Eski sevgilinin ardından kurulan cümledir, belki de şu ana dek yaşanılan tüm aşklar, sanrıdır.
Yani bir anlamda hala aşkı arıyor olmaktır, sanırım en sonunda 3' ün 1' ini almaktır. *
sık sık yaşanan bir şey. başına bu durum gelen insan, büyük ihtimalle ta derininde, hayatında hiçbir zaman unutamayacağı, hep kıstas kabul edeceği birinin aşkını taşımaktadır. aşık olduğunu sandığı o kişide bunun intikamını almaktadır, derininden yükselen bir gayzerin yakıcılığını tatmaktadır. o unutulmayan aşklar, zaafiyete dönüşür. uzak durabilirsin onlardan, ama hassas noktan yumuşak karnındır artık. acıtmaz. sadece beyaz giyer. aşık olduğunu sandığın kişi ise sürekli gömlek değiştirir, renler güzeldir, her biri bir duyguyu temsil eder. bu yüzden duygudan duyguya geçersin, herbirini çok şiddetli yaşarsın. sözde ona aşıksındır. ama aslında bir bok yoktur ortada.
eski defterleri kapamadan yenisini açmamalı. çünkü yazılamayanlar yeni deftere birikirse, mürekkep de azalmış olacaktır. o azıcık mürekkeple, eski defterin satırlarını karalamak daha mantıklı. en azından saçmalamıyor hayatıyla insan, böyle yaparsa.
bu da herkesin harcı değil.
''çünkü kabul et hata yaptın! aşık olduğunu sandın. hep çeliştin halbuki söyledin kendi kendine defalarca gerçek olanı bekle o karşına çıkıcak dedin. arama sakın! belki de tanıdın onu bekle dedin. onu sen beklemedin. kabul et hata yaptın. çok yalnızdın elini tutan kim olsa aynı şeyi hissedecektin. kabul et bu aşk değildi. kabul et senin için olanı bekleyemedin. böyle olur işte! beklesen karşına bal gibi de çıkması garanti olan ve gerçek aşkı yaşayacağın kişi ''aşık olduğunu sandığın'' sevgilinin arkadaşı çıkar. ikinizde kalırsınız öyle.
peki şimdi napıcaksın?'' diye kendi kendine dellenmeye başlamanın nedenidir.
bunu anlamanın en güzel yolu sadece bir kaç gün uzakta kalmaktır. alışkanlık aşkın en benzer halidir ve insanı yanıltır. onla konuşmak zevkli diye dış görünüşü çekici diye ölüp bitersiniz araya sadece 2-3 gün girer ve bir de bakmışsınız hepsi bir hevesmiş.
çok sık olan bir durumdur. hayranlıkla karıştırılır genelde. sonunda ya tepelenirsin ya da karşılık gelir. ama her iki durumda da kısa sürede anlarsın aslında aşık değil de hayran olduğunu.
kızsızlıktan kıvranıp kendine eylenecek , onunla takılacak , yiyişecek bir sevgili partner arayışında olan insanların kendilerini inandırdıkları durum.
çoğu insan, belli alışkanlıklarından vazgeçemeyişini "aşık olmak" diye tanımlıyor. alışkanlıkları değiştiğinde ise bu "aşık olduğunu sanmak" ile değişiveriyor bir anda.
aşık olmak zordur, aşık olduğunu sanmak ise çok basit.
ufak bir kalp çarpıntısını aşık olmaya yormaktır. bazen olur hani, deli gibi aşık olduğunu düşünürsün, onu elde etmek için bin türlü cinlikler, şirinlikler yaparsın. sonunda belki de onu elde edersin ama; bu sadece egonu tatmin etmekten başkası değildir. elde edersin ve aşk dendiğin o yalancı his de biter. ne bir aşk kalır, ne de bir değer...
yanılsamalardan bir yanılsama.
işin en aldatıcı yanı, aşk bittiğinde, şöyle bir geriye dönüp bakınca, hareketlerin, duyguların, yapılan her şeyin insana gerçekçi gelmemesi. bir insan bir başka insana saatlerce susabilir mi? bir kişi en hızlı kaç saniye içinde özlenebilir? kaç dakika haber almadığınız bir kişinin başına kötü şeyler gelmesinden endişe edersiniz?
aşk, bütün bu sorulara verilecek en mantıksız cevaplar bütünüdür. bir gün bittiğinde ise, cevapların mantıksızlığı gözünüze çarpar. derken, psikoloji denen illet girer araya. açıklarsınız: aslında şu sebeple birine ihtiyaç duyduğunuzu, onda farklı şeyler aradığınızı, aslında hiç olmayacak bir işe kalkıştığınızı.. falan falan işte..
aşk, sanrıdır. yaşanan her şey, bittiğinde mantıksız ve gerçek dışı gelir bu yüzden. şimdi, geçmiş bütün aşklara baksak, gerçekten bittiyse ve başka aşklara hazırsa insan, yaşanan her şey yalan gelir. hiç olmamaış gibi.
üzgünüm, ama aşık olduğunuzu sandığınız dakikalarda, gerçekten aşık olma ihtimaliniz yüksek.
yine de editlemek isterim, keşke istediğimiz zaman, istediğimiz aşk hakkında "aşk olduğunu sandım" diyebilseydik. gerçekliğinden şüphe duyamayacağınız aşklar bitiriyor sizi zaten. gerçek sanıyorsunuz, sandığınızı hiç düşünmüyorsunuz ve hayat kilitleniyor.
insanın boşluga düştüğü anların sanısı. kalbin çarpar, heyecandan elin ayagına dolaşır, hayal edersin, ümit beslersin. ama asık oldugunu sandıgın ınsanı tanıdıktan sonra o aşkı kendı kendine yarattıgını anlarsın. bu aşkın bir ömür süreceğini sanma durumuyla alakalı degıldır. cok guzel bır ask yasar, yasatırsın ama aşk elbet biter. gerıye dönüp ''ben asık olmamısım'' dersen kendıne yalan söylemıs olursun.
(bkz: hiçbir aşk sonsuza dek sürmez)