''ruhum geldiği yere dönecekmiş, ben dünyada kalıyorum. onu yakarlar mı bilmem, ama burada rahat uzanıyorum'' Allah rahmet eylesin.
Kasımın on yedisinde Zeynel babadan geldim.
Döndü anaya rahmolmuş, ehlibeyt meftunuyuz
Ben faninin acısına, seyrü sefadan geldim.
dizeleriyle kendini anlatmaya başlayan halk ozanı.
eğitim hayatının ilk sekteye uğraması dolabında bazı şiir kitaplarının ve bektaşilik isimli çok eski bir kitabın bulunmasından olmuştur.
akılsız diyerek yar yar dost beni taşlar
artık adam olmak dost, dile kolaydır..
ne bilir belayı belasız başlar
el davulu çalmak dile kolaydır.
( kitabın içinde amerikada bir müzede sergilendiği söylenen peygamberimizin resmi de var, çok ilginç )
her neyse, eğitim hayatına kuleli askeri lisesi'nde devam etmek istediyse de maddi imkanlar aman vermedi. burayı da bırakmak zorunda kaldı.
evim yok barkım yok yar yar sermayem sıfır
vücudum müslüman ama kaderim kafir
ömrüm oruç geçti, bayram etmedim
mahsuni şerifim yar yar zordur bu dünya
çocuklarının isimleri çok güzel bu ozanımızın,
züleyha ilk kızı daha sonra ferhat, şirin ve emrah var.
daha sonra derya, şeyda, ali ve yetiş.
çocuklarının her birinin ismi bir efsane, bir şiir, bir aşk, bir mücadele.
hayatı da bir mücadele. kendisi devlet güvenlik mahkemelerinde yargılanmıştır.
elhamdülillah kızılbaşım ve laik'im. ben değil, yedi sülalem kızılbaştır. bir suç varsa o da vallahi dedemdedir. dediği için zamanında dgm'de yargılanmıştır.
size erim erim eriyesin'in hikayesinden bahsedeyim mi biraz ?
yıl 1972, 12 mart dönemi.
başbakan nihat erim.
takmışlar kafayı mazhuniye.
antepte almışlar sorguya, tırnaklar sökülmüş elektrik verilmiş yetmemiş birileri bir gece vakti evini yakmışlar ozanın.
çıkmış didinmiş bulmuş buluşturmuş bir daha yapmış evi.
ama neye yarar ödüller, eserler, arşivler, ne varsa yanmıştır.
bir daha kurar yuvasını.
bir daha yakarlar.
yakmak için de evin onarılmasını, tamamlanmasını beklerler.
mahzuni ilenir.
Köşkün sarayın yıkılsın
Erim erim eriyesin
Umudun suya dökülsün
Erim erim eriyesin
Çölden çöle sürünesin
söylediği bu eserin nihat erime olduğu anlaşılır. işte yargılanma süreci hapis yatar mahzuni.
aslında daha çok pis anlatasım var da işte ne bileyim :d böyle yazarken sinirleniyorum ben nasıl olsa okumuyolar ne yazıyon mal diye :d
bitireyim yavaştan
yahu bu ne haldır öldüm yedi yıldır
yahu bu ne haldır öldüm yedi yıldır
demiş ya hani sonra
yahu deli miyim yok ölü müyüm
yahu deli miyim yok ölü müyüm
sonra şey demiş
parlayan bizi paylar
ağlama sızlama anam benim bir gün biter yaralar
heh işte kendisiyle oturma konuşma muhabbet etme şansım olsaydı bunu sorardım ben.
bitiyor mu harbi?
sen bilirsin derdim, şimdi konuşmayalım ehlibeyti, hacı bektaşı, 12 imamı, maraşı çorumu sivası, 60ları 70leri 80leri, maraştan almanyaya uzanan hayatı.
evet onları da çok merak ettim zamanın da hala da ederim de
büyüdüm be abi.
hani olmadık daha
ama pişiyoruz.
piştikçe daha başka merak ediyorum bunu
bir gün biter mi yaralar?
