şekil a'daki diyaloglarla kendini hissettiren durum:
- ya ayşeyle çok iyi anlaşıyoruz, çok eğleniyoruz gülüyoruz falan
+ abayı yaktın desene
- yok be olum arkadaşız biz
+ lan hıyar senle ne kadar anımız var bi kere gözlerini böyle animelerdeki kızlar gibi pespembe açıp benim arkamdan böyle şeyler söyledin mi?
- ne alakası var lan şimdi?
+ geçcen bu ayakları koçum
Ergenlik zamanlarımda hoşlandığım biri vardı, uzaktan uzağa bakıyordum öyle. onu gördüğümden beri ne yediğim yemekten, ne içtiğim sudan tat alıyordum. Halbuki ergendim sadece, sürekli sorun çıkaran, hani şu ağzına terlikle vurulası çocuklardan. Ne garip o günden sonra sesim bile çıkmaz olmuştu, hatta olgun davrandığım bile söylenebilir.
Yeni bir aile taşınmıştı mahallemize, yurtdışından gelmişler. Çocuklar arabanın etrafına toplandı, o zamanlar yeni görüyorduk ithal arabaları. Bir kadın ve bir çocuk indi, sonra bir adam. Kadının kocası sandık ilk başta, değilmiş. Abisiymiş, çocuğun babası yurtdışında yaşıyormuş, boşanıp buraya taşınmışlar. büyükler fısıldaşırken duymuştum. ilk görüşte değildi belki ama ilk gülüşte aşık olmuştum..
Şort giymiş etrafta gezinen kara kaşlı kara gözlü bir çocuktu, çok güzel gülerdi. Her güldüğünde beni de aydınlatırdı tebessümü ile. mahalle çocukları ile toplanıp oyunlar oynardık, ben oynamak yerine bir köşede onu izlerdim. Hani film yerine sevdiğinin yüzünü izlersin ya öyle, arada onu izlediğini fark eder dönüp yüzüne gülümser, gözleri takılı kalır. her şey anlamını kaybeder o an, duyamaz/göremez olursun. Sadece gözleri kalır gözlerinde, hiç bitmesin istersin ama çok kısadır o an. işte oyun aralarında izlediğimi fark eder gülümserdi, tüm gün yeterdi bu bana.
Ona hoşlandığımı söyleme provası yaparken, mahallenin yaşlı ama genç ruhlu amcasına yakalandım. Arif abi beyaz gözlüklü, çizgili gömlek altına kot ve spor ayakkabı giyen aykırı bir amcamızdı. Amca dememize kızardı, abi derdik o yüzden.
-bak çocuk! Provayla falan olmaz bu işler, gidip nasıl hissediyorsan açıkça söyleyeceksin.
+abi kolay değil ki, o bakarken kendimi unutuyorum ben.
-tamam kes romantizm yapma! Delikanlı ol, çık şak diye söyle.
+bunu benim söylemem doğru mu? Kız olan benim, yani..
-aşk bu yahu! Hiç gurur yapılır mı? Hem ne olmuş, kızlar delikanlı olamaz mı? Aşık olduğunu haykıramaz mı?
+arif amca niye yükseldin ya? Az sakin konuş duyacaklar!
+bana amca demeyeceksin çocuk! Bırak duysunlar, sustukça daha da beter oluyor, çekilmez taşınmaz hale geliyor bu meret. Bak bana, milletin ağzına sıçıyorum, bin türlü huysuzluk yapıyorum. Genç görünür öyle hissedersem aşkım hayat bulacak sanıyorum, kalbimin yangısını kendimi kandırarak gideriyorum.
-niye abi ne oldu ki?
+ben de aşık oldum, bakma öyle! Ne var yani huysuz ve geçimsizsem? Eskiden böyle değildim, şimdi de değilim aslında. Sadece ona buna sinirlenip içimdeki fırtınayı dindirmeye çalışıyorum.
+söyleyemedin mi?
-söyledim, evlendik, sonra o beni bırakıp gitti.
+seviyorsa neden gitti?
-isteyerek gitmedi, zamanı gelmişti dediğine göre Ama çok zamansızdı be çocuk, son kez sesini duyup yüzünü bile göremedim. Sen de benim gibi aksi biri olup yalnız kalmak istemiyorsan, fazla oyalanmadan git şu velede söyle.
+evlenmek için çok erken değil mi?
-esas olan evlenmek veya birlikte olmak değil, içinde kalanın içini yakmasına izin vermeden söyleyip kurtulmak.
+ya söyledikten sonra daha çok yakarsa?
-ihtimallerle boğma beni çocuk, kalk git şurdan!
Kızmıştı ama haklıydı, ergenliğin bana verdiği yetkiye dayanarak adamı sinir etmiştim. Sonra ne mi oldu? O gitti, yurtdışına babasının yanına. Kapılarını çalıp annesinden bunları duyduğum an, arif abinin söylediklerini daha iyi anlamıştım. Bu hayatta en çok, yapamadıkları ve söyleyemedikleri insanı mutsuz ve pişman ediyormuş..
dilinin ucuna gelip bişey yapamamaktır saniye ayrı kalmak istemezken rahatsız etmemek adına saatler hatta günlerce hiç bişey söylememekir. için içini yerken sadece elinden gelenin duvarları yumruklamak olduğunu bilmektir.
en kötüsü de aşık olduğunu söyleyemezken onun başkasına aşık olduğunu onun ağzından duymaktır.
bir haltı becerememektir.genellikle ayna karşısında antrenman yapılsada ne hikmetse ota dikene bahane bularak beynin kendi kendisini yiyip bitirmesidir.aşık olunan kişi karşısına gelindiğinde kısa süreli lal kalmak yada saçma sapan konulardan bahsetmenin ta kendisidir, yerine göre kem küm'dür.