Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
O olmazsa yaşayamam. demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden
aşk kadını güzelleştirir. ne kadar kendine güvenen biri olsa da iyi yanlarını tekrar keşfeder karşı cinsle. yalnızlığa alışmış, güçlü bir kadın ya da güçlü olduğuna kendini ve çevresini inandırmış bir kadın aşkla güçsüzleşebilir. neden mi? tek başınayken omzundaki yükleri kimseden bir yardım almadan taşıyabiliyorken artık sevdiğiyle paylaşabileceği umudu yeşerir kadının içinde. hafifleyeceğini düşünür. ben hallederim'den biz hallederiz'e geçer. böyle olunca kadın gücünü paylaştırmaya çalışır. güçlü bir kadına aşık olan erkek istemeden de olsa kadınını güçsüzleştirecektir. erkek ne kadar severse sevsin, kadın hep bir adım önde sevecektir. kadın eski gücünü geri almak isteyecek ama kalelerinin yıkıldığını görecektir.
kadın aşık olmayan bir varlık olduğu için geçersiz önermedir. siz daha aşık oluyor sanın sizden daha iyisini bulduklarında gözünüzün yaşına bakmadan sizi terk edecekler.
elde etme hırsıyla kendinden geçmiş erkek söylemi.
ne kadar acı.
hapsolmuştur hırsına, o kadar odaklanmıştır ki aşık bir kadının nasıl da güzelleştiğini görmez.
aşk kadını kadın yapar aslında.
kendinin bile farketmediği o sevgi dolu yüreğini, anaçlığını kadına gösterir.
erkek gelir kadının doğasını gözlerinin önüne serer.
seyretmek lazım.
yaşam gibi, hayat gibi.
ağlar, güler.
uçlarda yaşar kadın duygularını.
pek çok duygu bir anda...
dengesizlik gibi gelir erkeğe.
anaçlığı mıdır, yoksa sevdiği adama kıyamamasıdır o güçsüzlüğü yoksa?
değeri mi düşer o halde?
yok ya bakmasını bilen gözler kadının sevgisindeki yüceliği, asaleti, fedakarlığı görür.
o aşka sahip adam dünyanın en şanslı insanlarından biridir aslında da elindekinin kıymetini bilmez.
kadın yine aynı kadındır ne daha güçlü ne daha zayıf. Değişen sadece aşık olduğu erkeğin gözündeki imajıdır. Erkek dağın tepesine çıkmış bayrağı dikmiştir artık. Zirveye ulaşan kişinin geriye bakıp "çokta yüksek değilmiş" demesiyle aynı mantıktadır bu önerme.
Başka bir şekilde ifade edecek olursak, erkek ulaşılmaz gördüğü kadını kendine aşık etmiştir ve kadının karizması yavaş yavaş erimektedir erkeğin gözünde, ilerleyen level'larda anlaşmazlıklar, terkler kaçınılmazdır.
Aşık kadın evet güçsüz olur. Çünkü aşk beyni ele geçirmişitir, bir nevi kalbi yönetiyordur. Bü güçsüz kadın duygularını yaşar, ayrıldığı sevgilisini affeder mesela.. ya ad bekler... gelince "o"na şevkat gösterir. Bence aşık kadınları eleştirmenin hiç bir anlamı yoktur. Aşık kadın bi kendine güçsüzdür...
kadının kendine yaptığı en büyük eziyet en büyük saygısızlıktır. çünkü gururunu kaybeder en güçlü kadın dahi ve erkekler güçlü kadın sever güçlü kadın ağlarsa gözden düşer ağlamazsa aşifte olur ortada dımdızlaktır kadın aşıkken . tek bildiği şey vardır ona karşı iradesizdir.
--spoiler--
aşk nedir?
+Bir kadına hiç yakıştıramadığım bir şey varsa o da aşık olması..
--spoiler--
o aşk sayesinde karşı taraf ayakta duruyor yalnız! denilmesi gereken yanlış önermedir. aşk kadını güçlendirir. tabi karşısındaki adam, adam gibi adamsa. sevgiden aşktan verilen değerden anlıyorsa...!!!
bu sadece bayan için değil erkek için de geçerlidir. çünkü aşk köleliktir. kölelik esaret, esaret ise insanın en güçsüz, en savunmasız ve en takatsiz olduğu durumdur.
aşık olan kaybeder derler ya kadının güçsüz göründüğü durum bundan mütevellit.
aşk artık bir ego savaşı gibi yaşanıyor. kim kimin peşinen koşacak diye tetikte bekliyor herkes. onu arayıp sesini duymak isterken dur şimdi aramayayım yoksa çok üstüne düştüğümü sanacak gibi samimiyetsiz düşüncelerle dolu her iki taraf. belki iki tarafta iyi niyetli, belki bu saçma sapan egoları aşsalar harika bir ilişki olacak gel gör ki kaçan kovalanır klişesi o kadar geçerli ki hala. kimse riski göze alamıyor ve çekişme devam ediyor. işte burda çoğunlukla kadınlar o yanılgıya düşüyor ve güç yerine aşkı seçmek istiyor. sonra da açıklamaya çalış bakalım sözlüklerde.
kadın neden aşık olur diye sormak gerekir önce bu önermeyi irdeleyebilmek için..bir çırpıda aklıma gelenleri yazacak olursam:
1-sahiplenilmeye ihtiyacı olduğu için.
