kesinlikle sizi biraz bahtekleştirecek veya paylaşmadığınız zaman sizi içine kapanık bi hâle getirecek olandır. günaydın diyebilip naber diyememektir başka bi açıdan baktığınız zaman.
tarifleri, tarifsiz kılmakla beraber, hayatın anlamını zirveye çıkaran bir heyecandır. umarım ki bu heyecana kapılanlar, onun büyüsünden hiç çıkmazlar ve sonuna kadar tadını çıkarırlar.*
aşık olan insanların beyninde serotonin hormonu normal insanlara nazaran %40 daha azdır. buna karşın dopamin hormonuda alabildiine abarmıştır. bu sebepten aşık insanın düşünceleri bir akıl hastasının düşüncelerine yakındır. normaldir bu heyecan falan geçer sonra.
rahat rahat içki içme, ekstra parfüm sıkma, "oğlum(kızım) bizim başımız bağlı" tripleri haaa birde burç takip etmeler. Çiftlerden biri takip eder ve diğerine "heh öyleyim" cevabı verdirecek soru sorarlar.
Yada bir başka bakış açısıyla, bir sene sonra bunların unutulup, telefonun meşgule düşürülmesi gibi kavramlar ortaya çıkacaktadır ve çıkmalıdır.
ileride çekilecek çilelerden, işkencelerden habersiz olarak hissedilen heyecan. bir de etrafa gülücük falan dağıtmak mı? yok canım, katil olmaya kadar yolu var bu işin.
o heyecanla birlikte sabahları erken kalkma, aşırı doğa sevgisi, her tarafa gülücükler saçma, kendine bakma ihtiyacı hissetmek gibi bir sürü saçma eylemleri yaptırandır.
aslında ne kötüdür!
kendiniz için değil bir başkası için varolursunuz bir anda. önemli olan biz değil miyiz? sevgililer geçip giderdir sadece. onun için bırakın yav bu saçma aşk böcüğü insan olma tavırlarını.
öyle böyle bişey değildir,sabah kalktığınızda işe okula nereye gidiceksiniz gitme hevesiniz vardır çünkü onu görüceksinizdir,görmeden önce mideye kramplar girer titrersiniz heyecandan,ararsa saçmalarsanız mesaj atsa 100 kez silip tekrar yazarsınız,onu görünce rahat olmak istersiniz ama bi yandan da o öyle güzel bi heyecandır ki hiç geçmesin istersiniz öylesine güzelleştirir yaşamayı.