gün ışığı kötten sekip göze duhul etmişse
orda şekil olub beyne "ben bir kötüm" demişse
beyincağız eli mahkum barrağı dikeltmişse
anlarım ki fikfik vakti gelmiş amma geçiyor
ömrüm kalkan barrağımı indirmekle geçiyor
bana nasip olmayacak dam düşünmeden durmak
dam ve köt fikmek dışında birazcık hayal kurmak
birgün olsun barrağımı yalnız işerken tutmak
anladım ki fikfik vakti gelmiş amma geçiyor
ömrüm kalkan barrağımı indirmekle geçiyor
hayat kısa sanat sonsuz deneyim yanıltıcı
fikimi inceledim de şeklen pek kanırtıcı
hayat dururken barrağı uzatmak şaşırtıcı
anladım ki fikfik vakti gelmiş amma geçiyor
ömrüm kalkan barrağımı indirmekle geçiyor
memo der şikayetçiyim hep fikfik düşünmekten
alamıyorum kendimi lakin mastır çekmekten
aslında üzülürüm ben, men edilsem fikfikten
anladım ki fikfik vakti gelmiş amma geçiyor
ömrüm inik barrağımı kaldırmakla geçiyor
(bkz: fikfik vakti)
en samimi türk karikatürüdür. okurlarının yaş itibariyle lise öğrencisi olduğu lmanyakta şimdide lombak çizilen mastder in lideri. fuzulinin sapık halidir. aşık olunana ulaşmaz gidilen yolu sever o.
o bir ossbircidir... hiç bir zaman bu prensibini bozmaz ve kendini ona vermek isteyen hiç bir kadınla birlikte olmaz. (bkz: belli ki ululardan da ulusun)
erdem sahibi çizgi karakter."taviz yok,bildiğin yolda ilerle."dir kuralı...
biraz analım.:)
dilber su başında sızmış uyumuş
ensesinden koklasam uyanır mı?
fikim yine kalınlaşmış büyümüş
arkasından yaslasam uyanır mı?...
...diye on küsür kıtayı bulur bu eseri..
ancak "indim mala vurmaya hoy nanay da
fik de loy nanay da" diye devam eden bir şiirini hatırlayabildiğim ossbir uzmanı, asalı, errektif mastder başkanı.
osmanlıcayı az da olsa bildiğini sandığım aruz vezninde şiirler yazan hatta aşk ile meşk ile adındaki şiirini türkü haline getirmiş ilginç karikatürist. fakat şiir ve şarkılarının içeriği gennelişkle cinsel konular olduğundan okuyucu kitlesi de biraz farklıdır.
en belirgin özelliği sayfalar dolusu g.t, meme gibi tahrikj edici çizimler yapabilmesidir ve sürekli olarak erekte olmasıdır.
evet söz verdiğim gibi şiirleri haftalık olarak yazmaya devam ediyorum. geçen hafta bilgisayardan biraz uzak olduğumdan iki entry ile iki haftalık şiirleri sizlerle buluşturacağım. *
24 ekim 2007 tarihli uykusuz dergide yayınlanmış şiir.
nazlı kuğum, turna gözlüm, barrağım
birbirine yoldaş iki daşşağım
dertli memo söylesin siz dinleyin
otuz yıldır otuzbire aşığım
dam köt garip memo'ya ilaç değil
bilakis fikfiktir olduran sefil
zalım morbaş, dikelme biraz eğil
yoksa gözüm yaşlı attıracağım
senelerdir şu kederim dolmadı
dam düşünmediğim anım olmadı
otuzbirsiz bir dakikam dolmadı
barrağımı gamla solduracağım
inme fikim, bakma yerlere doğru
bilmem otuzbir mi fikfik mi doğru
dama köte bakaraktan dosdoğru
memo'yum, fiki sıvazlayacağım...
ve daha nice uyarlama sözleri olurdu. senaryo da işlenirdi bâzen. misâl bir gün fikinin doğrultusunda ormanda ilerleyen memo, bir hastalık nedeniyle tüm erkeklerinin öldüğü bir köy bulur. köyde kalan kadınlar artık odun parçalarıyla rahatlamaya çalışmaktadırlar ki resmen seçilmiş kişi gibi karşılarına dikilir memo bunların.
daha sonra kadınlar memo'ya tapınmaya başlamıştı, ahah...sıçardık gülmekten.
am peşinde harab oldu en verimli yıllarım
tiftik iken bak kadayıf oldu götte kıllarım
kafan kel kel parıldıyor fikin kafası gibi
yıllar yılı otuzbirden bitâb düştü kollarım... dizeleriyle saygımı kazanmış dava adamı...
memo tembelçizerin üzerine edebi bir şeyler karaladığı zamazingo bu. lakin arşivden çıkıp, orada burada yayınlanmamış bir şiiri de vardır. kaynak : uykusuzdergi.com
--spoiler--
Üç gün içinde çekmişim en az on beş otuzbir
Fikim sızlar oldu gayri çekemem bir kez daha
Lakin can sıkıntısına otuzbir tam birebir
Fikim tekrar kalkana dek yok gayri huzur bana
* * *
işim gücüm var bitmemiş, çalışmam gerekiyor
Hayalimde manitalar "Memo, kaldır, sok" diyor
Fik dinlemez işi gücü, bak yine sertleşiyor
Sıvazlayıp sızısını dindirmek düşer bana
* * *
Eh be barrak ne adamsın kandırdın gene beni
Oysa attırdığım donu değiştirmiştim yeni
Şu hayatta yok mu işim tutmaktan başka seni
Bari bu kez çık da dondan, attırayım her yana
* * *
Çok istedim göndermedi Allah bir damcık gökten
Ne damdan yana bir nebze şansım var ne de kötten
Göremedim başka bir şey Taşhaktan ve de fikten
Domaltıp da fikemedim bir kadın kana kana
* * *
Fikim kaldırmış başını sorar gibi bakıyor
Sanki atmıkları değil gözyaşları akıyor
Yeter Memo, çekme artık, fikim beni yakıyor
Otuzbirle avunulmaz, sokmayacaksan dama
--spoiler--
zaman zaman 'yuh artık bi yere kadar' dedirtiyor... uykusuz'un son sayısında dördüncüsü bulunan bir destan söz konusu son haftalarda. bakalım nereye kadar gidicek. haftaya da devam ediyormuş. lakin her şeye rağmen ilham da vermiyor değil. bu mısraları aşık memo'ya ithaf ediyorum:
fikim olmuş bamya gibi yazarken
sözlük emdi enerjimi erkenden
sallar isem dönüşür bir barrağa
doldururum birayı arjantin bardağa
sonrasında ver elini beyoğlu
bara koşar damcık için er oğlu
kızlar beni bekler ve domalır hemen
gitmem gerek eve derim erkenden
aşık vakur yine dönüş yolunda
fik fik yalan barrak bekler donunda...