2-birilerini iyileştirmeye ihtiyacı olduğu için
3-sadece tensel çekim için
4-birinin yanında kendisi gibi olabildiğini hissettiğinden
5-erkeğin dış görünüşü iyi, ıvırı zıvırı, statüsü, parası olduğundan.
bu liste böyle devam edebilir.listenin maddelerinin önem sırası veyahut maddelerin doğruluğu tartışılabilir. ancak sadece bu maddeler için dahi önermeyi inceleyecek olursak..
kadın aşık olmadığında da her daim güçlü değildir fakat gerektiğinde o kadar fazla kere güçlü taklidi yapmıştır ki artık takadi kalmamıştır ve erkeğin gücünü hissetmeye ihtiyaç duyar. ve her kim onun içgüdülerine, onun daha fazla taklit yapmasına gerek kalmayacağını; kendi gücünü onu ayakta tutmak adına kullanacağını hissettirirse kadın aşık olur.
kadın sadece içinde uzun süre boyunca biriktirdiği sevgi ve şefkatle, sorunlu olduğunu; güncel tabirle ıssız olduğunu hissettiği adamı iyileştirebileceğine inandığı anda aşık olur. bir diğer açıdan bakarsak iyileştirebilme gücünü kullanacağı bir alandır aşık olduğu adam.
sadece tensel çekimde ise çok basitçe kendisinin ya da aşık olduğu adamın çekim gücünden etkilendiği için..
"kendisi gibi olabildiği" yani her daim güçlü olmak zorunda kalmadığı zaman..
erkeğin günümüz sosyal toplumunda maddi ya da manevi değerlendirilebilecek toplum açısından kabul edilmiş güçlerinden etkilenerek..
öyle ya da böyle bu listenin sonucunda görüyoruz ki aslında aşk bir güç savaşı..ama çoğunda kadın aslında kendi gücünden ziyade erkeğin gücünün etrafını çevrelemesinden etkilendiğinden aşık oluyor. aşık oluyor, çünkü aslında doğası gereği kırılgan olan olduğundan (eminim bu konuya feministçe yaklaşanlar olacaktır ama özünüzü inkar edemezsiniz) doğanın şimdiki koşullarına uyum sağlamaktansa kendisine dönebileceği alternatifi seçmek istiyor. korunmak, kollanmak ama asla ezilen olmamak.. el üstünde tutulurken kendi şahsına münhasır naif güçlerinden de erkeğin etkilendiğini görmek istiyor..o nedenle aşık olan kadın güçsüzleşmiyor aslında. bir açıdan öğrenerek edindiği erkeksi sert yönlerinden sıyrılıyor. tamamen teslim oluyor bir nevi. kendi gibi kalıyor çünkü aşık olduğunda. zırhını kenara koyuyor o gücünden çok etkilendiği erkeğin yanındayken. ama nedense zaman geçtikçe erkek güçler dengesini bozuyor bir şekilde. bozuyor derken; kadınla erkeğin, bir başka deyişle kadın ve erkeğin güçlerinin farklılığınu unutuyor ve kadın bu unutkanlığın altında eziliveriyor. tabi ki biraz zaman alıyor kadının yeniden zırhını bıraktığı yerde bulup üzerine geçirivermesi..
ta ki yeniden ihtiyaç duyup, inanıp, zırhını yeniden kenara koyana kadar.
birine karşı çok hassas olmandan kaynaklanıyor acizleşiyorsun kaybetme korkusundan kaynaklanabilir,yada biteceğini bile bile devam etmek ona çok değer vermek birine bağlandıktan sonra ona karşı acizleşmek bir tek kadınlarda var erkeklerde alışkanlığa bile dönüşmüyor birazda bunu hırs yapıyor sanırım kadınlar kendini sevdirebilmek adına aşık oluveriyorsun daha sonrası ne sen onun sevdiği kişisin artık nede o senin kendine bağlamaya uğraştığın kişi değil sonuç durmayacak gözyaşları...vazgeçilen dostlar yalnızlık...
aşık olan adamın güçsüzleşmesiyle eşdeğerdir. aşk beraberinde güveni getirir, karşıdaki kişi güveni biraz olsun sarsarsa aşık olan kişi yıkıma uğrar, çünkü bağlanmıştır. güçsüz olmayı hiçbir zaman kendine yediremeyen insanın kapılmaması gereken eylemdir.
güç gösterisi değil hayat
aşk bu tür oyunlara dahil değil.
hem ne var(yazar burda cinsiyet alınganlığı yaşıyor) güçsüzleşsek,çirkinleşsek,güzelleşsek.
kime ne be general?
aşkı zaten tek başına yaşıyorsun tekil savaş bu sen hep çoğul sanıyorsun.