aşkın gerçekten ne demek olduğunu farkında olandır.
beğeniyi aşkla karıştırmayandır.
imrenilecek insandır.
bunu demesem olmaz... en asil duygunun insanıdır.
belirli bir süre bunu avantaj sanıp, aşkın varlığını hiçe saysa da zamanla aşık olmak isteyen, kendini boşlukta hisseden insandır.
(bkz: kendimden biliyorum)
yaşadığı acıları istese de unutamayan ayrıca bu deneyimler sayesinde birine ilgisi oluştuğu an kalbiyle beyni arasına görünmez duvarlar örerek aşkı hayatına sokamayan insandır.
bu durumdan çok memnun olmayan insandır. o da ister iyi vakit geçirebileceği birini ama... çok birşey de değildir aradığı aslında ama olmaz işte bir türlü öyle biri çıkmaz karşısına. otuz kırk yıl önce falan yaşamayı ister zira o zaman herşeyin daha güzel olduğunu düşünür. yağa benzine bile o kadar çok değer verilmişken insanların birbirini daha çok önemsemesi sevmesi o dönemler için çok da yadırganmayacak birşeydir.
Çevresinde yaşananları görüp ders alan akıllı insandır. Aşık olmak için yaşayan insanlardan daha mantıklıdırlar. Hayattan daha önemli beklentileri vardır.
nedeni birisini gerçekten sevdiğinde, egonun eriyip kaybolmaya başlamasıdır. Ego ile birlikte sevemezsin, ego bir engele dönüşür. Ve sen kendinle diğer kişi arasındaki engeli kaldırmak istediğinde, ego: "Bunun sonu ölüm olacak, dikkat et!" der!
aşka düşmek...
aşık olmak için bir yol, yöntem arayışı içinde olanlar; "nasıl aşık olunur?" diye soranlar yok mu? var...
Onlar ne istediklerini anlamıyorlar. Aşık olmak demek artık bir yol, bir teknik, bir yöntem yok demektir. Bu yüzden ona "aşka düşmek" denir; sen artık kontrol eden değilsin, sen basitçe içine düşensin...