kişiden kişiye göre karakter yapısına göre değişen şeydir aşk. tarifini kimse yapamaz acıları da kişiden kişiye karaktere göre değişir. erosun o oklarından yediklerinden sonra yaşarsın o duyguyu.
günün her anı güp güp kalp atışlarını hissetmek, onu görünce karnınıza giren ağrı, sürekli saçmalama durumu, hayatın aslında ne kadar güzel olduğunu farketmek, olumlu duygular falan filan.
duygular sonucu yüzünde aptal bir gülümseme olur her daim sen farketmezsin ama çevrendekiler farkeder gözlerindeki parıltı daha çok ortaya çıkar kendini inanılmaz mutlu hissedersin ve o pembe gözlükleri takarsın.
yakın uzak farketmeyen ınsanın engel olamayacagı buyuklukte ıcınde bulunan kelimelerin anlatmaya hic bir zaman yetemıyecegı bir his. insanı tutsak halıne getıren aynı zamanda en buyuk mutlulukları yasatan hıc bıtmeyecekmıs gıbı gelen. bıtcegı akla gelınce "ben onsun naparım" dusuncesıyle insanın kahroldugu bir duygudur tüm gun boyunca hıc durmadan aklından o guzel yuzun cıkmaması. yürürken sanki az ilerdeki sokak köşesinden birden cıkıp sana suprız yapıcakmıs gıbı gelen ınsanı mantıklızlıga surukleyen bir duygu. pek cok zaman önceden söledıgınız sözlerı yutmak zorunda bıle kalabılırsınız bu duygular yuzunden. ama herseye degen bırseydır aynı zamanda şiddetli bir duygudur. *
kaçak buluşulan sevgili ile 8 saat geçirdiğin süre içinde yedin içtin gezdin tozdun, bre adam insan hiç tuvalete gitmezmi ya, onca yiyilip içilen şeye rağmen hemde. ayrılıp sevgili gözden kaybolduktan 2 dakika sonra sanki 2 saattir tutuyormuşsun gibi aniden bastıran tuvalet duyguları çok ilginçtir*.
sürekli işeme ve aptal saptal konuşup hunharca kelimeleri katletme ihitiyacı hissetme.
hele ki ilk buluşmada karşınızdaki size hülyalı hülyalı bakıp, mükemmel sözler söylerken. siz onu dinlemeyip sürekli lafını keserken ama o hala size katlanıp gülümseyip sizi dinlerken zınk....
-ee şey ya lavabo nerde?!?
-!+%'^&
her gün hasretle uyanmak, her gece hasretle uyumak. aşık olduğun adamın, hiç yanında olmayak olduğunu bilsen bile hep yanında olmasını istemek. bol bol acı çekmek,üzülmek ama aşk işte, bunlardan dolayı hiç pişman olmamak.
sabah gözlerini açtığında, yanında olduğunu görüp, şükürler etmeli . koklamalı saçlarını. uyurken usulca dokunmalı yüzüne, varlığını hissedebilmek için.
rüzgar onun kokusunu getirmeli, yağmur onun sesini. elleri yanmalı ellerini tutabilmek için.
kelebekler gibi olmalı insanın kalbi. ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan ..
genelde sonrasında ne aptalmışım, oha acaba nasıl öyle hissettim gibisinden cümlelere yer yapan duygulardır.yalnızlığın virajında bir süre takıldıktan sonraysa aranmaya başlananlardır