siz farkında olmadan duygusal şarkılar dinlemeye başlarsınız. belki de anlamadan aynı şarkıyı 5 defa üst üste dinlersiniz. bir suskunluk hali çöker üstünüze. arkadaşlarınız sorar ''bi sorun mu var diye''. yok dersiniz samimi olarak. çünkü farkında değilsinizdir fakat hücrelerinizi ele geçirmiştir tanımı bin tane olan o yüce! aşk kavramı. dolaşmaktadır bünyenizde. yavaş yavaş durumu idrak edersiniz fakat buna izin vermemeniz gerektiğini düşünmektesinizdir. durup dururken dertsiz başıma dert alacağım dersiniz hareketli şarkılar dinlemeye kalabalık ortamlara girmeye gayret edersiniz. ama aşk vücudunuza yayılmaya çoktan başlamıştır bile. tıpkı kanser gibi bünyenin zayıf oldugu anları kovalar ve yakalar. yenilirsiniz. sonra buna boyun eğersiniz ve bir zaman sonra kötü bir şeyler olur.
bazıları da yenilmez kanseri yenenler gibi. aşka boyun eğmezler. üzülmezler ve kimseyi üzmezler. işte o muhteşem insanların tedavisni bildiği bir hastalıktır aşık olacağını hissetmek ve aşık olmak.
insana gel-gitler yaşatır. ya körü körüne devam edip aşık olma riskini alacaksınızdır ya da zamanında müdahale edip irtibatı keseceksinizdir. artık aşkın "uzaktan" olmadığı; kişiden, ilişkiden ne istediğinizi bildiğiniz ve kendinizi tanıdığınız yaşlardaysanız aşka bile ön vereceğiniz için tercih sizindir.
Onu sürekli görme isteği gördüğünüzde ise anlam veremediğiniz bir şekilde kalbinizin hızla çarptığını, yanaklarınızın yandığını, onunla konuşurken kekelediğinizi hissetiğiniz andır.
karşı cinsten birisiyle yeni tanıştığınızda, onda diğerlerinden farklı bi kaç şey gördüğünüzü fark ettiğinizde ve bunun doğruluğunu kanıtlamak için onu tanımak istediğinizde içinizi kaplayan güzel histir.
onunla konuşurken içinizin ısındığını, güldüğünüzü, hafiften de kıskanmaya başladığınızı farkettiğiniz insan için söylenebilecek sözdür. aşkın ilk kıvılcımlarıdır.
böyle için kıpır kıpır olur, sanki çok mutlu bir haber almışsın gibi, sürekli onu düşünmezsin sadece arada bir aklına gelir çünkü henüz tam aşık olmamışsındır, onu görmek istersin ama sanki asıl içindeki heyecan başka birşeyle ilgiliymiş gibi gelir. yüzünde gülücükler açar, sevgi pıtırcığı olursun adeta, mutlusundur. telefon çalınca kalp ritmi hızında ani bir yükselme meydana gelir, arayan o olmasa bile sevinerek bakarsın telefona, herşey toz pembe olur... işte bunları hissedince zor günler size yakın demektir. ne demiş üstad: aşk başlamadan güzel...
aşık olmayı düşünürsün bir süre sonra hissettiğini düşünürsün daha sonra da aşık olduğunu kısacası tamamen düşünceye bağlıdır. hissetmek falan düşmeyelim böyle tuzaklara.
aşk bir kere yaşanmaz. evet aşk birdir bir tanedir ama bir kere yaşanmaz. nasıl tartacaksın ki bunu? bir kere aşık oldum bir daha olamam mı diyeceksin? öyle bir anda gelir ki karşına;
"ulan bu diğerinden daha bi aşk, o zaman gerçek aşk bu."
dersin. hani aşk bir kere yaşanırdı?? öncekine ne oldu şimdi?? o da aşkdı hani hem de bir daha yaşayamam benzerini dediğindi hani? o yüzden aşk eğer zahmet edip kapınıza kadar geldiyse herşeye rağmen yaşanmalı !
olağanüstü bir güdüdür. ilk birkaç gün neyin ne olduğunu anlamazsın! sonra gelecekle ilgili olarak o muhteşem şey olduğunu düşündüğün insanla ilgili birlikte bişeyler yapılan hayallere daldığında anlarsın, ya çok mutlu olursun, imkansız değildir, ya da kahrolursun onunla sen! imkansızdır...
