, fiillere dönüsür. cünkü yaptigin herseyi aslinda "askin" yüzünden yapiyorsundur. aslen ben yalniz yasasam hayatta aksam yemeginde üc kap yemek yok diye gocunmam, ama evlenince karin seni sevdigi icin o yemekleri yapar, sen de onu sevdigin icin o yemegin parasini kazanir, alisverisini yaparsin. ama illa da "seni seviyorum" demene gerek yoktur, o sevgi, filedeki patlican, tabaga gelmis "karniyarik" seklinde fiile dökülmüs durumdadir.
Herkes birlikte olduğu insana aşık diye bir kavram söz konusu değildir. Bunu sevgi olarak düşünmek daha mantıklıdır. Çünkü ben bugün aşık olduğum insana 10 yıl sonra da bu aşkla bağlanamam, bu heycanla devam etmez. Herkes için bu böyledir. Okuduğum bir araştırmaya göre insan hiç bir hissi 6 aydan daha çok hissedemezmiş. Sevgi dışında. Mantıklı da gelmiyor değil hani. Nefreti bile o kadar yoğun hissedemezmiş insan oğlu. Fakat aşk yerine sevgiyi koysak, sevgi olmadan bir ilişki yürütmek diye düşünsek sonuç hemen kendiliğinden ortaya çıkar, çıkar ilişkisidir. Ortam, para, cinsel tatmin, iş hayatında kolaylık vs. gibi çıkarları mevcuttur.
arada güzel paylaşımlar varsa ve saygı duyuluyorsa, hoş vakit geçiriliyorsa birlikte mümkün olabilecek bir durumdur. gelecek vaadetmez o başka ama geçiş dönemlerinin atlatılması açısından bazen gerekli sanırım.
çok zordur. kendinizi kasarsınız mutsuz olursunuz vs. fakat neden aşık olmadan ilişki yürütülür orası da ayrı konu. ille de ilişkim olsun taştan olsun hesabı herhalde. *