aşık olduğun insanın terindeki tuzu sevmek

entry13 galeri0
    1.
  1. doğrusunu yaşayamadığın, hissedemediğin şeyi doğru tarif edemezsin..
    3 ...
  2. 2.
  3. sezen aksudan belalımı hatırlatır.

    Uçurum uçurum gözlerine baktığım sensin
    Prangalarca boynuma takığım sensin
    Dağ gülleri gibi gibi hasret çektiğim
    Her gece uyku diye yattığım sensin

    Yanarım, yanarım
    tutuşur yanarım
    kavurur ateşim
    seni de beni de belalım

    Gün değmemiş ormanlarda yittiğim sensin
    Ömrüme ömür diye kattığım sensin
    Deli deli boranlarda aç denizlerde
    Teninin tuzunu canım tattığım sensin
    3 ...
  4. 3.
  5. aşkın kimyasal bir olay olduğunun işaretidir. aşkının çorap kokusu bile mis gelir insana. ter ile aşkın çok yakın bir ilişkisi vardır. hiçbir parfüm ya da parfümlü ürün kullanmadığınız halde, hoş kokulu bir parfüm kullanmadığınıza yeminler ettirir.
    2 ...
  6. 4.
  7. aşık olmanın, aşk kavramının b.kunu çıkarmak anlamına gelir.

    (bkz: dostum neyin peşindesin sen)
    0 ...
  8. 5.
  9. insan aşıksa gerçekten sevmişse bir kere deli gibi onun tenindeki tuzu terindeki tuzu da sever.Zaten onun tenini terindeki tuzu,gözyaşını, kanını sevebiliyorsa; seviyordur gerçekten.Gözyaşlarını dudaklarıyla silebiliyorsa ,terinin tuzunu tadabiliyorsa dudaklarıyla; seviyordur gerçekten.Aşkın ta kendisidir bu.Başka türlüsü aşk olmaz...
    1 ...
  10. 6.
  11. eriği aşık olduğunun terine banıp yemektir.
    not: dövseler yapmam.
    0 ...
  12. 7.
  13. "bir kadının vücudundan gelen her sıvıyı yalıyorsan onu gerçekten seviyorsundur"

    kürşat başar
    3 ...
  14. 8.
  15. 9.
  16. aşkın sevgilinin koltuk altını yalamakla gösterilemeyeceğini anlamayan sözlük yazarının savıdır. ve insan türünden hiç bir anne görülmemiştir ki, evladının totosunu yalasın.
    1 ...
  17. 10.
  18. bir insanın her şeyini unutursun.. kokusunu unutamazsın.
    2 ...
  19. 11.
  20. 12.
  21. 13.
  22. sen ve ben...
    biraz küs, biraz barışığız
    dokunuyorum yüzüne...
    martı uçuşunda yüreğim.
    ne kadar korkusuzca bakmışsın ufka sen.
    el eleyiz çatlatırcasına...
    arka fonda felicita...
    buruşmuş biraz da yırtılmış bir zarf
    resimlerin arasından çıkıyor karabatak telaşında
    ah! bu nasıl bir veda...
    darmadağın el yazında ezberlediğim ayrılık,
    ilk aldığımdaysa umut taşmıştı geceden.
    nerden bilirdim ki,
    sessizliği yırtacak ahlarım, çığlıklarım...
    sevmemişsin hiç beni...
    hoşmuşum ama o kadarmışım.
    fazlaymışım azlıklarında...
    iç çekişim sevdama değil aslında.
    unutamadığım bakışlarına.
    gözyaşlarım tozunu aldığında anılarımın
    karıştırdım tüm sandığı,
    biraz mutluluk biraz hüzün...
    döktüm eteğime geçmişimi.
    ne varsa hepsini fırlattım, attım denize
    yürüyüp dalgalar edasında kumlarda
    silkeledim eteğimdeki seni, sevgimizi.
    önce çocukluğumu aldı dalgalar
    sonra gençliğimi,
    en sonunda sevdiğimin tüm izlerini.
    dalgalar...
    dalgalar...
    kudurup kudurup
    köpük köpük
    şahmeran ağzıyla yuttular.
    elimde boş bir sandık...
    bir hayat daha mı istesem tanrılardan
    acaba mutluluk ıslıklarıyla salınan aşkı doldurur mu?
    belki biraz umut, biraz aşk dilenmeliyim paseidon’dan
    üç dişli yabasıyla vurup denize
    depremler yaratsın yüreğimde
    koca yarıklardan çıkıp gelsin
    tuzlu da olsa hazırım gelen aşka.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük