aşık olmadan önce ilkin seçim vardır der stefan zweig. yani kişi aşık olmadan önce bilinç / bilinç öncesi bir takım aşamalardan oluşan pek çok bilişsel süreçten geçirir karşısındakini. çocukluğumuzdan beri pek çok mitlerden, ebeveynlerimizden oluşturduğumuz ve idealize ettiğimiz aşık olunabilir bir x kişi aslında hep saklıdır bilinçaltımızda bir köşesinde. bu x kişisine en çok benzeyen kişiye aşık olur insan aslında.
idealar dünyamız yaşadığımız tüm kötülüklerden bizi kurtaran kahraman beyaz atlı prensler veya küllerin arasından sadece prensin keşfedebildiği saklı hazine külkedisi gibi benzer mitlerle doludur ve bütün prensler biraz babalarımıza, bütün prenseslerde biraz annelerimize benzer aslında. Peki neden idealize ederiz? idealize ettiğimizle tamamlanırız. Eksik olduklarımızı, koparıldıklarımızı idealize ederek tamamlanmaya çalışırız.
bu anlamda hayatın tamamı bir seçimdir. kişi aslında seçimlerinin ya bilincindedir ya da değildir.
paradoks bir önerme.
kime aşık olacağımız beynimizin örüntülerinde gizlidir, beyin onla iletişim kurduğunda aşk hormonları salgılanmaya başlar. aşık olduğumuz zaman beyinde salgılanan hormonlar kime aşık olacağımızı belirler. dolayısıyla hangi insana aşık olmayı seçtiğinizde verilen kararda beynin etkisi büyüktür, bi nebze kimi seçersek seçelim kararı veren beyindir.
Harika bir yetenek.
Seçer aşık olurum zor veya imkansızları seçerim genelde, sonra geçici bir süreliğine onu benim seçtiğimi unutur acı çekerim ve bundan keyif alırım mis gibi.
Keyif almam geçince onu kendi rızamla sevdiğimi geri hatırlar sonra aklımın bir köşesine atarım.
Bir insanın kokusu o kişi ile üremek isteyip istemediğimiz konusunda belirleyici oluyormuş. Hatta öpüşmek hayvanlarda önceleri birbirini koklamak olarak başlamış. Feromonlar en çok yüzde olduğu için hayvanlar birbirinin yüzünü koklarmış.
insan kendisine en farklı gelen kokuya sahip insana cinsel çekim duyuyormuş ve makas ne kadar açıksa o kadar tutkulu bir çekim oluyor. Bir de kadınların yumurtlama döneminde erkeklerin kokularına aşırı duyarlı olmaları durumu var.
Sonuç olarak aşk bizim yaptığımız şeyler kadar yapmadıklarımız ile de ilgili.