"bir elinde kadeh var nerden gelirsin canım
içip de ağlamayı derman bilirsin canım
dünya fani bahçedir birgün ölürsün canım
adam olamadın gitti zevzek
beni bilemedin gitti zevzek
yürü be yürü be yürü be yürü be insan değilsin
kendini bilmeyen canım eli ne bilsin
halkı halkı halkı halkı hakkı ne bilsin
yürü be yürü be yürü be yürü be insan değilsin
kendini bilmeyen canım halkı ne bilsin
halkı halkı halkı halkı hakkı ne bilsin
hele bak şu aynaya yüzün yüze benzer mi
ta sabahtan uyumuş gözün göze benzer mi
vay o boyun devrilsin özün bize benzer mi
adam olamadın gitti zevzek
beni bilemedin gitti zevzek
yürü be yürü be yürü be yürü be insan değilsin
kendini bilmeyen hey dost halkı ne bilsin
halkı halkı halkı halkı hakkı ne bilsin
yürü be yürü be yürü be yürü be insan değilsin
kendini bilmeyen hey can halkı ne bilsin
halkı halkı halkı halkı hakkı ne bilsin
mahsuni bu haliyle nereye vardın canım
sen bu ele gelmeden nerde yatardın canım
belinde barabellom kimi kurtardın canım
adam olamadın gitti zevzek
beni bilemedin gitti zevzek
yürü be yürü be yürü be yürü be insan değilsin
kendini bilmeyen canım halkı ne bilsin
halkı halkı halkı halkı hakkı ne bilsin
yürü be yürü be yürü be yürü be adam değilsin
kendini bilmeyen canım halkı ne bilsin
halkı halkı halkı halkı hakkı ne bilsin
yürü be yürü be yürü be yürü be insan değilsin
kendini bilmeyen canım halkı ne bilsin
halkı halkı halkı halkı hakkı ne bilsin
yürü be yürü be yürü be yürü be adam değilsin"
üstadın bu hicvini, üstün geometrik bilgisiyle halkımızı aydınlatan zat-ı muhtereme armağan ediyorum.
Sana Hasret Sana Vurgun Gönlümüz
Neredesin Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Bu Gemi Bu Karadeniz
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Ararım izini Dolmabahçeden
Bir Daha Dönmezmi Bu Yola Giden
içimde Sen ,Gözümde Sensarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Kurban Olam Yürüdüğün Yollara
Kara Peçe Yakışmıyor Kullara
Uyan Bak Bizim Hallara
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Bulutlar Terinden, Dağlar Kokundan
Sarhoştur Sevdiğim Mahsuni Bundan
Bir Daha Gel, Gel Samsundan
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Satırlarıyla Atamıza duyduğu kutsal özlemi dile getiren ozan.
Elhamdulullah kızılbaşım ve laikim ben değil yedi sülelam de kızılbaştır. bir suç varsa o da dedemdedir dediği için hakkında dgmde dava açılan, sağlam duruşundan ödün vermemiş ozan.
Duruşu ve düşünceleriyle kitleleri peşinden sürükleyen derviştir. Bir büyük derviştir kendisi ki yaradan'ın içine üflediği sonsuz soluk her defasında bir başka deyişe dönüşür... Kanımca "dil" tekkesinde müritleri "kelimeler" olan başka da biri yoktur.
yasaklı olduğu dönemde ne testislerinden elektrik verilmesi ne dişlerinin sökülmesi ne de tırnaklarının çekilmesi üzmüş. acımamış canı o kadar. sadece türkülerini söyleyememek yakmış bağrını. bunu da şöyle anlatıyor;
"bir balığı denizden çıkartın, kuma atın. o balık o denize nasıl baktıysa ben de türkülerime uzaktan öyle baktım"
anadoludan çıkan en önemli taşlama ustalarından biridir mahzuni. türkülerinde siyasi, sosyal konulara değinir, halkının sorunlarını ele alır, 'yönetici'lere bol bol giydirir. nev-i şahsına münhasır, alaycı, muzip ve sağduyulu bir yaklaşımı vardır. ayrıca birçok parçası da edip akbayram ve ruhi su başta olmak üzere nice müzisyen tarafından aranje edilmiştir.
memleketimizin, genç denebilecek bir yaşta kaybettiği önemli bir değerdir. yerinin kolay kolay doldurulabileceğini sanmıyorum.